Süper Lig'de dört hafta sonunda liderliğe yükselen
İstanbul Büyükşehir Belediye
spor'un başarılı
teknik direktörü Abdullah
Avcı, önemli açıklamalar yaptı.
Abdullah Avcı,
Türkiye Kupası ile ilgili soruya şu yanıtı verdi: "Bu oyunun sahanın içinde oynanıp,
Türkiye Kupası'nı sahada almanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Kupayı alın teriyle kazanarak gitmek, bana daha fazla keyif verirdi. Bu konuda yorum da yapmadım hayal de kurmadım."
Hocam, önce 3 Temmuz'a dönelim. Şike operasyonu ve sonrasında hiç konuşmadınız. İki eski oyuncunuz (
İbrahim Akın ve
İskender Alın) gözaltına alındı ve cezaevindeler. Ne düşünüyorsunuz?
Yargı süreci devam ettiği için konuşmanın doğru olacağını düşünmüyorum. Sadece insani açıdan, empati yaparak, karşı taraftakilerin yerine kendimi koyduğumda; hem mesleki anlamda sıkıntıları, hem de ailelerin yaşadığı durum beni son derece üzdü. Zaten bu olaylara üzülmekten başka çare yok çünkü hayat hepimiz adına devam ediyor. İşimize odaklanmak zorundaydık, öyle de yaptık. Tabii ki insanların bu durumlara düşmesi, bütün
takımlara sıçraması ve birebir yaşadığın isimlerin bu olayın içinde bulunması son derece üzüntü verici...
O zaman Temmuz ayı sizin açınızdan çok sıkıntılı geçti...
Benim hayatımda geçirdiğim en kötü
sezon başı oldu. Benim gibi herkesin, her takımın, oyuncuların veya yöneticilerin konuşulduğu bir olay söz konusu oldu. Haziran'ın 27'sinde sezon açtık, Temmuz'un 1'inde Slovenya'ya gittik, 3'ünde bu haberler ile uyandık. Sonraki süreç daha zordu. İyi bir haberle
antrenman temposu yükseldi, kötü bir haberle tempo düştü. Antrenman metotları değişti, izinler farklılaştı. Hepimizin zihinsel olarak yıprandığı bir
kamp süreci yaşadık. Herkes Türkiye'yi merak ediyordu. Takım, son iki haftada yeni yeni bir
ritim yakaladı.
Süreçteki konuşmalarda
Avrupa'ya göre ligimizin kalitesi tartışıldı. Sizce bu olaylardan sonra kalite daha da düşmüş müdür?
Aslında başka bir soru sormak gerek. Bu yorumları yapanlar, Avrupa'ya göre kalitemizin nerede olduğunu biliyorlar mı? 3 Temmuz'dan sonra
ülke adına Avrupa'da konuşulanlar elbette sıkıntı verici fakat "Avrupa'nın gerisindeyiz" derken neyi kriter almamız gerektiğini tartışmalıyız. Oyunu mu, dış olayları mı? Kimse bu sorunun cevabını vermiyor. İşimize geldiği zaman
İngiltere,
Almanya,
İtalya gibi
futbol ülkeleri örnek gösteriliyor. Biz zaten buralarda değiliz ki... Eğer
Şampiyonlar Ligi veya milli
takımlar düzeyini baz alıyorsak, bu ülkeler Avrupa Kupaları'na yedi takım gönderiyor. Milli takımlara b
akınca da Dünya Kupaları ve Avrupa Şampiyonaları'na yüzde 99 istikrarlı ülkelerin katıldığını görüyoruz. O zaman biz Avrupa'nın neresindeyiz?
Yorum yapanlara, bunu sorun!
SAHADA OYNA VE KAZAN
Beşiktaş "Kupayı iade ediyoruz" söylemi ile TFF'ye başvurdu. Fakat Avrupa'da Beşiktaş bizi temsil ediyor. Bu süreçte, "Kupanın finalistiydik, Avrupa'ya gitmemiz gerek" diye düşündünüz mü?
Bu oyunun sahanın içinde oynanıp, Türkiye Kupası'nı sahada almanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. O sıra çok
senaryo vardı. Hatta "Beşiktaş gitmeyecek, siz gideceksiniz" bile dediler, fakat böyle katılmanın hiçbir anlamı yok. Kupayı alın teriyle kazanarak gitmek, bana daha fazla keyif verirdi. Bu konuda yorum da yapmadım hayal de kurmadım...
PLAY-0FF'U DENEMEK LAZIM
Abdullah Avcı, Süper Lig'in yeni
sistemini değerlendirdi: "Türk futbolu adına değişimlere ayak uyduramıyoruz ama play-off'u denemekte fayda var. Bu sistem çıkar çıkmaz yorumlar yapıldı; "Neden İtalya-İngiltere-Almanya'da yok da bizde var" diye... Bu ülkelerde bir yarışma kültürü ve spor ahlakı var. Biz öyle değiliz. Kendi takımım açısından playoff'a baktığımda; iki sene önce 6. olduk, UEFA'ya gidemedik. Geçen sezon Türkiye Kupası finali oynadık, yine gidemedik. Bu sistemde bizim gibi takımların şansı daha yüksek.