Beşiktaş’ın Ankara’da oynadığı ve 2-1 kazandığı Mersin İdmanyurdu maçı öncesi duygu dolu anlar yaşandı.
Siyah beyazlı takımın tecrübeli file bekçisi Tolga Zengin kendisine ulaşan bir mektubu okuyunca gözyaşlarına hakim olamadı. Mektup Antakya’daki minik bir Beşiktaş taraftarından geliyordu. Zatürre teşhisi ile hastaneye kaldırılan ve 2 ay kadar tedavi gören 13 yaşındaki Yusuf Emir, hayranı olduğu milli file bekçisine duygu yüklü bir mektup yazmış ve kendisinden ağlatan bir dilekte bulunmuştu.
Beşiktaş aşığı olan Yusuf Emir, Tolga Zengin’e “Bana sen kokan formanı gönderir misin? Ama giymediğini değil” diyordu.
TOLGA ZENGiN HEP HASSAS OLDU
Mektubu göz yaşları içinde okuyan Tolga, durumu takım arkadaşları ve futbol komitesinden Mete Vardar ile de paylaştı. Bu andan itibaren tüm takımda sessizlik hakim olurken futbolcular zorlu maça bu psikoloji ile çıktı. Tolga, Mersin maçında gösterdiği performansla da sınıfı geçmişti. Bu tarz durumlarda hassasiyet gösteren Tolga 2 hafta önce oynanan Adana Demir maçında da benzer bir duruş göstermişti.
Sahaya girip kendisine doğru koşan 18 yaşındaki gence sarılan Tolga Zengin, kendisine, “Benim isteğim maddi değil, manevi. Futbolcu olmak istiyorum” diyen Veysel Ayaz isimli taraftara yardım sözü vermişti.
İşte Yusuf’un Tolga Zengin'i ağlatan o mektubu...
Merhaba Tolga abi...
Benim adım Yusuf Emir. Daha 13 yaşındayım. Beşiktaş’ı, sonra seni, sonra Olcay abiyi, sonra Veli abiyi, sonra Gökhan abiyi, sonra Demba Ba’yı, Atiba’yı, Motta’yı, Sosa’yı, Ersan’ı, Necip’i, Serdar abiyi çok seviyorum. Ama seni biraz daha çok seviyorum.
İlk gittiğim maçta sen yeni gelmiştin bize. O maçtan sonra abim üç kez daha beni maça götürdü uçakla ama sonra hastalandım. ‘Üşüttün’ dediler hastanedeki doktorlar ama çıkarmadılar, bir sürü iğne yaptılar. Sonra çıktım, evde yatırdılar, okula da göndermediler. Bana bir şey söylemiyorlar ama biliyorum ben her şeyi. Çok hastayım, hastanede kaldığım yerde benim gibi bir sürü çocuk var ama ben iyileşeceğim, büyüyeceğim, senin gibi kaleci olacağım.
Üç gün önce annemle, abimin yanına, Ankara’ya geldik. Abim beni sizin kaldığınız otele getirdi ama kapıdaki şişko amca almadı bizi içeri. Çok üzüldüm ama uzaktan görünce seni mutlu oldum. Annemle abim beni maça götürmedi, benim için sakıncalıymış. Beni abim Beşiktaşlı yaptı, önce hiç anlamamıştım, sadece ‘hangi takımlısın’ dediklerinde ‘Beşiktaşlıyım’ derdim. Abim okuldan kaçıp İstanbul’a maça gittiği zaman babam çok kızardı ona. O da ‘seviyorum işte’ derdi.
Neden bu kadar çok sevdiğini maç günü anladım. Abimin arkadaşları maça gitmedi, benimle televizyonda izlediler. Bir de üçlü çektirdiler bana. Bir de Melek anne gittiği zaman seni öyle görünce çok üzüldüm. Çok ağladım ama anneler çocuklarını bırakıp gitmezlermiş, öyle dedi benim annem. Melek anne de senin her zaman yanındaymış, onun için sen de üzülme Tolga abi.
Bir kere de seni rüyamda gördüm. Olcay abiyle bize gelmiştin. Koşup oynadık seninle. Bir gün Antakya’ya gelir misin Tolga abi?
Gelirsen bize de gel lütfen. Bir de senden küçücük bir şey istiyorum. Senin giydiğin, sen kokan formanı gönderir misin? Ama giymediğini değil, sen kokan formanı gönder. Seni çok seviyorum Tolga abi, Beşiktaş’ı çok seviyorum.
ANTAKYA’YA GiDiP FORMAYI VERECEĞiM
Yusuf Emir’in yürek burkan mektubu ile igili olarak Hürriyet’e konuşan Tolga “İlk fırsatta Antakya’ya bizzat gidip ben kokan formamı vereceğim” dedi.