Ömer Üründül: Ders çıkarılmalı(SABAH)
Beşiktaş geçen sene toplam 5 puan kaybettiği Belediyespor'a bu
sezon da ilk maçta iki puan verdi.
Tello'da genel bir isteksizlik var. Bu her haliyle belli oluyordu.
Delgado da oyunda görünmeyince orta sahada defansif ofansif tüm yük Cisse'deydi. Kopuk kopuk hücum etmesine rağmen Beşiktaş'ın her atağı rakibin yerleşme hatalarıyla
tehlike kokuyordu. Ama Nobre ve Cisse hariç ileri uç ve orta sahadan defans bloğuna gerekli
yardım gelmediğinden devre sonuna kadar ciddi
kale önü tehlikeleri yaşandı.
Bu karşılaşmadaki iki puanlık kayıp çok önemli değil ama
ders çıkarmak lazım. Beşiktaş bu görüntüsüyle Metalist rövanşında, önemli bir avantaja sahip olmasına rağmen, çok zorluklar yaşar. Belediye'nin kaliteli
oyunculara sahip bir kadrosu var. Ama şu andaki
futbolları istenilen düzeyde değil. Lige de iyi bir giriş yapmamışlardı. Hücumdaki sıkıntıları zaman içinde düzelir ama
takım savunmasındaki arızalara mutlaka ciddi bir çözüm gerekiyor.
Korkut Göze : Sadece Hakem mi (Hürriyet)
Holosko'nun attığı golü Beşiktaş yanlış algıladı. Beklenmedik bir golle sallanan rakibin üzerine ısrarla giderek skoru garantiye almalıydı Beşiktaş.
Adriano'nun harcadığı pozisyon... Efe'nin iki adımdan dışarı vurduğu kafa şutu, Beşiktaş'ın başına beklenmedik işler açabilirdi.
Dün gece ilk yarıda rakibin
Serdar Kurtuluş ve Ekrem Dağ'ın
kontrolündeki sağ kanattan taşıdığı toplar, Beşiktaş savunmasına sıkıntılar yaşattı.
Seyircinin Belediye golünden sonra ısrarla Bobo'yu çağırması doğru bir istekti. Pozisyon sıkıntısı çeken Beşiktaş'a bir kan değişikliği gerekliydi.
Dün gece tartışılan iki pozisyon vardı. Biri Nobre'nin sayılmayan golü... Bülent
Yıldırım'ın kararına katılıyorum. Ama, Delgado'nun attığı golde Nobre'nin faul yaptığına inanmıyorum.
Hakem kararları bir kenara... Sevgili
Ertuğrul Sağlam da takımı gibi bu maça hazır değildi. Taktiksel açıdan düşük bir performans gösterdi.
Oyuncu değişiminde ise, geç hamle yaptı.Hakem kararlarına dalarak, bunu da gözardı edemem.
Vedat Okyar : Bayram Hediyesi (Vatan)
İlk önce hemen şunu söyleyeyim Bu statta ancak kayak sporu' yapılır. Seyredene keyifsiz, oynayana daha da keyifsiz. Dünkü maçın tatsız, tuzsuzluğunu ilk önce
Atatürk Olimpiyat Stadı'na bağlıyorum.
Beşiktaş'ın bulduğu
erken gol avantajı değil, dezavantajı oldu. Oyun ritmini bir türlü ayakta tutamadılar.
Gelelim
hakeme Görüntü hafızam üst seviyededir. Bir gördüğümü bir daha unutmam. Ben bu
Bülent Yıldırım'ın, Beşiktaş'ın geçmiş sezonlarda birçok puanına kan doğradığını gördüm. Bana göre dün
akşam da aynısı oldu. Nobre'nin attığı bir gol var. Çok iyi süzdüm. Olan hadise aynen şu: Kaleci topu elinden kaçırdı. Nobre'nin vuruşu topa ve gol. Top çizgiyi geçmişti,
kaleci ayağı kalkmak isterken kafasını Nobre'nin dizine çarptı. Nobre'nin bir eylemi yok. Buz gibi golü yedi, bitirdi. Delgado'nun attığı golde Nobre'nin rakibin ayağına bastığı pozisyon var, burada da gol iptali' doğru.
Beşiktaş'ın oyuncularına göz gezdiriyorum, dişe dokunur top oynayan tek adam yok. Tabi ligin başı. Bundan sonra da kayıplar olacak. Ama böylesi Beşiktaş adına hiç hoş olmadı. Kaldı ki hafta arası
Avrupa Kupası var. Oraya bavulunun yanında
futbolcular morallerini de götürecekti. Şimdi orası için de bir soru işareti.
Atıf Keçeci : Belediye Yine Ters Geldi (Zaman)
Maçın henüz başlarında gelen erken gol, Siyah-Beyazlı takımı rahat bir futbol oynamaya yöneltti. Dün Ekrem Dağ'ı daha uzun süreli oyunda gördük.
Serdar Kurtuluş'un önünde bu kanadı verimli kullandığı gibi forvete de
destek vermesi ile gecenin göze batan oyuncularından biri oldu.
Beşiktaş'ın organize olmadaki sıkıntıları maçların kazanılması ile görmezlikten geliniyor. Dünkü
İstanbul Büyükşehir Belediyespor, sahada hiçbir varlık gösteremeyince işi, Efe ve Kerim'in tecrübesi ile Adriano'nun fizik gücünün yanı sıra fırsatçılığından gelebilecek gollere bağlamıştı.
Nobre sayılmayan iki golün sahibi oldu. İlk pozisyonda hakem Bülent Yıldırım kalecinin topa hakim olduğunu, ikinci pozisyonda ise rakibin sağ ayağına sol ayağı ile bastığını bizlerin monitörden gördüğü gibi tespit etmiş olacak ki geçersiz saydı. Siyah-Beyazlı takımın topla ve
rakip yarı sahada daha çok oynadığı maçta geriden oyunu başlatma becerisini gösteremediğinden ileride oyun kurmada haliyle başarılı olamayınca kötü günündeki rakibine tarihin tekerrürü anlamında gene puan vermiş oldu.
Sanlı Sarıalioğlu : Kartal-Hakem El Ele (Yeni Şafak)
Olimpiyat Stadı'nda
futbol maçı oynanmaz. Saha tribünlere bin kilometre uzaklıkta. Dürbünle bile zor izlenir. İşin keyif yönü sıfır. Sanki uzaydan maç izliyormuşsun gibi. Büyükşehir, İstanbul'daki maçlarını İnönü'de, Kadıköy'de, Ali Sami Yen'de oynasa 10 misli para kazanır. Daha da fazla puan toplar. Bunu nasıl düşünemezler hayret!
Orta hakem Bülent Yıldırım, sahanın yıldızıydı! Beşiktaş'ı katletmek için elinden gelen her şeyi yaptı. İlk yarıda Barboso tarafından ceza alanı içerisinde formasından çekilerek düşürülen Nobre'ye aldırış bile etmedi. Beşiktaş'ın bir penaltısı güme gitti. İkinci yarıda kalecinin tam hakim olamadığı topa hamle yaparak golü atan Nobre'nin pozisyonunda da Büyükşehir lehine faul kararına vardı. Böylece Beşiktaş'ın bal gibi bir golünü yedi. Delgado'nun sayılmayan golünde bana göre haklıydı. Nobre, sol ayağıyla rakibinin hamlesini önledi. Bilançoya baktığımızda hakem Beşiktaş'ın bir penaltısını bir de golünü vermemiş oldu. Daha sezonun başında böyle skandallarla karşılaşırsak acaba ilerleyen haftalarda başımıza neler gelir.
Hakem, Beşiktaş'ın iki puanını çaldı. Peki Beşiktaş futbol olarak ne yaptı? Hemen söyleyeyim koca bir sıfır. 3. dakikada golü attı daha sonra uzunca bir süre yan gelip yattı. Golü yedikten sonra biraz canlandı, biraz yüklendi. Ama iş işten geçmişti.
Ofansif aksiyonlarda da Beşiktaş yetersizdi. Kollektif atak geliştiremediler. Bireysel çabalarla gole ulaşmak istemeleri de sonuçsuz kaldı.
3 puanın garantisi geride fazla adam bulundurmak değil, ikinci, üçüncü golleri atmaktır. Korku, Beşiktaş'ı
duman etti. Yedikleri beraberlik golünden sonra çırpınışları da fayda getirmedi. Kartal hakemle el ele vererek iki puana kan doğradı.
Turgay Demir : Bülent Sivriservi! (Fotomaç)
Beşiktaş dün çift forvet, tek ön libero oynadı. Maçın hemen başında golü bulunca tıpkı
Gaziantep karşılaşmasının ilk 20 dakikasından sonra olduğu gibi yine tempoyu düşürdü Kartal. Rakibine rahat oynama alanları bıraktı. Sadece ilk yarıda kalesinde üç net pozisyon gördü.
İkinci yarıda Tello'nun yerine Uğur girince orta sahada oyunu tutmayı başaran Kartal tek golün arkasına saklanmak ister gibiydi.
Belediye geçen yılki gücünden çok uzak göründü. Buna rağmen evdeki hesabı çarşıya uydurup bir duran topla beraberlik golünü buldular. Ardından Nobre'nin Beşiktaş'ı tekrar öne geçirmesine ise ona kafayı takmış olan hakem Bülent Yıldırım izin vermedi. Bu golü atan başka biri olsa Bülent Yıldırım'ın orta noktaya koşacağından adım gibi eminim. Nobre'ye kafayı taktı ve nizami golü yedi, tatmin olmadı ikinci nizami golü de saymayarak geçen sezon bu statta Kartal avlayan Hakan Sivriservi'nin yolundan gitti!
Tıpkı Sivriservi gibi düdüğünü asmasında Türk futbolu adına büyük fayda vardır. Sonuç olarak bu skorda hakem kadar, kadroyla gereksiz yere oynayan Sağlam'ın da önemli payı var. İstikrar her şeyden önemlidir. Dilerim Sağlam bu gerçeği görür.
Gülengül Altınsay : Kritik Kararlar (Beşiktaş)
Hani siyah formayla çıkacaktı Beşiktaş? Sevgili Kazım Kanat'ın anısına biraz ayıp olmadı? Üstelik sanki
seyircisiz maç oynanıyordu Olimpiyat Stadı'nda. Kimseler yoktu maçta.
Ertuğrul Sağlam da 2-0'ı koparmak yerine Tello-Uğur değişikliği yapıp, çift liberolu, tek santrforlu sisteme geçince rakibinin işini kolaylaştırmış oldu.
Golü yedikten sonra Beşiktaş Bobo'yu da oyuna dahil edip galibiyet golü için çırpındı adeta. Ama sayılmayan gollerdi bunlar.
Delgado'nun 84'teki sayılmayan golünün gerekçesi neydi acaba? İlginç, yine bir Belediye maçı, yine kritik kararlar, yine giden puanlar...
İlker Ateş : Olmadı Hakem Bey (Fotomaç)
Hakem yanlışları genel olarak yazının sonuna bırakılır. Öylesine büyük iki falso var ki biz bu skandal kararları ve onlara düdük çalan hakemi yazının sonuna değil başına alalım.
Madde bir: Uğur çok sert bir şut atıyor. Kaleci Mehmet Ali'den dönen topa Nobre'nin hamlesi var. Nobre'nin teması kaleciye değil, doğrudan topa. Yani bariz bir gol. Nobre'nin dizi kalecinin başına çarptı ama bütün bunlar golden sonra oldu. Hiçbir Avrupa liginde bu gol iptal edilemez.
Madde iki: Top Büyükşehir ceza alanı içinde dolaşıyor. Nobre rakip defans oyuncusuna herhangi bir faul yapmadan topu elverişli durumdaki Delgado'ya aktarıyor. Delgado vuruyor ve gol.
Evet iki bariz gol ve hakem Bülent Yıldırım tarafından iki
iptal kararı. Bu ikinci golü de Avrupa'da hiçbir hakem faul gerekçesiyle iptal etmez.
Evet bu verilmeyen iki gol nedeniyle Beşiktaş, Belediyespor'a yine takıldı. Hakem skandallarını bir tarafa bırakırsak Beşiktaş'ın galibiyeti hak edecek bir futbol oynamadığını da açık seçik söylemeliyiz.
Tello neden çıkartıldı? Bu da bir Sağlam falsosu olmalı. Holosko'dan sağ, Delgado'dan sol açık olmayacağını sağır
sultan biliyor. Beşiktaş bu Belediyespor'a karşı bir türlü galibiyet keyfi yaşayamıyor. Zaten Olimpiyat Stadı'na gidince galibiyeti unutuyor. Yine de maçın sonucunu Beşiktaş değil hakem
tayin etti.
Fatih Doğan : Yıldırım Düştü (Fotomaç)
F.
Bahçe Sivas'ta kaybedince, Belediye maçı Beşiktaş için daha da önem kazanmıştı.
3 bini aşmayan seyirci sayısının 80 bin kişilik statta ne anlama geldiğini de belirtirsek bu maçın şu ana kadarki en zor deplasman olduğu sonucunu çıkartırız.
58'de Uğur'un şutunda kaleci Mehmet Ali topu sektirdi, ikinci kez kontrol etmek isterken Nobre golü attı.
Yıldırım, bariz gol olan bu pozisyona faul kararı vererek, maçın dengesini bozdu. Hakem Yıldırım, ikinci kritik düdüğünü ise 84'üncü dakikada çaldı. Ve hakem Yıldırım bu golü de 'Nobre faul yaptı' gerekçeyle iptal etti. Bu gol, bu gerekçeyle iptal ediliyorsa Süper Lig'de mevcut gollerin üçte birinin sayılmaması gerek.
Beşiktaş'ın oyununa gelince... Siyah- beyazlılar 1-0 önde olduğu ilk yarı kötüydü. Bir gol yediği ikinci yarı ise çok iyi. Dünkü en önemli gerçek, Beşiktaş'ın çok önemli bir avantaj kaybettiği oldu.