Sivok, Futbol Federasyonu'nun resmi dergisi Tam Saha'nın
Şubat ayı sayısında yer alan röportajında, Süper Lig'in çok dengeli geçtiğini belirterek, şöyle konuştu:
''Ligde 3-4 farklı skorları görmek çok zor. Küçük dediğiniz
takımlar bile aslına bakarsanız gayet iyi mücadele ediyor ve oldukça yetenekli
oyuncuları var. Ben yarışın
Beşiktaş,
Fenerbahçe ve Galatasaray'ın dışında
Bursaspor,
Kayserispor ve Trabzonspor'un da dahil olacağı bir şekilde geçeceğini düşünüyorum. Geçen
sezon daha kötü bir durumdan gelerek rakiplerimizi geçtik ve şampiyonluğa ulaştık. Bu sezonun ikinci yarısında da üstümüzde yer alan
takımların puan kaybedeceğini düşünüyorum. Her şey bizim elimizde. Ne kadar az puan kaybedersek şampiyonluğa o kadar çok yaklaşırız.''
-BURSASPOR VE KAYSERİSPOR'UN ÇIKIŞI-
Kayserispor ve Bursaspor'un da bu sezon çıkış yakaladıklarını dile getiren Çek
futbolcu, iki takımın da çok başarılı
genç teknik adamlarının bulunduğunu ifade ederek, ''Zaten
Ertuğrul Sağlam'ı çok yakından tanıyorum. Şampiyonluk yarışı en azından son üç haftaya kadar sürecektir. Ben bu takımların da yarışın son evresine kadar olacağını düşünüyorum'' dedi.
-TÜRKİYE KUPASI'NDAN ELENMELERİ-
Tomas Sivok,
Ziraat Türkiye Kupası'ndan elenmeleriyle ilgili bir soruya, ''Bunu gerçekten bilmiyorum. Sadece ben değil, takım arkadaşlarım ve hocamız bu olaya kafa yoruyoruz, ama böyle bir şeyin nasıl olduğunu, başımıza bunların nasıl geldiğini anlamlandıramıyoruz. Hatta maçlardan sonra günlerce uyuyamadık''
yanıtını verdi.
Kupada ilk oynadıkları Manisaspor maçının ilk yarının sonuna denk geldiğini hatırlatan Sivok, ''Şampiyonlar Ligi'nde ve ligde çok fazla maç oynamıştık.
Konsantrasyon kaybı vardı ve bir
kaza yaşadık diyelim. Ama
Kasımpaşa ve
Büyükşehir Belediyespor maçları için bunu da söylememiz mümkün değil. Bu başarısızlığı izah edemiyoruz'' ifadelerini kullandı.
-''NECİP'İN BÜYÜK OYUNCU OLACAK POTANSİYELİ VAR''-
Sivok, takım arkadaşı genç
Necip Uysal'a da övgüde bulunarak, ''Necip Uysal müthiş yetenekleri olan bir oyuncu. En başta kendi oyun karakteri var. Bunun dışında hırs, mücadele, kendine güven gibi özellikleri de barındırıyor. Biraz daha oynarsa tecrübe kazanacak ve ileride çok önemli bir oyuncu olacak.
Avrupa'nın hangi takımına gitse, gerçekten çok büyük bir oyuncu olabilecek potansiyeli var'' diye konuştu.
-''BEŞİKTAŞ'IN NE KADAR BÜYÜK BİR KULÜP OLDUĞUNU BİLİYORDUM''-
Ülkesinde Türkiye'nin imajının pek parlak olmadığını dile getiren Sivok, şöyle devam etti:
''Tam olarak bir Avrupa
ülkesi olarak görülmüyor. Ayrıca daha önce Türkiye'ye gelen fakat üst düzey kulüplerde dayanamayan Marek Heinz, Horvat, Tomas Jun gibi isimler de var. Doğrusu bunları düşününce insanın kafasında soru işaretleri oluşmuyor değildi. Ama Türkiye'deki sosyal hayatla ilgili olarak bu oyuncularla konuştuğumda hiç de dışarıdan bakıldığı gibi bir hayat olmadığını anlamıştım. Zaten Beşiktaş'ın ne kadar büyük bir kulüp olduğunu biliyordum. Buraya geldikten sonra da bunu gördüm.''
-''İSTANBUL'DA MUTLUYUZ''-
Sivok, İstanbul'da yaşamaktan hem ailesinin hem de kendisinin çok mutlu olduklarını belirterek, ''
Kulüp içindeki arkadaşlık ortamı da çok iyi çıktı. Buraya gelmeyi
tercih ettiğim için çok mutluyum. Beşiktaş'la iki yıl daha kontratım var ve ben bu kontratın sonuna kadar, hatta daha fazla bir süre burada kalmak istiyorum'' dedi.
-''PRAG, İSTANBUL'UN YANINDA KÖY GİBİ KALIR''-
İstanbul'u çok sevdiğini dile getiren Sivok, şunları söyledi:
''İstanbul'da gezecek, görecek, yapılacak o kadar çok şey var ki, bir türlü bitmiyor. Mesela Prag'la İstanbul'u karşılaştırırsanız, Prag köy gibi kalır. İnsana sonsuz imkanlar sunan bir şehir. Beşiktaş'a
transfer olmadan önce Türkiye'ye adapte olmanın benim için zor olacağını düşünüyordum, ama hiç de beklediğim gibi bir zorluk yaşamadım. Bunda elbette Türk insanının sıcakkanlı olmasının da etkisi vardır.''
-''HERKES AÇIK VE DOST CANLISI''-
Beşiktaş'ın arkadaşlık ortamı ile daha önce oynadığı kulüplerdeki ortamın farklılığının sorulması üzerine Sivok, ''Burada herkes son derece açık ve dost canlısı. Kimse kimseye
soğuk ve küstahça davranmıyor. Herkes birbirine gülerek pozitif enerji vermeye çalışıyor. Güler yüzler görmek bu işte çok önemli'' dedi.
İtalya'da bu ortamı bulmanın çok zor olduğunu anlatan Sivok, şunları kaydetti:
''Orada
yerli oyuncularla
yabancı oyuncular arasından bir
rekabet, yabancı oyuncuların da kendi aralarında ayrı bir rekabet vardı ve kimse kimseye dostça davranmıyordu. Normalde benim için bir dil engelinin olduğu düşünülebilir ama takımda bunun eksikliğini bile neredeyse hiç hissetmedim. Ama özellikle bir isim vermem gerekirse
Ekrem Dağ harika bir insan. Her sabah onu görmek beni çok mutlu ediyor. Ekrem'in çevresine yaydığı pozitiflik herkese olumlu bir hava katıyor. Diğer çok iyi anlaştığım arkadaşlarım Uğur ve Yusuf. Elbette aynı dili konuştuğum
Holosko var. Ama bir yandan bakarsanız, saydıkça bütün arkadaşlarımı söylemem gerekir. Şöyle söyleyeyim, takımda anlaşamadığım hiçbir oyuncu yok.''
-''EN BÜYÜK EKSİKLİK TAKTİK DİSİPLİN...''
Türkiye'deki futbolu da değerlendiren Çek
futbolcu, çok kaliteli oyuncular bulunduğunu kaydederek, ''Ancak Türkiye'deki en büyük eksiklik oyuncuların taktik
disiplinden uzak olması.
Oyuncular biraz daha disiplinli olsalar, biraz daha taktiğe bağlı kalabilseler,
İspanya,
İngiltere gibi liglerde rahatlıkla oynayabilecek potansiyele sahipler'' şeklinde konuştu.
-''MİLAN BAROS'U TAKDİR EDİYORUM''-
Ligde karşısında zorlandığı ve en beğendiği futbolcuların sorulması üzerine de Sivok, ''Söyleyeceğim en kolay isim Milan
Baros olur. Kendisini zaten 15 yaşından beri takdir ediyorum ve o zamandan beri birçok kez hem yan yana hem de karşılıklı oynadık. Karşısında oynaması çok zor bir oyuncu. Hızlı, akıllı ve oldukça inatçı'' ifadelerini kullandı.
-TÜRK TARAFTARLARA ÖVGÜ-
''Türkiye'de
taraftarın oyunculara gösterdiği ilgiyi nasıl değerlendiriyorsun'' sorusuna Çek futbolcu, şöyle yanıt verdi:
''Elbette her ülkede tanınmış insan olarak ilgi görüyorsunuz, ama Türkiye'de gördüğünüz ilgi ile Çek
Cumhuriyet ve İtalya'yı karşılaştıramazsınız. Başka bir açıdan bakarsak, şöyle bir
sıralama yapabiliriz. En aşağıda normal kulüpler var. Onların biraz üstünde popülaritesi orta halli olan biraz daha büyük kulüpler var. Onların üstünde
İspanyol, İtalyan kulüpleri var. Sonra uzun bir boşluk ve onların en tepesinde Türk taraftarları var. Bu taraftarların da en tepesinde Beşiktaş taraftarları var. Burası çok değişik bir ülke. Burada öyle şeyler yaşadım ki, ömrüm boyunca buna benzer hisleri yaşayabileceğimi düşünmüyorum. Türk taraftarları eşsiz. Bana öyle geliyor ki, Türkiye'de insanların kimlikleri, soyadları ve yanlarına gelen takım isimlerine göre belirleniyor.''
-''ŞAŞIRDIK''-
Türkiye'de unutamadığı iki anısıyla ilgili bir soruya Sivok, ''İlki geçen sezon
UEFA Kupası ön elemesinde oynadığımız Siroki Brijeg maçı öncesi soyunma odasından maça çıkacağımız zaman taraftarların çıkardığı uğultu. O duyguyu hissetmek gerçekten çok acayip bir şeydi. İkincisi ise
Zapotocny ile birlikte Beşiktaş'a transfer olduktan sonra havaalanındaki karşılama anı. Karşılaştığımız o
manzara bizi çok şaşırtmıştı. O taraftar ordusu, medya kalabalığı asla unutulamaz. Hiç beklediğimiz bir şey değildi. Zapo ile (Nereye geldik, ne oluyor) diye çok şaşırmıştık'' diye yanıt vererek sözlerini tamamladı.