TRABZONSPOR’un Kolombiyalı forveti
Teofilo Gutierrez golsüz tamamladığı geçen sezonun acısını son iki maçta çıkarmayı başardı. Önce TFF Süper Kupa maçında
Bursaspor filelerini 3 kez havalandırıp
takımına bu sezonun ilk
kupasını kazandırdı, ardından da önceki gün seyircisiz oynanan A.Gücü maçında attığı 2 golle takımının lige 3 puanla giriş yapmasını sağladı.
Trabzonsporluları heyecanlandıran Teofilo kim? Nasıl bir
futbolcu, nasıl bir insan? Bu soruların yanıtlarını bulmak için Trabzon’a gittim ve Kolombiyalı
futbolcuyla bizzat yüz yüze görüştüm.
Ailem geldi rahatladım
- Gol atmak için neden bu kadar bekledin?
İlk 6 ay alışkanlıkların değiştiği dönemdi. Ve ben çok zorlandım. Bir kültürden başka bir kültüre geçmek çok zor. Ben hayatımda ilk defa
ülkemden ayrılarak Trabzon’a geldim. Bu nedenle epey zorlandık. Aileme kavuştum. Ve bu bana inanılmaz güç veriyor. Yani artık bir uyum sorunundan söz edemem.
- F.
Bahçe’yi hem şampiyonluktan hem de
Türkiye Kupası’ndan ettiniz.
F.Bahçe’nin başını bizim rahatlığımız ve güvenimiz yaktı. Bu yüzden de iki kupada da kazanma şanslarını kaybettiler. F.Bahçe artık bize farklı bir gözle bakacak. Belki de daha fazla saygı duyacaklar.
Uzun süredir takip ediyorum
- Peki sonrasında F.Bahçe ile ilgili düşüncelerin değişti mi?
F.Bahçe büyük
oyuncular yetiştiren ve bu ülke için büyük önem taşıyan bir kulüp. Hatta
Alex benim için başlı başına örnek bir oyuncu. Günün birinde kendisiyle birlikte oynama imkanı bulmayı çok isterim. Hatta mümkünse gelsin burada kendisiyle birlikte oynayalım. Ona özel hayranlığım var.
- Alex’le yakından tanışıyor musun?
Hayır ama, ben onu yıllardır takip ediyordum. Genç milli takımlarda oynadığı her maçını izledim diyebilirim.
- Alex sana ‘Ben gelemiyorum, sen gel’ derse ne yaparsın?
Bilmiyorum. Konuşmamız lazım. (Gülüyor..) Elbette ciddi bir
teklif gelirse
yönetim ve hoca ile konuşulması gerekir. Bunun için şu anda bir şey diyemem.
2 ay sonra dönmeyi bile düşündüm!
- Haftalarca yedek kaldığın zaman neler hissettin?
Ben, Kolombiya’da önemli oyunculardan biriydim. Forma mücadelesinin ne d
emek olduğunu burada öğrendim. Özellikle ilk 2 aylık dönemde gitmeyi düşündüm. Ailevi sorunlar ve oynamıyor olmam beni olumsuz etkiledi. Arada kaldım. Gitmemi Şenol
Güneş engelledi. Sonra toparlandım.
Ülkemde de G.Saray-Fener
rekabeti var!
- G.Saray-F.Bahçe rekabetinin bir benzeri Kolombiya’da var mı?
Kolombiya’da en büyük rekabet Junior ile
Nacional arasında yaşanır. Orada da durum aynı. Özellikle trübünlerde büyük kavgalar yaşanır. Bu durum sahaya da yansır. Ben de eski bir Junior oyuncusu olarak bu maçlarda yer aldım. Çok stresli ve yıpratıcı olduğunu söyleyebilirim.
Inter’den vazgeçtim Barça’yı isterim
-
Trabzonspor’dan sonra hangi takıma gitmek istersin?
Çocukluğumdan beri Inter ya da Milan’da oynamayı hayal ettim. Hatta odama o
efsane kadroların posterlerini asar, onlarla yatar, kalkardım. Ama şimdi oynadığı futbol tarzı nedeniyle Barcelona’yı çok daha
çekici buluyorum. Artık Inter’den çok Barcelona’yı istiyorum.
Para sadece sonuç,
hedef hep
ilk 11
- Senin için hangisi önemli; para mı yoksa ilk 11 mi?
Kesinlikle ilk 11. Para kazanmak sadece sonuç. Hedef değil. Zaten ne kadar iyi oynarsanız o kadar iyi para kazanırsınız.
Trabzon tam bir futbol şehri
- Trabzon’u nasıl buldunuz?
Ben uyum sürecini atlatmaya başladığım zaman her şey çok kolaylaşmaya başladı. Annem ve babam bu süreci hızlandırmak ve bize
destek olmak adına Trabzon’a geldiler. Şu anda kendimizi Barranquilla’da gibi hissediyoruz.
-
İstanbul’da yaşayan futbolcularla Trabzonlular arasında ne fark var?
Trabzon şehri İstanbul’a göre
küçük ama çok güzel. Herkes birbirini tanıyor. Trabzon, tam bir futbol şehri. Herkes futbolla yatıp futbolla kalkıyor. Böyle bir şehir daha olduğunu sanmıyorum. Kaybettiğimiz zamanlar ben gerçekten büyük bir vicdan azabı duyuyorum; “Ne büyük bir hata yaptık” diyorum.
İstanbul’da kaybolursun
Trabzon halkı da beni sahiplendi. Ve ben başıma bir şey gelse hepsinin yardıma koşacağını biliyorum. Etrafımızda aileme de yardımcı olan birçok insan var. İstanbul bir dünya şehri ve insanlar o kalabalıkta eriyip gidiyor.
- Trabzon’da ilk dikkatini ne çekti?
Beni şaşırtan tek şey şehrin genlerinde var olan futbol aşkı. Statta taraftarların gösterdiği tepkiler benim şimdiye kadar gördüklerimden çok farklıydı.
Pino iyi futbolcudur ama içine kapanıktır
- Pino, G.Saray’a geldi. Sence nasıl bir oyuncu?
Kolombiya’da son yıllarda
genç ve yetenekli oyuncular yetişiyor. Pino da onlardan biri. Birçok şeyi ülkemizde öğrendi. G.Saray’da göstereceği per
formansla iyi bir futbolcu olduğunu ispatlayacaktır.
- Onun
modern futbola uyum sağlayamadığını söylüyorlar. G.Saray’da başarılı olur mu?
Çok yakından tanımıyorum ama iyi bir insan olduğunu söyleyebilirim. Milli takımda birçok kez birlikteydik. Ama o çok içine kapanık ve suskun biri. Etrafındakilerle pek sohbet etmez. Futbol anlamında şu anki yeteneklerinin üzerine biraz daha eklerse müthiş yerlere gelebilir. Şu anda o, “üstüne koyup koymama” konusunda karar aşamasında.
İçimdeki sesi dinledim 3 gol birden attım
- TFF Süper Kupa maçında Bursaspor’a 3 gol atınca neler hissettin?
Maçtan önce kendi kendime şunu söyledim, ‘Sen profesyonel bir oyuncusun. Bu insanlar seni bu takıma dahil edebilmek için dünyanın yolunu katedip Kolombiya’ya geldiler ve büyük bir emek sarfettiler. Sen de artık onlar için bir şeyler yapmalısın.’ Ama bunları söylerken herhangi bir panik ya da tereddüt içerisinde değildim. Aksine rahattım. Bir
final maçında 3 gol atmak bence çok önemli bir şey. Bu anlamda hem ben, hem de takım arkadaşlarım finale damga vurmuş olduk. Bu aynı zamanda bizim için iyi bir başlangıç oldu.
- O golleri kimlere armağan ediyorsun?
Başta beni koruyan ve zor günlerden çıkmamı sağlayan Tanrı’ya, daha sonra babama, anneme, eşim ve çocuklarıma... Onların sayesinde işler yoluna girdi ve ancak onlar olurlarsa her şey daha güzel olabilir.