Bu durumda
antrenmanlarda sertlik, maç içinde küskünlük ve sonucunda başarısızlık kaçınılmaz oluyor.Bunları çözmek hiç de kolay değil.Önemli olan bunlara fırsat vermemektir.Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir anlayışı geçersizdir.Birinci
tehlike aşırı yüklenme (sürantrene) olma ve artan beklentilere
cevap veremem kaygısıdır...
İkinci tehlike saha içi lider
oyuncu eksikliğidir.Emre Belezoğlu'nun,Kazım Kazım'ın hatta
Arda ve Tuncay'ın istikrarsız oyunları dikkatten kaçmıyor. Maçın başında hızlı etkili oynayan Emre,Arda daha sonra yavaşlıyorlar.Takımın temposunu, hızını, arttıramıyor,yavaşlatıyorlar.Bu oyun tarzları arkadaşlarınıda etkiliyor.Nihat'ın Tümer'in takımiçi konumları kendilerine göre farklı,
Terim ve
futbolculara göre farklılık arzediyor.Bu durum Milli takımda bütünlüğü zedeliyor.Sahadışı tehlikeye göre sahaiçindeki bu dağınıklığı düzeltmek çok daha zor.
Üçüncü tehlike
teknik adam'ın tavırları.Hatada ısrar etmek,eksikleri çözmek adına takımı
psikolojik olarak yıpratmak çok büyük yanlış.
Volkan hatalar yaparken Rüştüyle yan yana oturur birde dertleşirseniz,Volkan'ı yerle bir edersiniz.Gökhan Zan'da ısrar yerine Emre Aşık,Emre
Güngör ikilisini denemesseniz defansınızla eleştirilirsiniz.Takımınıza hızlı oyun yerine, kontrollü oyun,olmadık anda saldırın emri verirseniz arkada büyük boşluklar bırakırsınız.Geri paslarınızı disipline etmeniz güçlü oyuncularla olur.Tümer Metin'le olmaz.
Son söz bu anlayışla
Portekiz ve
İsviçre durdurulamaz...
Mehmet ŞEYHO / SamanyoluhaberTV spor müdürü