Siyah-Beyazlılar, aynı beceriyi
takımdan ayrılacak
futbolcular için gösteremiyor. Tabata,
Fink, Zapo,
Ferrari yönetimi zorluyor. Bazıları gideceği takımı, bazıları da verilen parayı beğenmiyor. Futbolcuları ucuza mal etmek isteyen kulüpleri de
Beşiktaş geri çeviriyor.
Beşiktaş, bu
sezon yaptığı göz kamaştıran
transferlerle hem
Avrupa'da hem de Türkiye'de adından çok söz ettirdi.
Quaresma ve
Guti ile başlayan
yıldız yağmuru,
Fernandes, Simao ve
Almeida ile devam etti. Siyah-Beyazlı yönetim, dünyaca ünlü isimleri adeta tereyağından kıl çeker gibi hızlı ve masrafsız şekilde renklerine bağladı. Hatta bu transferler sonrası Başkan
Yıldırım Demirören, Süper Lig'deki en önemli rakiplerinden
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'dan bile
tebrik aldı.
Zirve yarışındaki diğer rakipleri hâlâ
oyuncu arayışlarını sürdürürken Beşiktaş, transfer işine nokta koydu ve devre arası çalışmalarını bekliyor. Bu durum lig öncesi
Kartal'ın en önemli artısı olarak gösteriliyor. Madalyonun "transfer edilen oyuncu" tarafı oldukça parlak. Ancak eldeki
yerli ve
yabancı oyuncuların gönderilme durumu bir o kadar baş ağrıtıyor. Kamp öncesi Beşiktaş, Rodrigo Tabata,
Michael Fink,
Tomas Zapotocny başta olmak üzere
Matteo Ferrari, Filip Holosko'yu da elden çıkarmayı planlıyor.
Yerli isimlerden
Fatih Tekke, Erhan
Güven ve Yusuf Şimşek'in de
veda etmesi bekleniyor. Tüm bu çabalara rağmen hâlâ takımdan ayrılan bir isim yok. Beşiktaş'ın el sıkıştığı kulüpleri futbolcular beğenmiyor ya da önerilen ücretler oldukça düşük. Bir de
teklif getiren kulüpler Beşiktaş'ın yollarını ayırmayı düşündüğü oyunculara kelepir gözüyle bakıyor. "Nasıl olsa Beşiktaş bu oyuncuları gönderecek. İstediğimiz şekilde alırız" düşüncesi, transferleri çıkmaza sokuyor. Tabata, İstanbul'dan ayrılmak istemiyor. Brezilyalı oyuncuya da kimse istediği parayı vermiyor. Zapotocny "Ya İstanbul'da oynarım ya da
ülkeme dönerim." diyor. Fink, Beşiktaş'tan aldığı ücretin altına oynamaya sıcak bakmıyor. Ferrari ise "Sözleşmemin sonuna kadar Beşiktaştayım." diyerek gitmeyi aklından bile geçirmiyor.
Yöneticiler de oyuncu almayı kolay olarak görürken göndermenin daha zor olduğunu belirtiyor. Bir oyuncuyu göndermek için sadece paranın yeterli olmadığını vurgulayan idareciler, "Oyuncunun düşüncesi, gideceği takım ve oynadığı takım çok önemli. Bunların bir şekilde anlaşması gerekiyor." diyerek, oyuncuyla vedalaşmanın zorluğuna dikkat çekiyor.
Beşiktaş, Avrupa markası olacak
Beşiktaş Başkanı
Yıldırım Demirören, 2011 yılında kulübün kurumsal kimliğinin gelişmesi için çalışmalara hız vereceklerini belirtti. Demirören, hedeflerinin Beşiktaş'ı ülke ve Avrupa kulüplerine örnek bir yapıya kavuşturmak olduğunu söyledi. Başkan, Türkiye'nin yeni yılını kutlayarak, başarı, sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini diledi.
Ersan, kendini eve kilitliyor
Beşiktaş'ın
genç defans oyuncusu
Ersan Adem Gülüm, maç kaybettiklerinde kendisine ceza verdiğini söyledi. Gülüm, maç günü konsantrasyonunun bozulmaması için kimseyle konuşmadığını belirterek, "Maçlara yavaş yavaş hazırlanırım, house tarzı müzikler dinlerim. Galip geldiysek mutlu olurum. Kaybedince kendimi eve kilitliyorum." dedi.