Futbol ve denizcilik dünyamızın önemli isimlerinden
Beşiktaşlı eski
yönetici, armatör
İhsan Kalkavan, geçen
sezon Türkiye liginde başarı elde edemeyip
şampiyonluğa
erken veda eden
Fenerbahçe ve
Galatasaray 'ın bu durumlarının Beşiktaş'a 1
kupa, 1 de
şampiyonluk getirdiğini söyleyerek şöyle devam etti:
“Ortada müstahak olunmadan alınmış bir şampiyonluk var. Müstahak olunmamış derken; ben ce bir hak kın, le gal, ta - mamen dürüstçe, yani analarının ak sütü kadar
helal olması gere kir. İki ezeli rakibin piyasadan çekilmiş olması Beşiktaş için avantaj sağladı. Geçen sezonun, kendine çok güvenen, şampiyonluk yolunda azgın oynayan iki
takımı şu an ligde sürünüyor. Kendilerini şampiyonluk yönünde müstahak gören iki kulübün, Türkiye liginin gerçek yapısı ortaya çıktığı zaman düştüğü durum ortada.”
Kolay başarı, kolay gider
Bence bütün sıkıntı, biraz kolay kazanılmış çok büyük bir başarı var. Ama ko lay başarılar kolay elden gider. Çok az gayretle kazanıldı. Beşiktaş'ın geçen sene müstahak olduğu ya da kazandığı veya aldığı kupa ve şampiyonluğunu kesinlikle küçümsemek istemiyorum, şartlar öyleydi. Beşiktaş görevini yaptı aldı. Bilmeleri gereken bir şey var ki bu işler bu kadar kolay değil. “Biz 2
futbolcuyla bu kupaları alırız” değil.
Zorlu rakipleri arttı
Bu sene de aksi gibi Galatasaray ve Fenerbahçe çok ciddi yatırımlar yaptılar ve lige çok iddalı girdiler.
Trabzon da kendine has gayretleriyle bir şeyler yaptı. Beşiktaş'ın karşısında artık sadece Galatasay, Fenerbahçe ve
Trabzonspor değil;
Bursaspor,
Eskişehirspor hatta
Gaziantep,
Manisa gibi çok ciddi rakipler var. Bütün bunlara karşı çok zorlu mücadeleler verecek.
Beşiktaş bu saatten sonra ne yapabilir: Testi çatladı!
Beşiktaş'ta şu anda testi çatladı. Bu testi ancak orasına burasına bir şeyler sürerek belki idare edilebilir ama neticede testi çatladı. Beşiktaş camiasının bu saatten şampiyonluk hesapları yapması biraz ütopik olur. Durum sadece puan hesaplamaları da değil. 3 puan sisteminde ara istenilse kolay kapanır ama şimdi bir kere şampiyon takım böyle birden dipten başlamaz. Şampiyon takım yavaş yavaş erozyona uğrar.
Bunlar öyle bir başladılarki kendilerini de çok büyük gördükleri için şimdi panik halindeler. Kaybedersek paniği. Maçlardaki ciddi boyuttaki kaybın ana nedenlerinden biri de kaybedersem korkusu. Bu duygu takım için dezavantajdır. Eyvah! Hoca gitti dedim Yönetim kimin arkasındayım dese onu gönderdi. Şimdi de “Mustafa Denizli'nin arkasındayız” diyor. Ben bunu duydum dedim:
Eyvah! Hoca gitti.
Denizli iyi bir
teknik adam, gitmesini istemem. Bildiğin
ayran bilmediğin yoğurttan iyidir. Denizli giderse Beşiktaş'ın kendi öz evlatları var.
Ertuğrul, Rıza, Şifo Mehmet. Yabancılar dan ise
Lucescu derim.. Şu an için Ertuğrul ilk tercihim olur.
Çirkin ifadeler Beşiktaş'ı küçültür
Yönetim için, geldiği günden beri bu kadro çok iyi iş yapar diyemedim.
Yıldırım benim çok sevdiğim bir kardeşim. Beşiktaşlı İşadamları Derne ği'nde de benim sekreterimdi. Beraber de çalıştım. Bu
yönetimden beklentim çok yüksek olmadı. Hepsi tanıdığım arkadaşlarım, iyi insanlar. Ama bu işi alıp sırtlayıp götürecek, bu amansız mücadelenin ağırlığını taşıyacaklarını düşünmedim. Benim görüşümün kulübün gidişatında bir etkisi olmaz. Ben görüşlerimi şu anda sadece bir
taraftar, tecrübeli bir taraftar olarak söylüyorum. Ama bir yönetimin içinden birilerinin iğneleyici açıklamalar yapmaması gerekir. Başkana çirkin ifadeler Beşiktaş'ı küçültür.
Beşiktaş öz çocuklarına sabredemedi
Tabii Beşiktaş bu arada hiçbir takımın yapmadığını yap tı. Rasim, Rıza, Ertuğrul; üç eski kaliteli ismine teknik direktörlük hakkı tanıdı. Ama hak etmedikleri muameleler de bulunuldu. Bence üçü de fevkalede başarılıydı. Beşiktaş'ı Rıza, sekizincilikten aldı götürdü. Sonraki sezona bir takım sıkıntılarla girildi. Bir iki maç tan sonra gönderdiler. Yahu o en kötü zamanda Rize'den kalkıp gelmedi mi?
Başarıyı yakaladı. Takımı tepelere taşıdı. Sonra onun 1-2 kaybına tahammül edemedin. Ertuğrul'un, son 8-9 maçı mükemmel! İşte! Bir dışarıda bir falso oldu. Bir içeride beraberlik filan, Ertuğrul hoca da gitti. Beşiktaş öz çocuklarıyla çok güzel işler yaptı ama onlara sabredemedi,
kredi tanınmadı.
Kurtuluş tek listede
Beşiktaş'ın kurtuluşu bağımsız yapılacak tek listeyle olur. ‘Onun şuka dar adamı var, onu alayım.' ‘Bunun bukadar adamı var, bunu alayım' dersen Beşiktaş böyle sürünür gider. Bu demokratik bir şey değil. Ama maalesef forsmajör bir durum var. İki rakip takımımız başını almış gidiyor. Biz bocalıyoruz.
Başkanlık hesaplarından çıkmak lazım
Hem takımı bir yerden alıp bir yere koyacaksın hem de borçlarını, sıkıntılarını halledeceksin. Bu yüzden Beşiktaş için bir kere ekonomisi çok güçlü insanların yönetime gelmesi lazım. En iyi çözüm, başkan adaylarının konsorsiyum yapmaları. En iyi listeyi toplayan grup gelir. Ben Murat'la da Yıldırım'la da masaya otururum. Amaç en iyi kadroyu oluşturmak, finansal açıdan kulübü güçlü kılmak. İş yapacak, parada verecek adam lazım. Sadece isim de bizim için yeterli değil. İsmi var adamın cismi yok.
Parası var yüreği yok. Bu işler kolay işler değil. Cayır cayır milyonlarca dolar bastıracak. Büyük hesaplar yapılacaksa tek çözüm bu. Ankaralılar'ın adayı şu, İzmirli dernekler şunu söyleyecek. İstanbul'da şunun 500 sandelyesi var, bunun 300 sandalyesi var.
Liste oluşuyor bakıyorsun bomboş. Bu işler bu listelerle yürümez. Ne yapıyorsun Beşiktaş'ın kesesinden yiyorsun. Kadifeden kesesi, kahveden gelir sesi. Listeyle
seçim alırsın. Grupların kuklası olursun. Sonra da başına gelecekleri görürsün.
BUGÜN GAZETESİ