Fenerbahçe Teknik Direktörü Aykut
Kocaman, ligde Konya
spor,
Galatasaray,
Bursaspor ile yapacakları maçları kazanmaları halinde, ilk yarıyı zirvede tamamlayabileceklerini söyledi.
Can Bartu Tesisleri'nde
antrenman öncesinde basın mensuplarıyla sohbet eden Kocaman, milli maç arasına kazanarak girdikleri için yüzlerinin güldüğünü ifade ederek, ''Ancak önümüzde 3 kritik maç var. 3 maçı da kazanırsak ligin ilk yarısını zirvede bitirmeye
aday takımlardan biri oluruz'' dedi.
Bu dönemde hem Galatasaray hemde Bursaspor ile oynayacaklarını belirten
Aykut Kocaman, ''Bu 3 maç işimizi
test etme açısından da önemli. Bazen
rüzgar önden esiyor, bazen rüzgar arkadan esiyor, gücümüz ve hızımızı arttırıyor. Umarım, bu 3 maç gücümüzü ve hızımızı artırır'' diye konuştu.
-OYUNCU SEÇİMİ-
Aykut Kocaman, çok sıkıntılı dönemlerden geçtiklerini,
Şampiyonlar Ligi ön
eleme ve
Avrupa Ligi maçlarında ana kadroya ulaşmada sıkıntıları olduğunu söyledi. Davranışlarında ve kadro seçiminde çok büyük değişiklikler olmadığını bildiren Kocaman, ''Oyuncuları genel olarak form durumlarına göre zaman zaman da davranışlarına göre seçmeye çalışıyorum. Davranışları d
erken, antrenmanlardaki reaksiyonları, kendi aralarındaki ilişkileri kastediyorum'' ifadelerini kullandı.
-''YOUNG BOYS MAÇLARI RUHUMUZDA İZ BIRAKTI''-
Aykut Kocaman, sıkıntılı dönemlerinde en çok Young Boys maçlarının kendilerinde iz bıraktığını belirterek, ''Ruhumuzda en çok iz bırakan maçlar,
Avrupa Şampiyonlar Ligi elemelerinde Young Boys ile yaptığımız maçlar oldu. Hem şahsım için hem de kulübümüz için Avrupa'dan elenmek, daha büyük sıkıntı yarattı'' dedi.
Avrupa kupalarındaki beklenmedik sonucun kendilerinin şu anki durumunu daha olumsuza ve karamsarlığa götürdüğünü bildiren Kocaman, şöyle devam etti:
''Geçen
sezon son maçta kaybettiğimiz
şampiyonluk, Türkiye'de 2 defa Fenerbahçe'nin başına geldi. Hadi
Denizlispor maçını anlıyorum, deplasmandı, bir sürü mazeret söylersiniz. Ama kendi sahanızda son maçta şampiyonluğu yitirmek, Fenerbahçe camiası için kabul edilebilir değil. Bunun getirdiği bir yük var. Arkasından Avrupa'da erken
veda etmek sıkıntı yarattı. Sonra Ligde
Trabzonspor ve
Kayserispor yenilgileri geldi. Bunlar yan yana geldiğinde, durumumuzu olduğundan daha kötü durama getirdi.
Beşiktaş maçı elimizdeydi, öne geçtikten sonra net pozisyonlar yakaladık. Puan kaybetmemiz gerekiyordu.''
''ŞAMPİYON OLACAĞIZ''
Aykut Kocaman, bu sene şampiyon olacaklarını, ancak bunun geçen sene son maçta kaçan şampiyonluğu unutturmayacağını söyledi. ''Bu sene şampiyon olacağız, buna inanıyorum'' diyen Kocaman, sözlerini ''Bu takımın bu güce var. Bu sene şampiyon olsanız dahi, Trabzonspor maçında kaçan şampiyonluğun hep izi olacaktır. Fenerbahçe gibi
egemen takımların son maçta şampiyonluğu yitirmesi her zaman derin izler bırakır'' diye sürdürdü.
Kocaman, ''Takımın bu seviyeye gelmesinde yönetimin duruşunun da payı var mı?'' sorusu üzerine, ''Yöneticilerin duruşları, davranışları her zaman her kulüpte bütün antrenörlerde olumlu iz bırakan etkenlerdir. Bu dönemde de Fenerbahçe yönetiminin bu şekilde davranması sadece benim için değil, Fenerbahçe yönetiminin
teknik direktörüne davranışı açısından doğruydu'' dedi.
Aykut Kocaman, şu anda
transfer düşünmediklerini, transfer ettikleri
yabancı oyuncuların ülkeye takıma adapte olması ve bireysel gelişimlerine katkıda bulunmak için çalışacaklarını ifade etti.
''NİANG-GÜİZA KIYASLAMASI DOĞRU DEĞİL''
Aykut Kocaman, yeni transfer
Niang'ın başarılı performansının hatırlatılıp,
Kezman-
Güiza gibi forvetlerle kıyaslama yapmanın doğru olmayacağını savundu. Transferde başarı ortalamasının yüzde 60 olduğunu kaydeden Kocaman, şöyle devam etti:
''Şu anda Niang başta olmak üzere diğer oyuncularla ilgili doğru tespit görünüyor, ama yarın aynı oyuncular aynı uyumu, verimi alamayabilirsiniz. Niang-Güiza kıyaslaması doğru olmayabilir. Güiza ve Kezman gibi oyuncuların kariyerlerine baktığınızda çok gol atan başarılı oyuncular. Burada uyumsuz olmaları, o transferlerin başarısız olduğu anlamına gelmemeli. Transferde doğrular da olacaktır, yanlışlar da olacaktır. Çünkü insana yatırım yapılıyor. Bunun tersini söyleyecek
futbol adamı ya kendisini pazarlıyordur, ya da karşıdaki insanları kandırmaya çalışıyordur. Güiza 27 atıp geldi, İspanya'da 27 gol atıp gelmiş bir oyuncu için 'yanlış transfer' denemez, ama 'uyum sağlayamadı' denebilir.''
Kocaman, ''Niang neden geç geldi. Daha önce alınsaydı Avrupa'da sonuç farklı olabilir miydi?'' şeklindeki soruyu, ''Bugünkü Niang, o gün olsaydı mutlaka farklı olurdu. Olumlu olma ihtimali daha yüksek görünüyor. Biz ana kadromuzu hazır edemedik. 1. etapta 14-15 kişiyle idmana başladık. Belçika'ya geldikten sonra Stoch,
Alex ve Andre
Santos orada başladı. Oyuncuların büyük kısmı da İstanbul'da döndükten sonra takıma katıldı'' diye yanıtladı.
''GÜİZA SEZON BAŞINDA YANLIŞ YAPTI''
Aykut Kocaman, İspanya'da
tedavi olan Güiza'nın kesin dönüşüyle ilgili bir takvim olmadığını bildirdi. İyi antrenman yapan ve kulübün kurallarına uyan her oyuncuya kapısının açık olduğunu vurgulayan Kocaman, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Buna Güiza da dahil. Güiza, sezon başında yanlış yaptı, ama sürekli yanlışın üzerine gitmenin bir anlamı yok. Güiza, iyi antrenman yapıp, iyi form tutarsa 10 yabancıdan oynamaya aday 6 oyuncu arasında olabilir.''
Kocaman, bir gazetecinin ''Güiza pişman gibi görünüyor'' demesi üzerine, ''İspanya'ya tedavi için gitmeden önce de öyle görünüyordu. Buradan ayrılmak istiyordu, kafasında başka şeyler vardı. 27 yıl gol attığı İspanya'daki gibi özelliklerini sahaya yansıtmaya çalışan bir Güiza olursa, her
teknik direktör ister'' diye konuştu.
Bir gazetecinin, ''O zaman Niang'ı keser mi?'' şeklindeki sorusu üzerine Kocaman, ''Buna
cevap vermeyeyim'' dedi.
''TRİBÜNLER ENERJİLERİNİ TAKIM İÇİN HARCASIN''
Aykut Kocaman,
Gençlerbirliği maçında tribünlerin kendisi için tezahürat yaptıklarının hatırlatılması üzerine, tribünlerin enerjilerini takım için harcamalarını istediğini söyledi.
Kendisinin ve taraftarların takımın başarılı olmasını istediğini kaydeden Kocaman, ''Taraftarlardan enerjilerini her zaman takımın performansının artması için harcamaları benim için daha anlamlı. Ben de tribünler de onu istiyor. Takım daha önemli'' diye konuştu.
Niang'ın Gençlerbirliği maçında attığı golden sonra tribünlere gidip sevinmesini televizyondan izlediğini belirten Kocaman, ''Futbolcular gol attıktan sonra kendi aralarında sevinirler. Niang'ın gol attıktan sonra seyirciye gitmesi çok güzeldi'' dedi.
''DİA VE STOCH'UN SAVUNMA DİRENÇLERİ ÇOK YÜKSEK DEĞİL''
Aykut Kocaman,
Kasımpaşa maçında oyuna girdikten sonra isteksiz görünen Stoch ile henüz bir görüşme yapmadığını söyledi.
Stoch'un kendisinin ne düşündüğünü anladığını düşündüğü için bu oyuncuyla görüşme yapmadığını belirten Kocaman, ''Bu tip durumlarda biraz zaman geçtikten sonra konuşmak daha doğru. Bunu kendisinin anlaması lazım. Öyle olmadığını görürsem konuşmakta ve uyarmakta fayda olacaktır'' dedi.
Dia ve Stoch'un farklı oyuncular olduğunu vurgulayan Aykut Kocaman, şunları kaydetti:
''İkisinin de benzer yönlerinden biri
savunma dirençleri çok yüksek değil. Bunu arttırmaları gerekiyor. Stoch ilk geldiği dönemlerde bu konuda duyarlı gibi görünüyordu. Fakat son dönemlerde hücum kafasında biraz daha yer ediniyor. Ancak çok
genç oyuncu. Dia nispeten daha tecrübeli ve fizik olarak da daha yeterli. Onu Stoch'tan ayıran önemli faktör, Dia topla daha uzun mesafeyi daha süratli giden bir oyuncu. Rakipler için önlem alma açısından zor bir oyuncu. Stoch da dar alanda çabuk hareket eden bir oyuncu. O da takıma girdiği zaman iki tane çok çabuk hareket eden oyuncuya sahip olacağımı hayal ediyorum.''
Aykut Kocaman, top kullanma isteği ve becerilerinin arttığını ifade ederek, ''Sezon başında basit top kayıpları benim en çok yakındığım şeydi. Basit top kayıpları Kasımpaşa maçındaki gibi artarsa
rakip çok atak yapıyor. Gençlerbirliği maçındaki gibi olursa daha az oluyor'' diye konuştu.
''OYUNCULAR ANTRENMANDA İSTEKLİ OLMALI''
Aykut Kocaman, bir soru üzerine, yabancı oyuncularla bir problem yaşadığını düşünmediğini söyledi. Bütün oyunculardan birtakım çok basit şeyler istediğini ifade eden Kocaman, ''Bunu yapma gayretinde olanlar ve düzeltme yolunda olanlarla benim hiçbir problem yok. Futbol, dünyanın en güzel işi. Hem top oynanan hem para kazanılan bir meslek. Oyuncuların antrenmanda istekli top oynamaları lazım. Bunu başaran oyuncularımla bir sorunumuz olmaz. Benim zaten problemim yok. Yabancı oyuncuları sorduğunuz için söylüyorum, ama tüm oyuncuların antrenmanlarda daha istekli olması gerekiyor'' diye konuştu.
Aykut Kocaman, ''
Bilica ve
Cristian ile ilgili daha önce övücü ifadelerde bulunmuştunuz. Bu oyuncuların son haftalarda antrenmanlardaki gayretleri değişti mi?'' sorusunu şöyle yanıtladı:
''Son 2-3 haftadır idmanları görüyorsunuz. En azından bir teknik direktör kadar antrenman
analiz etme becerisine sahip olduğunuzu düşünüyorum. Bunu da herhangi bir şey ima etmek için söylemiyorum. Hem Cristian hem de Bilica için daha önce söylediklerimin arkasındayım. Oyunculuklarıyla o günkü davranışlarıyla ilgili nasıl olumlu şeyler söylüyorsam, bugünkü davranışlarının da o günkü davranışlara doğru gitmesi konusunu söyleyebilirim sadece.''
Aykut Kocaman, Kazım'ın iyi antrenman yaptığını, Stoch ve Özer'in olmadığı dönemde bu oyuncunun Gençlerbirliği maçı kadrosuna girmesinin kolaylaştırdığını ifade ederek, ''Bundan sonra da burada
adalet ve yüzde yüz eşitlik söz konusu değil. Mümkün olduğu kadar iyi antrenman yapan, antrenman düzeyini devam ettiren oyunculardan takım kurmaya devam edeceğim'' dedi.
Aykut Kocaman, maçlarda yedek kulübesindeki duruşunun eleştirilmesiyle ilgili olarak ise şunları söyledi:
''Teknik direktör aylarca oyunculara kendisine ait değerleri nakşetmeye çalışıyor. Maçta ufak tefek şeyler gördüklerinde ya yardımcıları ya da kendisi kenardan seslenir. Onun dışındaki hareketler biraz daha çok şova yöneliktir. Şov derken kimseyi suçlamak için söylemiyorum. Herkesin tarzına saygı duyuyorum. Kenardaki duruşum konusundaki eleştiriler, hiç umurumda değil. Hayatımı değiştiremem. Ne yapmam bekleniyor. Giysiler, saç şekli her şey şekil, biraz da içerikle uğraşalım. Takımda her şey yanlış, saha kenarında güzel kıyafetlerle güzel suratla maç izle.
Oyunculara 'biz takımız, biz bütünüz' diyorsunuz, saha kenarında 'janti' bir adam. Ben spor adamıyım, spor adamları da daha çok spora ait kıyafetlerle çıkar diye düşündüğüm için böyle giyiniyorum. Eşofman spor adamının giyimidir. Belki benim düşündüğüm yanlıştır. Sportif direktörken hiç eşofmanla dolaşmadım. Ben nasıl herkese saygı gösteriyorsam bana da saygı gösterilmeli. Fikirlere hep saygı gösteririm. Doğru fikirleri uygulamak için çaba gösteririm, aptalca bir inadım yoktur.''
Spordabugun.com