Alex'ten diğer Brezilyalılar
Bilica,
Santos ve
Cristian hakkında önemli açıklamalarda bulunan Aykut
Kocaman, devre arasına girmeden
kaptan ile
sözleşme yenileyebileceklerinin sinyalini verdi.
Bucaspor maçının ardından düzenlediği basın toplantısında gergin olmasıyla ilgili söze başlayan Kocaman, "Genel bir düşünce de olabilir ama son dönemler istediğimiz gibi gitmiyor. Bu
sezona ait söylemiyorum, son 3 senelik periyot. Son maçta kaybedilen
şampiyonluktan sonra herkeste,
Fenerbahçeli her bireyde çalışanlar dahil hoşgörüde biraz azalma var, bu da stada da yansıyor. Hocayla ilgili tasarruflar
transfer döneminde yapılır, işimiz yanlışlıkların sık yapılacağı bir iş, sık yanlışlar yapılabilir, ama
oyuncularla ilgili tasarruflar,
hesap kesimi transfer döneminde olur.
Oyun oynanırken oyun içindeyken
seyircinin sahaya verdiği olumsuz bir enerji zaten geliş gidişler olan
takımdaki kırılganlığı biraz daha fazlalaştıracak gibi geliyor. Sahada bütün oyuncular daha fazla
destek bekleyen varlıklar, onlara karşı olumsuz şey onları daha geriye çekiyor. Bizim en büyük desteğimiz
taraftar, oyuncuya karşı geliyor aynı şey bu maçta da oldu
Eskişehirspor maçında da yaşanmıştı. Bir takım kararların verileceği yer oyun içindeki anlar değil transfer döneminde verilir. Seyirciyi de anlıyorum tepkileri nedensiz değil, nedeni de biliyorum. Taraftar bizim icin çok önemli. Oradan gelen ters elektrikte kırılmamız daha da artabilir. Bizim takımın kırılma eşiği biraz yüksek. Taraftarın farklı nedenleri vardır. 3 senedir beklentilerin ötesindeydi takım ve geçen sezon son maçta kendi sahasında şampiyonluğu vermek kolay rastlanılacak bir durum değil. Fenerbahçeli bütün bireylerde gözüküyor ben de dahil buna. Bu psikilojik ortamın düzelmesi için arka arkaya maçlar kazanmak ve şampiyon olunacak, başka ilacı yok. Beklenen şey arka arkaya maç kazanan takımı ve o güveni görmek istiyorlar. Bunu gördükleri zaman takım için biraz daha hoşgörünün olduğu bir ortam o zaman olur" diye konuştu.
Aykut Kocaman'ın yaptığı açıklamalar şöyle:
Öne geçtikten sonra takım neden geriye yaslanıyor?
Bir maçta yola çıkarak değerlendirmek yanlış. İlk yarıyı 3-0 önde bitirdikten sonra ikinci yarıda tempo düşüklüğü normal. Bu tempoyu rakibe mümkün olduğu kadar az pozisyon vererek bitirmek ve rakibe bu maçı alamayacağını hissettirmek önemli. Artık
kontrolü eline almak, rakibin kalene daha az gelmesini sağlamak önemli. Son maçın belli bölümlerinde de oyunun kontrolü elimize alma çabasında hiç şüphem yok. Basit hata onarımız artıyor,
rakip daha kolay gelmiş gibi gözüküyor.
Temel problem bu gibi gözüküyor.
Daplasmanda sergilenen kötü görüntünün nedeni...
Deplasmandaki maçların büyük kısmında kontrolü elimizde tutuyoruz.
Gaziantepspor maçında kontrol noktasında gitti geldi ama kontrol genelde bizim elimizdeydi. İlk yarının büyük bölümünde kontrol bizim elimizdeydi. Orgazinize ataklar yapmayı başarabiliyoruz.
Kayserispor maçı hariç, o hakikaten düşük bir maçtı,
Trabzonspor ortada bir maçtı,
Bursa,
Konya, Antep maçının beli bölümleri kontrolün bizim elimizde olduğu maçlardı. Öne geçtikten sonra ikinci golü bulma konusunda sıkıntı yaşadık. Deplasman maçlarında gerçek hüviyetimizi bulma arayışındayız. Bulacağımızdan da hiç şüphem yok.
Takımın hızlı bir şekilde giderken stratjik noktalardaki oyuncuların ayrı kalması biraz gidişatta etkili. Şimdi söylemeyeceğim başka sorunlar da var. Sadece oyuncuların ana karaktedir oyuncuların bir anda ayrılması değildi o anlamda hazır oyuncu eksikliğimiz oldu.
Başladığımız günden bu yana tüm antrenmanlarda yerden pas ve çabuk pasa kurulu bir oyun anlayışını oturtmaya çalışıyoruz. Bunu yapabilecek oyuncu sayısı bizim takımımızda fazlasıyla var. Sadece istemeniz ve çalışmanız bunu için yeterli olmayabilir. Oyuncu grubumuzun yapısı, top tekniği, amacı gerçekleştirmede birinci etken. Teknik amaca uygun tekniği çok yüksek oyuncumuz var.
Çift yönlü oyuncu isteği...
Bence tek taraflı oynayan oyuncu sayısı değil, iki taraflı oynamaya çalışan bir oyuncu grubumuz var ama yapabilme de sıkıntı yaşıyoruz. Tüm oyuncularım hemen hemen topun arkasına geçmeye çalışıyorlar. Kora kor ikili mücadeleyle topun arkasına geçmesine çalışmak arasında ciddi fark var. Bu konuda iyi olduğumuzu söyleyemem. Gayret ve iyi niyetli olduğunu görüyorum. Ligin en fazla top kazanan takımıyız. Bu ilginç bir istatistik, bu halimizde bu seviyedeysek, biraz daha ikili mücadelede fedakarlık yapıldığında daha da artırabileceğiz gösterebiriiz. Niyetlerinin ve gayretlerinin iyi olduğunu görüyorum oyuncularımın. İki tarafını da sürekli iyi oynamak için niyet yetemebiliyor biraz daha iyi kuvvet çalışması gerekiyor.
Cristian ile ilgili...
Cristian'ın en önemli özelliği topu öne aktarma becerisi. Neden bu hale getirildi sormak istemiyorum. Merkezde topla buluştuğu zaman öne doğru boşta olan oyuncuya en kolay aktaran oyunculardan biri. Merkezde oynayan oyuncuların en önemli özelliği dalgakıran görevi yapmak, rakip atakları karşılamak, topu kaptırmamak topu en doğru yere aktarmaya çalışmak, top kaybının en az oolması gereken oyunculardır. Bütün dünyada böyledir. Bizim kamuoyunda bu anlamda geriye oynuyor diye bir
eleştiri var. Geriye doğru oynanır çünkü öne oynama fırsatı yoksa geriye oynarsın, topun kendisinde kalmasını istersin. O topu korumak, mümkün olduğu kadar öne aktarmak, pas yüzdesi en yüksek, öne doğru oynama yüzdesi en yüksek oyunculardan biri Cristian. Bazı oyuncular konusunda ne yaparsa yapsın bakış açımız kötü. Cristian işini bir şekilde yapmaya çalışıyor.
Problem bakış açımızla ilgili. 1.5 senedir Türkiye'de niyahetinde insan, tepkilerden olumsuz etkileniyor.
Kültür farkı var, iç dünyasını kolay açmayabiliyor.
Transfer konusu...
Bizim de eksiklerimiz var, her takımın eksikleri vardır dünyanın en iyi
takımların da eksikleri vardı. Tespit ediyoruz, transfer döneminde onarıp onarmama konusunda henüz karar vermedik. Yerli oyuncu almak biraz zorlukları var. Yabancı oyuncu transferi daha kolay oluyor dedim farklı yansıdı. Transfer için şu an planlama yapılmadı.
Bir tane oyuncu gitmek istiyorum demedi yüzüme karşı. Bazen oyuncular sıkıntıları olduğu andan itibaren gerçekten gitmek için bazen de güveni hissetmek için bu tip çıkışlarda bulunabilir. Bunu yayması da normal. Hepimiz duygularımız da yaşıyor. Oyuncular kendilerini düşük hissettikleri zaman böyle davranırlar. Hiçbir oyuncum yüzüme karşı bana gitmek istiyorum demedi.
Transfer planlaması için İBB maçını bekliyorum. Belediye maçından sonra yönetimle plan yapmanın dönemi olacak. Yönetimle masaya oturacağız.
Kadro Emre ve
Lugano geldikten sonra
Güiza,
Uğur Boral, Özer'i de eklersek Fener'in kuvvetli kadrosu var. Bu kuvvetli oyuncuları uzun sürede bir arada tutamama sorunumuz oldu. Güçlü bir kadromuz var hepsi bir araya geldiğinde. Eksiklerimiz de var eksiklerimizdeki temel sorun da bazı oyuncularımızdaki 3-4 oyuncudaki özgüven kaybı, bu onlarda düşüşe neden oldu. Bu kadro yeterli bir kadro 4-5 oyuncuda özgüven kaybı vardı. Sorunsuz sağlıklı oyuncuları biraraya toplamak biraz uzun süre onlarla beraber olmak güçlü bir kadroyu ortaya çıkarabilir. İkinci yarı için söylüorum bunları.
Emre oynar mı beklentim yüksek değil, oynarsa büyük
sürpriz olur. Değer mi değmez mi risk için başka soru işareti. Lugano da biraz zor gözüküyor
Emre uzun zamandan beri buna yönelik kas sakatlıkları yaşayan bir oyuncu. Kas sakatlıkları sık yaşıyor. Daha önceki sezonlarda da böyle sıkıntılar yaşıyordu. En büyük derdimiz bağ sakatlıkları oldu. Kas sakatlıklarında nedenleri gruplara ayırmak lazım. Yanlış antrenmanlara pay vermek olduğu kadar oyuncuların da biraz daha kendilerine dikkat etmeleri eşit pay vermek lazım. Dışardan yanlış saptamalar yapılıyor.
Kasım
paşa maçından sonraki süreçte Cristian, Andre Santos ve Bilica performanslarında düşüş vardı. Biraz daha normalleşmeye başladı.
Alex'in Fenerbahçe'ye geldiği günden beri en başarılı sezonunu yaşadığını belirten
teknik direktör Aykut Kocaman, "Bir oyuncuyla ugraşmak benim doğama aykırı. Alex ile ilgili hiçbir problemim yok. Alex'in bu sezon özellikle topla
buluşma sayısında çok büyük artış oldu. Alex'in daha öne çıkacağını düşünüyordum. Alex'de bu potansiyel var ve bu potansiyeli kullanması gerekiyor. Alex'in maçta topla daha fazla buluşması gerekiyor. Alex'i her türlü hamlem artniyet olarak gözükmesi yanlış. Alex geldiği günden beri en başarılı sezonunu yaşıyor. Alex böyle olduğu sürece her zaman takımda olur, lider oyuncu, lider oyuncunun bir yaptığını takım iki yapmak için uğraşır.
Bucaspor maçının ardından
3000. gol aklımda yok, olsaydı da unuttuk hata yaptık derim.
Sözleşmesi bitecek, takımda kalacak mı? Alex, takımdaki bütün oyuncuların
gelişimindeki en önemli etkenlerden biri. Alex bir başka oynuyor. Top daha gelirken ne yapacağını biliyor. Doğaçlama biliyor ne yapacağını. Topu kullanacağını, nereye atacağını biliyor. Alex'in bu düşüncelerle burada olması Fenerbahçe için ve
genç oyuncular için şanstır. Ben burada olduğum sürece Alex'in bu düşüncelerle takımda olması bana rahatsızlık değil, güç verir. Takım için bu kadar önemli biri. Niye takıntım olsun Alex'e. Takarak yapılan bir şey değil
teknik direktörlük. Takıntılı biri gösterilmek üzüyor.
Andre Santos ile ilgili olarak...
"Vitrin konusu, oynatalım transfer olsun benim doğama aykırı. Biraz doğama aykırı. Teknik direktörlük sadece parça değiştirmek değil, şu parçayı alıp bu parçayı koymak. İnsanların beklentileri düşünceleri duyguları var. Bazı şeylerin matematiğini kendi içinde yapıyorsunuz. Benim de kendi ölçütlerim var. Başlangıcı da bana uygun değildi. Antrenmanda sakatım dedi çıktı, ben oyuna yönlenmiştim. Çıktığını bile görmedim. Fazla oyunun içine giren bir adamım. Ben maçlarda dahi arkadan bağıran çağıranları duymuyorum. Santos'un çıktığını görmedim. Doğama uygun bir davranışdeğil. Madem sakatıp dedi çıktıysa güle güle dedik. Sonrası Buca maçında oynatmak kendi tecihimdi ama vitrin değildi.
Schuster gibi düşünmüyorum. Fenerbahçe'de çalışmadan önce çeşitli takımlarda teknik direktörlük yaptım. O takımlarda çalışırken dillendirdiğim şeyler vardı. Ben de Türkiye'de son dönem hariç oyunun daha çok bozma bölümünün gündemde olduğunu oynama bölümünün daha az olduğunu düşünüyordum. Ama birkaç takım bunu bozmaya başladı. Önemli bir gelişme. Tam o cümlelerle de olmasa da bozmaya yönelik oyunun yoğun bir şekilde antrenörler tarafından dizayn edildiğini düşünüyorum. Yapmak zordur çünkü. Düşünmek gerekir,nasılı ister. Oyun şeklini düşünmeye yönelik hamleler gerektirir. Ama bozma çok daha kolay. Ben de bozma oyunun Türkiye'de fazla olduğunu düyünüyorum Son 1.5 iki seneye kadar öyle düşünüyordum artık oynamak isteyen, topu yere indirmek, plan dahilinde oynamak isteyen takımlar artmaya başladı. Birkaç takım dışında Türk futbolu sıkıntılı gözükse de bunlar bir gelişim sancısıdır. Eskiden 4 büyük takım oynamak isterdi, topu hızlandırarak oynamak isterdi. Artık buna daha fazla takım katıldı Türk futbolu adına olumlu bir gelişme.
Belediye sert bir rakip olarak gözüküyor, direk kaleye gitmeye çalışan bir takım. O bizim için problem olarak gözüküyor. Çözmemiz lazım.
İçeride oynadımız maçlar, seyircimizin takım üzerindeki etkisini gösteriyor. Seyirci futbolun en güzel görüntüsüdür.
Evet genç oyuncuların performansı dalgalı olacaktır. İnişleri çıkışları olacaktır. Burası beklentilerin büyük olduğu bir yer. Birtakım şeylerin artniyetli olduğunu düşünüyorum. Yapmadığım şeylerin bana doğru yönlendirilmesi beni üzüyor.
Dentinho ile iglii geçen sezon düşüncelerini net söyledim. Bu paraları alacak bir oyuncu değil. Bu kadar para verirsek faydalı oldugunu söyledim. Transfere karşı çıkmış oylsaydım karşı çıkmıştım derdim. Brezilya'da 3 maçını izledim. O zaman yaptırmadı şidi yapıyor denmesi üzdü beni. Aç gözlü pozisyona sokulmak beni üzdü.
DHA