15 yaşına geldiğinde kesin kararını verip 'benden
futbolcu olmaz' diyerek meşin yuvarlağın peşini bıraktı. 'Bir gün dünyanın en iyi
teknik adamı olacağım' diyerek rotasını çizdi.
Kibri, gururu ve egoist tavırlarıyla tepki toplamasına karşılık, teknik adamlık performansı takdir topladı.
Premier Lig'in akışını değiştiren bu isim
Jose Mourinho'dan başkası değil.
Jose Mourinho, 26 Ocak 1963'te
Portekiz'in Setubal şehrinde doğdu. Babası Felix Mourinho, milli formayı giyen ünlü bir kaleciydi. Antrenörlük stajını
babasının yanında yaptı. Babası, doğduğu şehrin takımı Vitoria Setubal'ı çalıştırıyordu. Genç Jose, babasının verdiği görev gereği, rakiplerin maçlarını izliyor, notlar tutuyor, zayıf ve güçlü yanlarını tespit edip nasıl bir taktikle oynanması gerektiğini detaylı bir
rapor halinde babasına sunuyordu. Daha sonra Iskoçya'da düzenlenen bir antrenörlük kursuna katıldı. Ülkesine dönünce, Sporting Lizbon'un Ingiliz teknik patronu ünlü Sir Bobby Robson'un tercümanı olarak göreve başladı.
Mourinho, Robson'un sadece tercümanlığını yapmıyordu. Bir çırak gibi hocanın her hareketini takip ediyor, iyi bir öğrenci gibi not alıyor, futbol bilgisine her gün yeni bir şeyler ilave ediyordu. Jose Mourinho, 1992-1994 yılları arasında Lizbon'da, 1994-1996 yılları arasında da Porto'da Robson ile birlikte çalıştı. Porto'dayken tercümanlıktan yardımcı antrenörlüğe
terfi etti. Robson'la iyi bir ikili oluşturmuşlardı artık. Robson, 1996 yılında Barcelona'ya gittiğinde, yardımcısının adı yine Jose Mourinho'ydu.
Robson sonrası Luis Van Gaal'ın'da yardımcılığını yapan Mourinho, 2000 yılında 'şimdi zamanı geldi' diyerek teknik adamlık kariyerine başladı. Ilk durağı
Benfica oldu. Benfica, Mourinho ile uzun süreli bir
anlaşma yapmak istemeyince,
genç antrenör göreve başladıktan birkaç ay sonra
istifa ederek Uniao Leiria'nın başına geçti. Portekiz Ligi'nin son 26 sezonunun en kötü takımı olan Uniao Leiria'yı 2000-2001'de 5. sıraya taşıyınca ülkesinde tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Bu başarı Mourinho'yu Porto'ya taşıdı.
Ilk yılında Portekiz Kupası, ligi ve
UEFA Kupası'nı kazanarak kalitesini ispat etti. Ikinci yılında
Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu yaşayarak Avrupa'da art arda iki kupayı kazanan ender teknik adamlardan biri oldu. 2004 yılında geldiği Chelsea'de ise
Premier Lig tarihinin akışını değiştirdi.
Wenger-Ferguson hegemonyasına son vererek Chelsea'yi 50 yıl sonra tekrar şampiyon yaptı. Bu başarısını iki yıl üst üste tekrar eden Mourinho, polemikleri ve sıra dışı açıklamalarıyla dikkat çekti. Bu yıl hem lig hem de Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu hedefleyen Mourinho iki cephede yoluna devam ederken, son 3 karşılaşmada gelen 3 beraberlik biraz moralini bozsa da Ingiltere Premier League'de Manchester United'ın 6 puan gerisinden yarışı sürdürüyor.
(Zaman)