Hakan,
Galatasaray TV'de yayınlanan 8. Gün isimli programda yaptığı ve kulübün resmi internet sitesinde de yayınlanan açıklamalarında, bu
sezon Galatasaray
futbol takımı kadrosunda çok büyük değişim olduğunu belirterek, ''Çok önemli arkadaşlarımız gitti. Tabii ki değerli
oyuncular da kadromuza katıldı. Şu ana kadar iyi bir uyum yakaladık, bu süreçte maçlarımızı da kazandık. İyi bir görüntü çiziyoruz'' dedi.
Takımdan giden oyuncular için üzüldüğünü kaydeden Hakan, ''Futbolun içinde olan ama farklı duygular yaratan olaylar bunlar. Hepsinin yolu açık olsun. Gelenlerin birçoğundan sezon içerisinde az çok haberim vardı, takip ediyorduk. Başta bugün herkesin konuştuğu Lincoln olmak üzere, gerek defansa gerek orta sahaya olumlu transferler yaptık. Almanya'dan gelen Barış ve Serkan da bize uzun vadede çok yararlı olabilecek oyuncular. Ligin başında maçlar kazanıldı, maçların kazanılması bize büyük bir güven verdi. Amaçlarımız belli, önümüzde birçok
kupa var, kupaların hepsine adayız ve almak istiyoruz. Geçmişte kazanılan başarılar
UEFA Kupası ve Süper Kupa olmakla beraber Türkiye'de en çok kupa kazanan takım olmak bizi bu hedefe kilitliyor'' diye konuştu.
-''SEYİRCİMİZLE BULUŞACAĞIMIZ MAÇA LİDER ÇIKMAK İSTİYORUZ''-
Hakan Şükür, bugüne kadar kazandıkları başarılarda taraftarlarının çok büyük pay sahibi olduklarını vurgulayarak, ''Sezona seyircisiz ve dezavantajlı başladık ama onların sevgisini desteğini yüreğimizde hissediyoruz. Seyircimizle ilk buluşacağımız maça lider çıkmak için elimizden geleni yapıyoruz'' şeklinde konuştu.
Seyircisiz maç oynamanın da avantajı olduğunu anlatan tecrübeli oyuncu, şöyle devam etti: ''Taraftarlarımızın kayıtsız şartsız sevmeleri, hep
destek vermeleri çok güzel. Sessiz maçın da şöyle bir avantajı var, biliyorsunuz ki, aşırı sevgiler bazen aşırı
baskılar yaratır. Seyircimiz bana maçın sonucu ne olursa olsun, gerek kadroda olduğumda gerek yedek oturduğumda müthiş bir sevgi gösterisinde bulunuyor. Tabii Galatasaray'ın başarısı bireyselliğin çok dışında bir başarı. Onlar bana olan sevgilerinden benimde gol atmamı çok istedikleri için maçın başından sonuna kadar benden gol bekleyen bir anlayış içerisinde destekliyorlar. Bu bazen insan üzerinde bir baskı yaratıyor. Diğer arkadaşlarımı da zaman zaman etkiliyor olabilir. Futbol bir takım oyunu, ben bugünlere gelene kadar hiç rekoru düşünerek hareket etmedim. İçimdeki Galatasaray sevgisi, çalışma hırsım beni bugünlere kadar getirdi. Şu anda önemli rekorlara sahibim.''
-''LİGE İYİ BAŞLADIĞIM YORUMLARINA KATILIYORUM''-
Yeni sezonu kendi açısından da değerlendiren Hakan, ''Lige iyi başladığım şeklindeki yorumlara katılıyorum. İlerleyen haftalardaki maçlarda çok yararlı olacağımı düşünüyorum'' dedi.
Ligin ilk haftasında
Çaykur Rize
spor maçına
serum alarak çıktığını ve 2 gol attığını anlatan milli
futbolcu, ''Çaykur
Rizespor maçı çok iyi oynamadığım bir karşılaşmaydı ama iki gol buldum. O gün
hastaydım serum alıp sahaya çıktım ve bir aylık bir
sakatlık döneminden çıkmıştım.
Karşıyaka maçını
antrenman gibi olsun diye çok üstün bir performansla oynadım. Arkasından hasta olunca da vücudum yorgun düştü. Maç oynadıkça hazırlanıyorum. Kendimi
Çaykur Rizespor maçı sonrasındaki bütün maçlarda iyi görüyorum. İyi çalışıyorum. Bunun bana önümüzdeki maçlarda çok yararlı olacağını düşünüyorum'' şeklinde konuştu.
Hakan Şükür, yaşantısına, yemesine, içmesine dikkat ettiğini ve sorumluluklarının bilincinde olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: ''Büyük bir camiada oynuyorum. Bu benim en büyük hayalimdi, hayalime ulaşmışken 'Geri dönüşüm hiçbir zaman olmaz' diye düşünüyorum ve layığını vermeye çalışıyorum. Hatalarımız her insan gibi bizim de oluyor. Bazen yanlışlarımız, performans düşüklüklerimiz de olabilir, biz de topraktan gelme insanız sonuçta.
Bazen bana gelen eleştiriler oluyor ama ben inançlı bir insanım. Bazı şeylerin bizim gücümüze gitmesi önemli değil, hakkını vermiyorsanız Allah'ın gücüne gider. Bu rekorlar onun tecellisi, ben işimi yapıyorum. Benim üzerime düşen tek şey sadece çalışmak, sabırlı olmak, karşılığında da bu başarıları görüyorum, o anlamda çok mutluyum ama herkes bir şeyler söylüyor. Bir şeyleri söylerken niye söylediğinizi bilmek lazım, kime söylediğinizi de bilmek lazım. Reyting için mi söylüyorsunuz, herkesin ak dediğine kara demek için mi söylüyorsunuz, ben başlarda anlamakta zorlandım ama şimdi bunları çok iyi etüt edebildiğim için bu söylemlere çok fazla rağbet etmiyorum. Camiada önemli bir isimim, yaptıklarımla tecrübelerimle önemli bir yerim var. Onun için eleştiriler olacaktır. Zaman zaman hoşuma gidenler bile oluyor açıkçası. Çünkü niye yaptıklarını biliyorum. O insanları da seyircilerimiz olsun, camiamızdaki kişiler olsun görüyorlar. Pek fazla dert edecek bir durum da yok. Üç tane çocuğum var,
aile yaşantım var. Buranın dışında da bir yaşamım var benim. Onların yanına gittiğimde mutlu olmaya, onlarla huzurlu bir hayat geçirmeye çalışıyorum.
Galatasaray'ın başarısı benim için çok önemli. Maç kaybettiğimizde tabiî ki üzülüyorum ama eşime de sorarsanız kesinlikle bunu ev yaşantıma yansıtmamaya çalışıyorum. Her şeyim Galatasaray benim, çocuklarımın kıyafetlerine kadar. Onlar da ben üzülünce beni mutlu etmeye çalışıyorlar. Beraber hareket etmeye çalışıyoruz.
Hayat tarzı Galatasaray olmuş olan biri için maç kaybettiğimizde etkilenmiyorum demek yalan olur ama aile hayatıma yansıtmamaya çalışıyorum.''
-''FUTBOL DIŞINDAKİ SPORLARI DA İZLİYORUM''-
Hakan Şükür,
gençlere yardımcı olmaya çalıştığını kaydederek, ''Bazı şeyleri genç arkadaşlarıma söylemekle mükellefim. Tabii ki gençlerin kendilerine göre özel yaşamları var, geziyorlar. Bunlara karışmak hiç kimsenin haddine değil ama sorumlulukları anlamak, ikisi arasındaki dengeyi kurmak da onlara düşüyor'' dedik.
Futbol dışında diğer sporları da takip ettiğini anlatan Hakan, şöyle konuştu: ''Galatasaray amblemli hiçbir maçı kaçırmamaya özen gösteriyorum. Maçları görünce heyecanlanıyorum, coşkulanıyorum. Galatasaray sevgisi içime işlemiş, hastalık gibi bir şey. Bu sene baskette iyi bir kadro oluşturuyoruz. Murat hocayla çok sık görüşüyoruz. Ondan antrenman bilgileri de alıyorum. Ben de eski bir basketbolcuyum, çok sevdiğim bir spor. Kızım Galatasaray basketbol okulunda oynuyor. Sportif bir yanı var, yeteneğini geliştirsin isterim. Onun dışında voleybolu seviyorum. Yeni atılımlar yapıldı voleybolda da. İnşallah güzel günler Galatasaray camiasını bekliyor.
Aile yaşantımda her şeyden önce disiplinliyim. Evde olduğum sürece hep çocuklarımla
vakit geçiren, televizyona çok fazla dalmayan bir yapım var. Eşime çok fazla vakit ayıramıyorum, hele çocuklar olduktan sonra onlarla daha çok ilgilendiğim konusunda eşim de çok şikayetçi ama çok
şükür huzurlu ve mutlu bir yaşantımız var. Türkiye'de dizi film kültürü var. Çok farklı hep yanlış şeyler görüyoruz, onların seyredilmemesi konusunda kısıtlamaları koyuyorum. Her dakika televizyon izlemeleri istemiyorum.
Televizyonda çok çarpık dizi filmler var. Bunları izleyenler var saygı göstermek lazım ama ben çocuklarımı bu yönde yetiştirmeye çalışıyorum.''
AA