Derya gibi yüzmede yarışan ve Amerika'da bir dönem aynı üniversitede okuyan Phelps, kazandığı 8 altın madalyayla oyunlar tarihine geçti. 7 yaşında yüzmeye başlayan Derya Büyükuncu, rekorlarla dolu parlak kariyeriyle 1992'de Barcelona Olimpiyatları'na gitme hakkı kazandığında; Phelps havuza yeni dalış yapıyordu. Türkiye'nin 'altın çocuğu', her olimpiyatta umutları bir sonraki oyunlara öteleyedursun; 20 yaşına geldiğinde Michael Phelps ile birlikte bu işin en iyi eğitiminin verildiği Michigan Üniversitesi'ne gönderildi. 2008 Pekin Olimpiyatları geldiğinde, havuzun favorisi olarak Phelps gösteriliyordu; ancak, 5. olimpiyatında Büyükuncu'nun da okul arkadaşı karşısında yeterli tecrübesi ve eğitimi vardı. Havuzda kulaçlar atıldı. Bir kez daha yarışır mı bilemeyiz ama 32 yaşına gelen Büyükuncu, yine hayallerimizi başka bahara bırakırken; Phelps'in ismi olimpiyat tarihine altın harflerle yazıldı. Pekin'de düzenlenen Olimpiyat Oyunları'nda başta ev sahibi Çin, ABD, Avustralya, Almanya, Rusya gibi ülkelerin sporcuları rekor üstüne rekor kırarken Türk sporcuları büyük bir hayal kırıklığı yaşattı. Olimpiyatlarda tel tel dökülen Türkiye'yi yüzmede temsil eden Derya Büyükuncu da, kariyerindeki 5. olimpiyatından eli boş döndü. Derya Büyükuncu gibi yüzmede yarışan ABD'li Michael Phelps ise Pekin'de tarih yazdı, yüzmedi adeta uçtu. Kazandığı altın madalyalarla oyunlar tarihinde en çok altın kazanan sporcu oldu. Haftalık Aksiyon Dergisi Phelps ile Büyükuncu'nun aynı üniversitede okuduğunu ortaya çıkardı. Behram Kılıç imzasıyla yayınlanan haberde, 5. kez katıldığı olimpiyatlarda hüsran yaşayan Büyükuncu ile rekortmen yüzücü Phelps Amerika'da Michigan Üniversitesi'nde okumuşlar. Dergide yayınlanan Büyükuncu ile Phelps'in ilginç hikayesi ise şöyle: 1976 doğumlu Derya Büyükuncu yüzmeye 7 yaşında başladı. 1986-88 yılları arasında Balkan Yaş Grupları Şampiyonası'nda 12 altın madalya kazandı, tüm rekorları kırdı. 13 yaşında bir sezonda 31 rekorun sahibiydi. 1990'da 200 metre sırtüstünde dünya liseler şampiyonuydu. Bir yıl sonra Atina'da yapılan Akdeniz Oyunları'nda 100 metre sırtüstünde gümüş madalya kazandı. Aynı sene İstanbul'daki Balkan Şampiyonası'nda aldığı madalya sayısı dörttü: İki altın, bir gümüş, bir bronz. Derya havuzda adeta çığır açmış, Türkiye'nin 'altın çocuğu' olmuştu. Bu başarılı yükseliş, ona 1992'de Barcelona'da yapılan olimpiyatlara gitme hakkı kazandırdı. 16 yaşındaydı ve ondan ilk olimpiyatında çok şey beklenmiyordu. 'Tecrübe kazansın' yeterdi. Derya, Barcelona Olimpiyatları'nda yüz metre sırt üstünde 57.38, 200 metre sırt üstünde ise 2.06.01 ile elenecekti. İlk olimpiyatında 'üç tarafı sularla çevrili ülkenin çocuğu' olmanın dezavantajını yaşıyordu! Aynı yıl, yani 1992'de bugün kazandığı altın madalyalar ve kırdığı olimpiyat rekorlarıyla dünyanın dilinden düşmeyen ABD'li Michael Phelps havuza dalış yapıyordu. Phelps daha 7 yaşındaydı. Gerçi 5 yaşından beri yüzüyordu. Ama korktuğu için kafasını suya sokamıyordu. Zaten 11 yaşına kadar öyle pek parlak dereceleri olmayacaktı Phelps'in. Derya öyle miydi? 10-12 yaş arasına 12 altın madalya sığdırmıştı. 1996'da 11 yaşına gelmiş ve o yıla kadar havuzlarda esamisi okunmayan Phelps'in yeni hocası Bob Bowman olacaktı. Bowman, ondaki yeteneği fark etmiş ve tüm konsantrasyonunu dünyanın gelmiş geçmiş en iyi yüzücüsü olacak Phelps'e yoğunlaştırmıştı. Derya üç tarafı denizlerle kaplı ülkemizin ele avuca gelen tek kulacıydı. Üstelik daha 20 yaşındaydı. O ana kadar bekleneni veremedi; ama bundan sonra başarırdı. Amerika'ya gitti, bu işin en iyi eğitiminin verildiği ülkeye. Hem okuyacak hem de kendisini geliştirecekti. Üstelik eğitim gördüğü üniversite, yıllar sonra Michael Phelps'in de sıralarında ter dökeceği Michigan olacaktı. Derya, 5. kez olimpiyatlara katılarak Türkiye adına bir rekora imza atarken, Phelps 2. olimpiyatında rekorları altüst ediyordu.