Şampiyonluğa giden 'Sağlam' yol - ÖZEL RÖPÖRTAJ

Spodabugun.com özel röportajlarıyla Türk futbolunun nabzını tutmaya devam ediyor.

Şampiyonluğa giden 'Sağlam' yol - ÖZEL RÖPÖRTAJ

Bu hafta sizler için Süper Ligin flaş ekibi, şampiyonluğun en büyük adaylarından Bursaspor'un Teknik direktörü Ertuğrul Sağlam'ı Özlüce tesislerinde ziyaret ettik. Sağlam'ile şampiyonluktan Transferlere, taraftarlardan hakemlere,düşme hattında ki Bursaspor'un şampiyonluk şarkıları söyler hale gelmesine kadar herşeyi sizler için konuştuk. İŞTE ÇOK ÖZEL ERTUĞRUL SAĞLAM RÖPÖRTAJI -Öncelikle sezon değerlendirmesiyle başlayalım; ligde çok iyi bir yerdesiniz hatta gizli lidersiniz, Kalan maçlar ve şampiyonluk için neler söylersiniz? --Şuan Galatasaray'dan 1 puan gerideyiz. İlerleyen günlerde Futbol Federasyonu, Diyarbakırspor maçıyla alakalı bir karar alacaktır. Bu karar nasıl çıkarsa çıksın o karara saygı göstereceğiz. Ama şöyle bir gerçek var ki; ligin bitmesine 10 hafta kala gerçekten iyi bir konuma geldik. Bizim bundan sonraki yapmamız gereken şey bence ; çok sonralarıyla alakalı planlar yapmayıp, öncelikle ilk oynayacağımız karşılaşmaya odaklanıp, onu yaşayıp 3 puanı almak. Dolayısıyla şimdi yapmamız gereken en önemli iş de bu.3 puanı aldıktan sonra bir sonraki karşılaşmayı düşüneceğiz. Böyle değerlendirdiğimiz zaman kendimi baskı altına da almamış oluyoruz. Tabi ki kalan haftalarda belli bir sıkıntı yaşayacaksınız, baskıyı hissedeceksiniz ama bunu strese dönüştürmeden bir şekilde çözmenin yolunu arkadaşlarla bulacağız. Bu güne kadar yaşamadık ama bundan sonra da yaşamamak, oyuncularımıza yaşatmamak adına elimizden gelen bütün çabayı göstereceğiz.Şu anda iyi bir konumdayız ve oyuncularımızın isteği, arzusu beni gelecek adına gerçekten umutlandırıyor. - Peki takımın şampiyonluk yolunda psikolojisi nasıl? --Oyuncularımızın durumu gayet iyi sezona başlarken çok gerçekçi bir hedef koyduk Avrupa kupalarına katılmak, önümüzdeki sene Bursaspor' u, Türk futbolunu Avrupa'da temsil eden bir takım haline getirmek ve sezonu öyle bitirmek. İnanın şu anda ondan çok daha farklı bir hedef koymuş değiliz ama yapmamız gereken nedir? Bir defa bir yere geldiysek rehavete kapılmayalım, daha fazla çalışalım, “sonra daha iyisini daha mükemmelini yapabilir miyiz?” onun da mücadelesini verelim. “Hedefiniz ne derseniz?” Sezon sonuna kadar bütün maçları kazanmak. Bu da ortaya gerçek anlamda bir hedef çıkartıyor zaten. -Peki şampiyonluk yolundaki rakipleriniz; Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş' a karşı avantajlarınız neler? --Bir defa biz çok şanslı bir teknik ekibiz; çok kişilikli, çok karakterli ve profosyonelliği üst düzeyde yaşayan bir takıma sahibiz. Bence en büyük avantajımız ve başarımızın altında yatan gerçekte bu. Bunun yanında çocuklar bazı şeyleri başarmayı çok istiyorlar ve futbol adına takım oyunu oynuyoruz.Takımdaşlık ruhu da çok üst düzey yaşanıyor. Bireylere bağlı bir oyun anlayışımız ve felsefemiz yok bu da bizi bu noktaya getirdi. Şehrimiz de yavaş yavaş olayı özümsemeye ve takımına gerçek anlamda katkı sağlamaya başladı. Yani şehirde de bir birliktelik oluştu. Belediye başkanımız , Valimiz , şehrin ileri gelenleri, halkımız , taraftarımız yani baktığımızda çok güzel bir hava oluştu. Allah inşallah bu kadar iyi niyetli insanların, iyi niyetini ve emeğini boşa çıkarmaz. -Bursasporlu futbolcular bu sezon gösterdikleri performansla transferin gözde isimleri oldular. Siz hedefinize doğru ilerledikçe çoğu futbolcunuzun transfer haberleriyle kafaları bulandırılmaya çalışılacaktır ve maalesef basınımız da bu konuda çok duyarlı değil neler söyleyeceksiniz? --Basındaki bazı arkadaşlarımız maalesef manipületif haberler yapıyor, bundan sonra da böyle haberler çok çıkacaktır. Ben, futbol oynadığım dönemlerde bu tür olayları çok yaşadığım için oyuncularıma şunu izah etmeye çalışıyorum; “tabi ki sezon sonunda transfer olabilirler ama daha iyi şartlarda , daha iyi şekilde transfer yapabilmeleri için bir defa performanslarını artırmaları gerekiyor.” Bu şekilde çıkan transfer haberlerinin onları olumsuz şekilde etkilemesini aştık aksine bizi çok olumlu şekilde motive ediyor. Şunu söylüyorum; “mesela Sercan, Ozan, Volkan bakarsınız yeni yeni oyuncular da çıkabilir. Bir defa sezon sonuna kadar olan performanslarını biraz daha arttırırlarsa; örneğin Sercan 5 gol daha atarsa, ozan 8 asist daha yaparsa, Volkan 3 asist daha yaparsa onlar da şunu biliyorlar ki daha o zaman daha iyi şartlarda transfer yapacaklar hem kendileri hem de kulüpleri daha avantajlı olacak bunu kendilerine anlatmaya çaılştık ve sanırım anlattık da çünkü özellikle devre arasından sonra hepsinde gerçek anlamda bir olayı sahiplenme duygusunun kendilerin de iyice yerleştiğini performanslarında da gözle görülür bir artış var.” -Bu ekibi sezon başında siz kurdunuz. Çoğu bilinmeyen oyunculardı, isimlerdi. Ama bugün çok önemli silahlarınız oldular bu transferler nasıl gerçekleşti? --Bakın bizim kulübümüzde şu anda çok güzel bir bütünlük var. Başkan, yönetim, teknik kadro, menajer , futbolcu kesinlikle bir görev kargaşası yaşanmıyor ve herkes kendi işini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Dolayısıyla bizim takımımıza alınacak oyuncularla da alakalı, bu takımdan gidecek oyuncularla da alakalı, bir defa en son kararı kesinlikle ben veriyorum. Tabi ki başkanımız ve yöneticilerimizle oturup istişare ediyoruz, ona göre ortaya bir şey çıkıyor ama sağolsun başkanımız bu güne kadar teknik konularla alakalı benim söylediğim dışında en ufak bir şey yapmadı. Tabi bir yerde bir başarı oluyorsa bunun altında birçok sebebi de değerlendirmek lazım. Biz bu anlamda da görevlerin tam olarak paylaşıldığı ve görev kargaşasının yaşanmadığı, herkesin kendi işine baktığı çok güzel bir kulüp haline geldik. -Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi deplasmanda Galatasay'ı da burada yenme başarısı gösterdiniz, bu başarılar puanın dışında Bursaspor'a neler kattı? Şampiyonluğu daha fazla hissetmenizi sağladı mı? -- Tabi ki bu tür karşılaşmalar futbolcuların kendine olan güvenlerini daha üst seviyeye çıkartır. Şimdi düşünün Fenerbahçe ile deplasmanda oynuyorsunuz, hiç kolay değil Fenerbahçe ile o stadta oynamak ve 2-0 geriye düşüyorsunuz, 2-0 dan donra 2-2 yi yakalıyorsunuz maçın bitmesine birkaç dakika kala ve ondan sonra skora razı olmuyorsunuz, maç bitmeden 3. Golü buluyor ve maçı 3-2 kazanıyorsunuz. Geçen araştırdım Fenerbahçe tarihinde böyle bir karşılaşma oynanmamış, deplasmanda olmuş ama kendi sahasında 2-0 geriye düşüp, 3-2 hiç yenilmemiş ilk defa biz yenmişiz. Şimdi böyle bir maç oynadıktan sonra kimle oynarsanız oynayın, 2-0 geriye düştükten sonra, 2-0 geriye düştüğünüz her karşılaşmada, oyuncuların kafasında şu oluşacaktır,” Ben bu maçı alabilirim” .O yüzde bu tür karşılaşmalar bizim gibi takımlara çok şeyler katıyor. Kattığı şey sadece 3 puan değil, bir galibiyet değil, onun dışında sonraki haftalarda bizi rahatlatacak özgüven oluşturuyor. Bu takım şimdi çok düz bir mantıkla Fenerbahçe ‘yi 2-0 dan gelip 3-2 deplasmanda yeniyorsa her zaman her rakibe karşı böyle bir maçı kazanabilir duygusu şuanda bizim takımızda var. -Takımın olmazsa olmazı gibi görünen yıldız oyuncularını, çok kritik dakilarda oyundan alıp yerine genç oyuncuları sahaya sürebiliyorsunuz. Ama bakıyoruz çıkan oyuncularınızın hiçbirinde bir kırgınlık küskünlük olmuyor. Bir sonraki hafta aynı performansını ortaya koyabiliyor, bunu nasıl sağlıyorsunuz? --İşte takım olmak budur. Biz bu konularda çok dikkat ediyoruz en önemlisi adaleti eşit dağıtmak. Kime inanıyorsanız formayı ona veriyorsunuz, oyuncu da şunu biliyor ki “hoca bunu böyle yaptıysa bir bildiği inandığı vardır doğru budur” ve biz bunu yakaldık. Mesela en son Kasımpaşa maçında yaşadık bunu, bütün takım taraftarın önüne gitti en fazla sevinenler de yedek kulübesinde oturanlar oldu. -Bursaspor'un şuanki ekonomik durumu nedir? Hedeflerinize doğru ilerlerken, herhangi bir sıkıntı yaşıyor musunuz? --Şuanda ekonomik olarak tabi ki çok rahat bir kulüp değiliz ama; sağolsun yönetim kurulumuzda özellikle belediye başkanımızın da katkılarıyla ikinci yarı bu sıkıntılarımızı çözmeye başladılar. Umuyorum ki sezon sonuna kadar da ekonomik anlamda sıkıntılarımız tamamen biter ve önümüzdeki sene daha büyük hedefleri kovalayan güçlü bir takım haline geliriz . -Düşme hattında olan ve artarda pek çok teknik direktör değiştiren bir Bursaspor'u aldınız ve kısa süre sonra şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri haline getirdiniz. Bu başarınızı nasıl anlatırsınız? --Şimdi şunu çok samimi olarak itiraf etmek istiyorum; bu kadar kısa bir zamanda böyle bir başarıyı biz bir defa hedeflememiştik. Geldiğimde 3.5 yıllık bir mukavele yaptık ve amacımız 3.5 yılın sonunda şampiyonluğa oynayan bir Bursaspor oluşturmaktı. Ama bazen bulunduğunuz yerdeki şartlar sizi bu hedeflerinizi erken yakalamaya itiyor. Ama tabi ki bunların hepsini tesadüflerle örtüştüremezsiniz , bizim en büyük şansımız şu oldu; çok iyi, çok düzgün, çok ahlaklı, işini seven, profosyonel bir futbolcu grubuyla karşılaştık. Ve bazı şeyleri de böyle bir futbolcu grubuyla inşa etmek çok kolay oldu. Başka bir yerde oluşturacağınız o temelleri burada 6 ayda oluşturdunuz. Bunun yanında başkan ve yönetim de bize tam anlamda bir destek verdi. Daha doğrusu işin teknik kısmıyla alakalı teslim oldu. Böyle olunca da size katkı sağlayacak değerler çok çabuk oluşmaya başlıyor.Sonrasında sezon bittiğinde çok doğru hamlelerle , doğru transferler yaptık. Kulüp de kurumsal anlamda bize destek sağlamaya başladı. Böyle olunca da bir bakıyorsunuz 3 senede olumlu şeyleri 1 yılda ortaya çıkarmışsınız, bizim yaptığımızda bu oldu. Ben buraya geleli 14 ay oldu ve baktığınızda Bursaspor şuanda her hattıyla gerçek anlamda zirveye oynayan bir takım haline, bir kulüp haline geldi. -İsmi hiç duyulmayan oyuncuları alıp, takımınızda oynatıyorsunuz ve yıldız haline getiriyorsunuz , sonrasında da bu oyuncular astronomik transfer rakamları alıyor, bu oyuncularla hem şampiyonluk kovalıyorsunuz hem de kulübe çok ciddi gelir kazandırıyorsunuz. Teknik direktörün kulübe maliyetini kat ve kat çıkartıyorsunuz , bu aslında örnek bir kulüp çalışması değil mi ve siz bunu nasıl sağlıyorsunuz? --Çok güzel bir konuya değindiniz. Tabi ki bizim çok dolu bir futbol geçmişimizin olması çok büyük avantaj. Artı bir de ben bu günler için, biliyorsunuz futbol oynadığım dönemde eğitim hayatı yaşadım. 4 sene üniversite bitirdim ve 3 sene de master yaptım ve bunu da futbol oynarken yaptım. Dolayısı ile bir şeyler yapıyorsunuz ama bunu yaparken de belli bir altyapıyı oluşturmanız gerekiyor; Çok dolu bir futbolculuk geçmişim, büyük takım Beşiktaş tecrübemiz , çok fazla deforme olmamamız, artı bir antrenör için çok önemli bir değer olan, bugün oyuncumdan bir şey istediğim zaman oyuncumun bana olan saygısı gerçekten üst seviyede . Yani şöyle geçmişime bakıyorum; beni oyuncum karşısında zor duruma düşürecek en ufak bir deforme yok Allah ‘ a şükürler olsun. Ben oyuncuma hiçbir şey söylemesem de oyuncum bana bakıp kendine çekidüzen verebiliyor. Bu yüzden bu da çok büyük bir avantaj. Oyuncu bulup çıkarma konusuna gelince; Bursa ‘ da önemli bir potansiyel var ama bugüne kadar çok hayata geçirilmemiş. Çok canlı çok çarpıcı bir örnek vereyim size; Volkan Şen isimli bir oyuncu çıktı bizden en son maçta milli takım forması giydi. Geldiğim gün buradaki dost ve arkadaşlarımızdan, buradaki futbolun içinde olan insanlardan takımla alakalı bilgiler alıyordum. Konuştuğum 20 kişiden 18 i hocam o oyuncu için boşa vakit ve enerji harcama dedi. Biz bu kulübe böyle bir ortamda geldik, şimdi ise o ortamdan nereye geldik. O oyuncumuz şimdi A milli takım forması giyiyor. Şimdi “Ozan İpek” geçtiğimiz sezonun devre arasında Bucaspor'dan aldık, “B”liginde oynuyordu. Tabi ki burada antrenörün kattığı şeyler var ama oyuncuda da belli bir potansiyel var ki biz onları görüyoruz ve ona göre o potansiyeli harekete geçirmeye çalışıyoruz. Geçmişten kaynaklanan yanlışları varsa onları düzeltmeye çalışıyoruz. En önemlisi gerçek anlamda takım oyuncusu olmalarını sağlıyoruz. Bunun yanında yaptığımız bir başka önemli iş de; iyi futbolcu olurken, iyi de sporcu ve örnek olmalarını da sağlıyoruz. Bunun sonucunda da biz fair player liginde de birinciyiz. Bir yöneticimizin aldığı 12 puanlık hak mahrumiyetinden dolayı bugün 3. sıradayız. Yoksa takım sarı kart , kırmızı kart ortalamasına baktığımız zaman ligin en centilmen takımıyız. -Bu takımın en büyük rakibi şampiyonluk adayları ama diğer rakibi de taraftarı. “Severken öldürmek “ diye bir hadise vardır bizde, taraftar yüzünden saha kapanması buna benziyor. Şampiyonluk yolunda çok zor bir sürece girdiniz bu dönemde en çok ihtiyacınız olan taraftar için ne söyleyeceksiniz? --Çok doğru, çok kritik maçlar oynayacağız bundan sonra ve oynayacağımız 10 karşılaşmanın 6 sı kendi sahamızda . Geçtiğimiz haftalarda maalesef bu konuda çok acı bir tecrübe yaşadık. Sivasspor'la Sakarya'da oynadık, tam böyle zirve yarışı içerisindeyken, kendi taraftar ve kendi sahamızdan uzakta bir karşılaşma oynadık. Allah göstermesin biz orada mağlup olsaydık, bunun hesabını kimse veremezdi. O yüzden bundan sonraki dönemde tarafatarımızın da büyük takımın, büyük hedefler kovalayan bir takımın taraftarı gibi davranması ve destekleriyle takımın performansını arttırması gerekiyor. Son dönemde taraftarımızda da büyük ölçüde sorumluluk duygusu gelişti onu da gözlemliyoruz. Kendi sahamızda oynayacağımız ilk karşılarma da taraftarımızın bu işe ne kadar inandığının göstergesi olacak bir karşılaşma. Ben bu karşılaşmada taraftarımızın coşkusuyla, centilmenliğiyle takımın başarısına katkı sağlayacak atmosferi oluşturacağına inanıyorum. -Hocam artık hedef takım haline geldiniz , Rijkaard da açıklamasında “Anadolu takımları bize karşı oynadıkları gibi Bursaspor' a karşı oynamıyor.” Dedi. Bu açıklamalar için neler söyleyeceksiniz? --Bu konuda kimseyle polemiğe girmek istemiyorum, Bizim ortaya koyduğumuz mücadeleyi, gerçek anlamda olayları objektif değerlendiren futbol severler kendileri değerlendiriyorlar, Onun için biz sadece işimize bakıyoruz. Bütün polemiklerden uzak durmaya çalışıyoruz, tüm konsantrasyonumuzu futbola verdik ve bu durumda kimin ne söylediği bizim için hiç önemli değil. Tek önemli olan şey var; önümüzdeki maçtan 3 puan alabilmek. -Sizi, saha kenarında genellikle sakin, agresif tavırları olmayan, centilmen biri olarak görüyoruz. Ancak son zamanlarda öfkeleniyorsunuz. Ertuğrul Sağlam'ı sahada kızdıran şey ne? --Şimdi şöyle; yakın geçmişe baktığınız zaman, çok dile getirmek istemiyorum ama çok bariz hakem hatalarıyla çok fazla canımız yandı.Türkiye Kupası'ndan kenara gittik biliyorsunuz. İlk Fenerbahçe maçında oradaki gol verilmedi, buradaki penaltı verilmedi yani çok net bir şekilde canımız yandı. Aynı şekilde Beşiktaş maçında karşılaştığımız olay, Trabzonspor maçında Umut'un yaptığı smaç görülmedi. Bunlar hep bizim rakiplerimizle oynadığımız karşılaşmalar dolayısıyle üzülüyoruz. Bir emek veriyoruz ve bu emeğimizin de karşılığını almak istiyoruz. Kesinlikle tasvip etmiyorum, bu olayları sonra değerlendirdiğimde ben de üzülüyorum ama o atmosfer içerisinde bu her zaman mümkün olmuyor. Biz de insanız arada sinirlenebiliyoruz belli bir dayanma gücümüz var. Ama şunu hiçbir zaman yapmadım; ne hakemi , ne rakip oyuncuyu, ne rakip taraftarı rencide edecek kamuoyunun gözü önünde küçük düşürecek en ufak bir sözüm olmadı olmaz da. Zaten öyle bir şey olsa hakemler gereğini yapıp seni kenara alıyorlar. -Hocam bunun dikkat çekmesi de Ertuğrul SAĞLAM'ın olması. --Çok doğru söyledin.Tabi mesela başkasının ettiği küfür görülmez, duyulmaz,Ama bizim biraz fazla sesimizi yükseltmemiz çok fazla dikkat çekiyor. Hocam bu yoğun ve yorucu günlerinizde spordabugun.com'u kırmadığınız, bize vakit ayırdığınız için çok teşekkür ediyor başarılarınızın devamını diliyoruz. Ben teşekkür ederim… Doğukan Nafis YÜCEL / spordabugun.com
<< Önceki Haber Şampiyonluğa giden 'Sağlam' yol - ÖZEL RÖPÖRTAJ Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER