Hal böyleyken
İsveç liglerinde bir
Konya takımının olmaması da düşünülemezdi. 1989’da kurulan
Konyaspor Kultur Och IF, nisan ayında start alacak
3. Lig’de mücadele ediyor ve
hedefi de 2. Lig’e yükselmek.
İsveç’te yaşayan gurbetçilerimizin neredeyse tamamını Konyalılar oluşturuyor. Bunların büyük çoğunluğunu da
Kulu ilçesinden gelenler... Hatta Kulu’nun en büyük caddesinin ve parkının ismi, İsveç’in eski başbakanı Olof Palme’nin adını taşımaktadır. 28
Şubat 1986’da suikaste
kurban giden Palme, bir
Türkiye ziyareti sırasında Kulu’ya da gitmiş ve orada sevgi gösterileriyle karşılanmıştır. Yaz aylarında Kulu’da liradan çok kron geçmekte ve İsveçliler Kulu’yu Türkiye’nin başkenti sanmaktadır(!)
Neyse, biz esas konumuza gelelim. İşte, İsveç’teki bu Konyalılar,
gençleri spora yönlendirmek ve seslerini duyurmak amacıyla 1989’da bir kulüp kurmuşlar: Konyaspor Kultur Och IF... 2000’li yıllara kadar mahalle takımı hüviyetindeyken, birgün
yönetim biraraya gelmiş ve ‘Bundan sonra daha ciddi olalım’ kararını almış. Bu karar sonrası işe profesyonelce yaklaşmışlar ve 5 yılda 5. Lig’den 3. Lig’e kadar çıkmışlar. Geçen
sezon da 2. Lig’e çıkma şansını kılpayı kaçırmışlar. Bu yılki hedef yine 2. Lig. ‘İnanıyoruz ki bunu başarmak için bizde bu güç var. Başarmak için önce inanmak gerek zaten.’ diyorlar. Kulübün 9’u erkek, 2’si kız olmak üzere 11 genç takımı var. Ağırlıklı olarak 7-16 yaş grubunda takımları bulunmakta.
Gençlere sahip çıkmak için kuruldu
10 yaşındayken İsveç’e gelen ve 33 yıldır İsveç’te yaşayan Konyaspor Futbol Şubesi Sorumlusu Muttalip
Okur, takımı, gençlere sahip çıkmak ve onları sokaklardan kurtarmak için kurduklarını söylüyor. ‘Bu yoldaki hedefimiz, milletimize, halkımıza ve bu çevredeki insanlara faydalı olmak.’ diyen Okur, ‘Bir amacımız da asimile olmadan, kendimizi soyutlamadan toplumla entegreyi sağlamak. Artık burada gidici değil, kalıcıyız. Bu yüzden de buraya adapte olmaya bakmamız lazım. İsveçliler ile sıkı
diyalog içinde olmalı ve birarada olmalıyız. Bunu da en çok
futbolla sağlıyoruz’ şeklinde konuşuyor.
Muttalip Okur’un velilerden bir de isteği var: “
Velilerimiz çocuklarını bir yerlere yollayınca arkasını pek aramıyor. Bize
destek olmayınca verim de olmuyor. Dayanışma şart. Mesela, maça gidiyoruz, karşı takımda 20 veli var, bizim takımda ise sadece ben… Hiçbir veli olmayınca üzülüyorum. Daha başarılı olabilmemiz ve kendimizi kanıtlayabilmemiz için velilerin de katılımı şart.”
Kulüpteki görevlilerden biri de Konya Kululu Hasan
Polat. Yıllar önce
Stockholm’e yerleşen Polat, görev tanımını şöyle yapıyor: “Kulüp için elimden gelen her şeyi yapmak… O an ne gerekiyorsa... Oyuncululara, takıma, kulübe... Sevdiğim için işim sıkıntı da vermiyor. Bazen kendi kendime ‘Bütün bunları niye yapıyorsun?’ diyorum. Kendi kendime ‘Sevdiğim için’ diye cevaplıyorum.” Polat, “Futbol, insanları kötü alışkanlıklardan alıkoyuyor. Zekasını,
arkadaşlık ve
dayanışma duygularını geliştiriyor.” diye de ekliyor.
Antrenör, İsveçli Lundgren
Takımı 30 yaşındaki İsveçli
teknik adam Hakan Lundgren çalıştırıyor. Bir ay önce takımın başına geçen Lundgren, nisanda başlayacak
yeni sezon öncesi 26
oyuncuları olduğunu belirterek, “Daha deneme sürecindeyiz. İki-üç oyuncuyu eleyeceğiz, daha sonra tam bir görev dağılımı olacak.” diye konuşuyor. Hakan Lundgren, “Bu takım geçen sezon 3. olmuş. Takımı tanıdıkça daha net şeyler söylemek mümkün; ama geçen sezondan daha kötü olmamamız gerektiği bir gerçek.” diyor.
Lundgren, Türklerle çalışmak konusunda da ilginç sözler sarf ediyor: “İlk başta konuya
soğuk baktım. Türklerle irtibatım
Erkan isimli genç Türk oyuncu sayesinde oldu. Yeni ve hoş bir deneyim benim için. Türklerle İsveçliler arasındaki en büyük fark, yönetim farkı. İsveçliler sadece misai yaparken futbolu düşünür. Türkler ise 24 saat futbolu düşünüyor. Bu da tam bana göre.”
Takıma yeni katılan 6 İsveçli futbolcunun da kaynaşmaya yardımcı olduğunu söyleyen Hakan Lundgren, “Aslında bütün insanların değerleri aynı. Bunu da tanıdıkça anladım. Kendimden bir örnek vereyim (gülüyor). Mesela, ilk geldiğimde ne ben Muttalib’i, ne de o beni seviyordu. Şimdi görüyorum ki o tertemiz bir insan, onu çok seviyorum. İnanıyorum ki o da beni çok seviyordur. Şimdi en iyi arkadaş olduk.”
RAMAZAN KERPETEN - STOCKHOLM - Zaman