2008'de TFF yönetim kuruluna seçilen Aydınlar, 29 Haziran 2011'de Türkiye Futbol Federasyonu'nun kırkıncı başkanı seçilmişti. 31 Ocak 2012'de de TFF başkanlığından istifa etmişti.
İşte Aydınlar'ın yaptığı açıklama:
"Kamuoyunun dikkatine.
Bilindiği üzere 18 Eylül 2013 tarihinde yapmış olduğum basın toplantısında sorulan bir soru üzerine, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlığına aday olmadığımı belirtmiştim. Ancak, mevcut yönetim anlayışının kulübü getirmiş olduğu noktaya rağmen yönetimde devam etme ısrarı olduğu takdirde bu kararımı yeniden gözden geçireceğimin de altını çizmiştim. Bugün gelinen noktayı değerlendirdiğimde, 2 - 3 Kasım tarihlerinde yapılacak olağanüstü genel kurulun gündem maddelerini ve satıraralarını da dikkatle okuduğumda, mevcut zihniyetin büyük bir arzu ile yönetimde devama kararlı olduğunu açıkça tespit etmiş durumdayım.
Konuyu bu çerçevede değerlendirdiğimde;
1. Fenerbahçe Spor Kulübü mevcut zihniyetin devamına dair bütün işaretleri taşımakta olan bir olağanüstü genel kurula götürülmeye çalışılmaktadır.
2. Ülke Sporunun temel direği olan Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü, plansız, programsız, projesiz, vizyonsuz bir seçim anlayışı ile geçmişe dair hiçbir şeyi sorgulamaksızın yeni bir dönemi daha başlatmaya hazırlanmaktadır.
3. Detaylı mali tabloları ve finansal açılımları hiç kimse tarafından bilinmeyen, konsolide rakamları belirsiz,şeffaflıktan uzak bir yapı kongre üyelerine hamasi şampiyonluk sözleri verilerek yeni bir dönem adına oya sunulmakta ve herhangi bir değerlendirmeye imkan tanınmamaktadır.
4. Kongre oyunları ile başkan adaylarının önleri kesilmek istenmekte, söz verildiği halde ihraç kararı verilmiş kişilere kongreye katılım imkanı verilmeyerek, yani gerçek anlamda bir demokratik seçimin zemininin temin edilmesinden imtina edilerek, ülkenin en büyük ve köklü kurumu sıradan bir dernek gibi seçim sandığına götürülmeye çalışılmaktadır.
Burada çok açık ve net bilinmesi gerekir ki, bu büyük kurumun insanlık, adalet, manevi değerler, öncü rol oynama, başarı ve liderlik etme olguları ile şekillenmiş olan DNA’sı artık bu anlayışı kabul etmemekte, bünyesi reddetmektedir. Şu hiçbir zaman unutulmamalıdır ki, büyük Fenerbahçe Spor Kulübü asla ve asla sahipsiz değildir. Kişilerin hegemonyası ve bir şahıs şirketi mantığı ile işletilerek hiçbir yere götürülemez. Bu büyük kurumun gerçek sahipleri; kuruluşundan beri görkemli tarihini şekillendirmiş olan sporcuları, emeklerini ve kaynaklarını koymuş yöneticileri, kulübüne gönülden bağlı taraftarları ve kongre üyeleridir.
Tüm bu veriler doğrultusunda, gerek Fenerbahçe kulübünün içerisinde bulunduğu durum, gerek kongre üyeleri ve taraftarlardan gelen büyük talep ve teveccühü göz önüne alarak, 26 yıldır hizmet verdiğim kulübümün temsil ettiği gerçek değerlere sahip çıkma adına 2 - 3 Kasım tarihlerinde yapılacak olağanüstü genel kurulda başkanlığa adaylığımı koyma kararı almış bulunuyorum.
Birlikte hareket edeceğim ekibimle birlikte, kulübün geleceğine dair plan ve programımı tüm kamuoyu ile paylaşacağım bir basın toplantısını önümüzdeki günlerde gerçekleştireceğim.
Saygılarımla
