DOĞRUSU bu ya,
Rüştü Reçber denince aklıma Frank
Rijkaard geliyordu. Ve hazır Rüştü’yü yakalamışken bu soruyu mutlaka sormalıydım;
* Ne diyeceksin Rjikaard için...
- Bir şey söylemem doğru olmaz.
* O zaman ben konuşayım. Sen
Barcelona’ya gittiğinde Rijkaard
takıma almadı seni. Aradan bir kaç yıl geçti,
Türkiye’ye Galatasaray’a geldi. Orada seninle anlaşamayan Rijkaard’ın burada Türk kültürüne kolay adapte olmasının zor olacağını düşündüm. Ve galiba haklı da çıktım.
- (Gülümseyerek) Bu söyleyeceklerimi tamamen kişisel duygulardan arınarak dile getiriyorum. Ben demiştim demek bana yakışmaz ama, Rijkaard için
sezon başında ne söylediysem gerçekleşti. Rijkaard çok iyi bir insan olabilir. Ve öyle de. Ama ben
teknik adamlığı için aynı kanaatte değilim. Barcelona ile
Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu kazanan bir hoca hiç boşta gezer mi?
Rüştü ile sohbetimiz böyle başladı. O kadar içten ama bir o kadar da gerçekçiydi. Rijkaard ile ilgili sözlerini bile o kadar tartarak ifade ediyordu. En
küçük bir saygısızlık yapmak arzusunda olmadığını dile getiriyordu. “Ama gerçekleri de, düşüncelerimi de söylemeliyim” diyordu.
İşte noktasına virgülüne dokunmadan
Rüştü Reçber röportajı...
* Barcelona’dan döndüğünde topu ayakla oyuna sokarken tekniğinin ne kadar geliştiğini gördüm. Doğru düşünüyorum değil mi?
- Hem de çok doğru. Bunu kimse farketmemişti. Barcelona’ya gidişim ufkumu genişletti. Defanstan nasıl oyun kurulur ve top oyuna nasıl sokulur, bunu çok iyi geliştirdim. Ama ilginçtir Türkiye’de çalıştığım bütün hocalar Parreria hariç topu degajla oyuna sokmamı istediler.
Mustafa Denizli, Fatih
Terim, Şenol
Güneş hemen hepsi bunu istedi benden. Hatırlayın 2002’de
Güney Kore maçında Hakan Şükür’e asist yaptım 1 dakika içinde gol attı.
Medyaya gireceğim
* Futbol hayatını noktalayınca ne yapacaksın?
- İki yıl daha oynamak istiyorum. Ardından medyada yer alacağım. Çünkü gelecekte önemli projelerim var. Sporculuk, menajerlik, teknik adamlık ve yöneticiliğin yanı sıra medyanın da spora bakış açısını görmek istiyorum. Artık (gülümseyerek) aranızda bana da yer açarsınız.
* Kaleciler deli olur derler. Ama sen sahada da hep kontrollüsün?
- Bu tamamen yetişme tarzı ve
aile terbiyesi ile ilgili. Reçber ailesinde hiyerarşi vardır. Dede, amca, dayı, anne,
baba ve kardeşler. Zor şartlar altında yetiştim. Nerede nasıl hareket edeceğimi çok iyi bilirim.
Bir insanın kaderiyle bu kadar oynanmaz
* Barcelona’da güzel anıların vardır...
- Olmaz mı.. Barcelona takımında ilk idmana çıktığımda
Ronaldinho geldi “Turko” diyerek
selam verdi ve hemen ekledi; “Konfederasyon Kupası’nda
Bülent Korkmaz ile benim saçımı çektiniz.” Birlikte güldük. Ben de ona Bülent ile ikisini ayırdığımı anlattım. Çok iyi dost olduk. Barcelona kampında takım otobüsüne giderken nereye oturacağımı düşünüyordum, ama hiç
yabancılık çektirmediler. Hemen aralarına aldılar. Çünkü Türkiye’deki gibi İspanya’da da
futbolcular arasında bir hiyerarşi var. Bana üst düzey saygı gösterdiler.
* Ama Rijkaard ile anlaşamadın...
- Rijkaard ile Barcelona’da profesyonel bir çalışma örneği gösterdim. Ona beni niye gönderdiğini sorsanız
yanıt veremez. İspanya’da 3 artı 1 yabancı uygulaması vardı.
Nihat Kahveci gibi oynayabileceğimi belirterek mahkemeye gittim ve
İspanyol futbolcu statüsünde oynamaya hak kazandım. Ama bir gün beni ve tercümanımı odasına çağırdı. Beni takımda istemediğini söyledi. Bir insanın başka bir insanın kaderiyle nasıl oynadığını orada gördüm. Çünkü tersi olsa çok başka yerde olurdum.
Fener’den ayrılmayı kafaya koymuştum
- Neden ayrıldın
Fenerbahçe’den?
- Bunun çok nedenleri var. Fenerbahçe cam
bardak gibidir. Çok sorunlar yaşadım orada. Ama ne olursa olsun ayrılacaktım. Trabzonspor’dan da
teklif vardı. Hiçbir şey olmasa bile bir
Anadolu kulübüne gidecektim ama ayrılacaktım Fenerbahçe’den. Bazı şeyler (boğazını göstererek) burama kadar gelmişti.
- Şimdi Şükrü Saracoğlu’nda sahaya çıktığında ne hissediyorsun?
- Tabii ki duygusal olarak etkileniyorum. 11 yılım geçmiş orada, kolay mı? Orada sahaya çıktığımda önce küçük bir
protesto uğultusu olur ama sonra hemen sustururlar. Bunu hissetmek güzel bir duygu.
Barcelona soyunma odasında Rüştü Reçber (Türkiye) yazar
* Barcelona’da oynadın. Şimdi bir Barça
taraftarısın değil mi?
- Evet. Çocukluğumdan beri hem de. Türkiye’de Barcelona’ya
transfer olan tek Türk sporcusuyum.
Kulüp başkanı Juan Laporta kongre öncesi üyelerine beni İspanya’ya getirmek için vaadde bulunurken
Real Madrid Başkanı ise camiasına Beckham’ı getireceğini söylüyordu. İspanya’da, dünyanın en büyük kulübünde
seçim malzemesi olarak kullanılmak müthiş bir duygu. Laporta o kadar kibar adam ki, kongreye 2 ay kala üyelerine adımı kullanmak için izin istedi. Ben o dönemde Manchester
United ve
Arsenal ile
protokol yapmıştım. Ama Laporta ile konuşunca Barcelona’yı bekledim. Orada 1 dakika oynamak bile bir onur. Barcelona’nın soyunma odası dolaplarında, takımda oynayan her futbolcunun ismi yazılır. Şimdi gidin bakın o soyunma odasına, Rüştü Reçber (Türkiye) yazar. Bu benim için çok önemli.
Beşiktaşlı futbolcu istediği zaman oynuyor!
* Bu sezon sizi etkileyen en önemli maç hangisi?
- Beşiktaş’ta bu sezon en büyük hüznü
Kasımpaşa ile 2-2 berabere kaldığımız karşılaşmada yaşadım. Şampiyonluk yarışına önemli etki yaptı. Beşiktaşlı futbolcu istediği zaman oynuyor. Beklentinin dışında bir sezon yaşadık. Halbuki en rahat şampiyon olabileceğimiz sezondu. Seneye ciddi bir Beşiktaş izlettireceğiz.
Çifte kupa bizi rehavete soktu
“Geçen sezon iki kupa birden kazanınca takım olarak gevşedik. Sonra toparlandık ama ne yazık ki o rehavetin bedelini ödedik.”
* Bu sezonki
şampiyonluk yarışında Beşiktaş niye geriye düştü?
- Geçen yıl iki kupa birden kazanmıştık. Sezona başlarken bu başarının rehavetini yaşamadık dersem yalan olur. Takım olarak gevşedik. Sonra toparlandık ama ne yazık ki, sezon başındaki o rehavetin bedelini ödedik. Gelecek sezon bunun böyle olmayacağını şimdiden söyleyebilirim.
* Kalede tek başınasın; sahaya çıkıyorsun taraftar seni ıslıklıyor, protesto ediyor. Bununla nasıl başa çıkıyorsun?
- Beşiktaş taraftarından ilk tepkiyi
CSKA Moskova maçında, ikinci tepkiyi Galatasaray’a 3-0 mağlup olduğumuzda aldım. Bu tür tepkiler geldiğinde kendimi taraftarın yerine koyarım. “Onlar tepki gösterecekler elbette” derim. Bu empati beni saha içindeki o gerilimden kurtarır. İkincisi ise tecrübe. Yıllar geçtikçe futbolda herşeye karşı daha dayanıklı oluyorsun.
* Bu tür tepkiler öz güvenini etkilemiyor mu?
-
Hayır. Dedim ya artık tecrübeliyim. Bazen maçı televizyondan anlatanların yorumları da taraftarları olumsuz anlamda yüreklendiriyor ve etkiliyor. CSKA maçını
İlker Ağabey (Yasin) anlatmış. Çok da olumlu konuşmayınca taraftarlar haliyle etkilenmiş.
Beşiktaş ile anlaşmasaydım Tuncay’ın takımına gidiyordum
* Bu sezon Beşiktaş ile anlaşmasaydın ne yapacaktın?
- Tuncay Şanlı’nın yanına gidiyordum. Yani Stoke City’ye. Ama Beşiktaş Yönetimi kalmamı isteyince kaldım.
* Beğendiğin
kaleciler kimler?
- Casillas’ı çok beğenirim.
Liverpool kalecisi Reina’yı da. Ben rakibi karşısında bir anda geriye oturan
kalecileri beğenmiyorum. Buffon öyle bir kaleci mesela. Rakip karşısında ayakta kalırsanız bu sizin kalitenizi de gösterir.
* Senin için maç seçiyor diyorlar?
- 119 kez milli oldum. Bütün bunları gözardı edip, maç seçiyor lafları çıkardılar. Bunlara gülüyorum. Hiçbir maçı seçmem.
Bobo’nun o köşeye penaltı attığını ilk kez gördüm
* Bobo’nun Fenerbahçe maçında kaçırdığı penaltıya ne diyeceksin?
- Ben izleyemedim ki. Bakamadım daha doğrusu. Herkes bir şeyler söyledi ama Bobo’nun bir penaltıyı o köşeye attığını ben ilk kez gördüm. Bobo bundan önce attığı 6 penaltıyı da çok sert ve aksi köşeye atmıştı.
* Seni korkutan golcüler kimler?
- Nerede eski golcüler! Şaka
şaka... Dünyada şu anda
Messi’den başka forvet tanımam.
Allah vergisi bir yetenek. Ben futbol yaşamım boyunca ne golcülerle karşılaştım hiç birinden etkilenmedim. Messi ise çok farklı.
Hürriyet