Oğuz Çetin ve milli
takım idari koordinatörü
Okan Buruk, Polonya'nın Krakow kentinde yarın yapılacak 2012
Avrupa Futbol Şampiyonası play-off
kura çekimi için THY'nin tarifeli uçağıyla Polonya'nın başkenti Varşova'ya gitti.
Çetin, hareketinden önce
Atatürk Havalimanında yaptığı açıklamada, grup ikincisi olarak play-off'a katılma hakkını elde ettiklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Zaten gruplar belli olduğunda birinci ve gerçekçi
hedef buydu. Bunun yanında grup lideri olabilir miyiz hesaplarını yapmıştık.
Eylül ayında oynanan maçlar sonunda
UEFA sıralamasında 17. sıradayız. 19'da
İrlanda, 20'de
Bosna-
Hersek vardı. Dün geceden itibaren sıralama konusunda UEFA ile irtibat halindeyiz. Gelen haberler İrlanda'nın bizim önümüze geçtiği yönünde. Ancak bekliyoruz.
Krakow'da çekeceğimiz kura ile birlikte play-off oynayacağız. Eğer ikinci
torbaya düşersek karşımızda güçlü
rakipler görünse de, kasım ayı itibariyle oyuncularımızın form durumu çok daha iyi olacaktır. Dolayısıyla rakiplerimiz kim olursa olsun play-off'u geçecek potansiyele sahibiz. Ancak, birinci torbaya girersek şansımız daha da artıyor. Dolayısıyla bekliyoruz, kuramızı çekeceğiz ve gelişmelere bakacağız.''
-Olası rakipler-
Oğuz Çetin, ''Aklınızdan geçen bir rakip var mı,
futbolcular kimi istiyor?'' şeklindeki soru üzerine şunları söyledi:
''Torba belli değil. Eğer birinci torbada yer alırsak İrlanda,
Bosna-Hersek,
Karadağ ve
Estonya olası rakipler olacak. Estonya cazip bir rakip ama hiç fark etmez, tüm bu rakiplerin üstesinden gelebilecek güce sahibiz. Ancak ikinci torbada yer alırsak
Hırvatistan,
Portekiz,
Çek Cumhuriyeti ve İrlanda gibi daha güçlü rakipler olacak.
Aslında rakipler arasındaki fark kaliteleri, hepsi mücadeleci
takımlar. Hırvatistan ve Portekiz daha kaliteli takım, dolayısıyla daha riskli rakip. Ama
Türk Milli Takımı olarak rakip kim olursa olsun başa baş mücadelemizi verecek durumdayız. Oyuncularla bu konuyu daha hiç konuşmadık. Ama rakip belli olduğunda
futbolcularla da durumu konuşuruz.''
Türk Milli Takımı'nın oyunu konusunda yapılan
eleştirileri nasıl değerlendirdiği ve
milli takım kampının ne zaman başlayacağına ilişkin soru üzerine de Çetin, play-off karşılaşmalarının 11-15
Kasım tarihleri arasında yapılacağını ifade ederek, ''Ligler yoğun şekilde devam ettiği için 6 Kasım Pazar günü toplanacağız ve 11-15 Kasım'da maçlarımızı oynayacağız'' dedi.
-Milli takıma yapılan eleştiriler-
Oğuz Çetin, milli takımın oynadığı oyuna ilişkin olarak da şunları söyledi:
''Türk Milli Takımı ortaya koyduğu hedefi yakalamış, grup ikincisi olmuştur ve play-off'u da inşallah geçecektir. Oynanan futbol açısından eleştirileri kabullenmek gerekir. Bu eleştirileri belli sınırlar içinde, iyi niyetli, doğru ve dürüst şekilde yapan herkesin eleştirisini saygıyla karşılıyoruz.
Ancak eleştiriler yapılırken Türk futbolunun ne kadar zorlu bir süreçten geçtiğini, kulüplerimizin ve oyuncularımızın içinde bulunduğu durumu hiçbir zaman göz ardı etmemeliyiz. Tatmin edici futbol ortaya konmamış olsa da amaç netice elde etmekti ve elde edildi. Yaşanan süreçle ilgili eleştirileri futbol adına kabullenmekle birlikte arka plandaki art niyetli düşüncelere karşıyız.''
Milli takıma yeni isimlerin katılıp katılmayacağına ilişkin bir soru üzerine de Oğuz Çetin, şunları kaydetti:
''Milli takımın geniş kadrosu belli. Oynayacağımız rakip ve oyuncularımızın performans durumunu göz önünde bulunduracağız. Genellikle dünyad
a milli takımlar çok stabil bir kadroya sahip. Ülkemizde oyuncularımızın devamlılığı ve istikrarı açısından bir takım sıkıntılar olduğu için çok çabuk kadro değişebiliyor. Aslında milli takımda kadro çok değişmemeli. Daha stabil olmalı. Elimizde çok önemli yetenekler var. Biz boş durmuyoruz, her geçen gün bazı gençleri milli takıma kazandırmaya çalışıyoruz. Bu süreç yine o şekilde devam edecek.''
-İbrahim Toraman'ın eleştirisi-
A Milli Futbol Takımı Sorumlu Yardımcısı Oğuz Çetin, ''İbrahim Toraman'ın milli takıma çağrılmamasıyla ilgili bazı eleştirileri vardı'' şeklinde bir gazetecinin sözleri üzerine de şu ifadeleri kullandı:
''Kişiler ve isimler hiç önemli değil. Bu konuda konuşmayı sevmiyorum ancak bu konuda şöyle bir örnek verebilirim. Türk futbolunda önemli yer almış bir kişiyim. 19 yıl
Türkiye liginde oynadım, 26 yaşında ilk kez A milli formayı giydim ve 70 kez milli oldum. Milli takım kaptanlığı yaptım. 1999'da Sayın Mustafa Denizli'nin milli takımın başında olduğu dönemde milli takıma alınmadım ve hiçbir zaman da konuşmadım. Dolayısıyla duygulara hakim olmak lazım.
Kimin hakkında konuştuğuna dikkat etmek lazım. Ama ben her zaman bu tip gençlere hoşgörülüyüm. Gençler, heyecanlılar, istekleri, arzuları var. Ama öncelikli olarak kendi performanslarına bakmaları gerekiyor ve bu tarz eleştiri yapan oyuncuların o mevkide oynayan oyunculara bakması gerekiyor. Uygun görülen, inandığımız oyuncuları bünyemize alıyoruz. Tabii ki Toraman gibi oyuncular da performansını yükseltirlerse, üstün başarı gösterirse, özellikle takımında oynamaya başlayıp orada gözümüze girerse o da milli takıma tekrar girebilir.''