Alman çalıştırıcının maç sonunda yaptığı, "Rahatsızlık duyan varsa stada gelmesin, eve gitsin." sözleri, camiada büyük tepkiye yol açtı. Siyah-Beyazlı taraftarlar, takımı Schuster'den daha fazla sevdiklerini belirterek, "Biz bu hallere düşecek bir ekip değildik. Schuster, bir yerlerde yanlış yapıyor." değerlendirmesinde bulundu. Bernd Schuster'in ilk geldiği günden bu yana takımın geriye gitmesine anlam veremeyen Siyah-Beyazlı ekibin destekçileri, şimdi yönetimden çözüm istiyor. Süper Lig'in en iyi kadrosuna sahip olan Kartal'ın dibe vurmasının baş sorumlusu olarak Schuster görülüyor. Deneyimli taktisyen, yönetimin de isteği doğrultusunda sezon başında hücum futbolu oynayan bir kadro oluşturdu. Beğendiği isimlerin transferi konusunda yönetim Schuster'e her türlü desteği verdi. Onun isteyip de alınamayan futbolcu neredeyse olmadı. Ancak futbolcu kalitesiyle saha sonuçları birbirini tutmadı. Schuster'in sürekli hücum düşüncesi, Süper Lig'de oynanan futbola ters geldi. Ligin ikinci yarısında 4 maçın ikisini kaybeden, birinde berabere kalan Siyah-Beyazlılar, zirve yarışından erken koptu. Schuster'in oyuncu seçimlerindeki tutarsızlığı kötü gidişi etkiledi. Sürekli olarak Quaresma, Guti ve Simao ile yakın temas kuran Alman hocanın, Türk oyuncular ve teknik ekiple sınırlı irtibatı takım içinde soğukluğa sebep oldu. Türk oyuncularla neredeyse hiç muhatap olmayan Schuster'in, "Ben sizinle bir problem varsa konuşurum." sözleri, futbolcular arasındaki arkadaşlık bağlarını da zedeledi. Sahaya sürdüğü 11'lerde de ilginç tercihler yapan tecrübeli teknik adam, Bobo ile Ferrari'yi kullanmayı hiç düşünmedi. Nobre ve Aurelio'dan vazgeçmeyen ve sürekli forma veren Schuster, Ernst ile Necip gibi mücadeleci isimleri de kulübede unuttu. Medya ilişkilerinde de başarısız olan Bernd Schuster'in, kendisinin yaptığı her şeyi doğru görmesi, sağlıklı iletişimin önünü kesti. Kendisine yöneltilen soruları karşısındakileri küçümseyerek cevaplayan Schuster, son olarak taraftara, "Beğenmeyen stada gelmesin, eve gitsin." diyerek, antipatik olmaya devam etti. "Siz bilmezsiniz" tavırları medyayla arasını açtı. Futbol takımındaki krizleri yönetmede zayıf kalan Schuster, olaylar karşısında geri çekilip topu yönetime attı. Fatih Tekke'yi 10 dakikalık futboluyla değerlendirerek neredeyse kavga etme noktasına geldi. Yönetime rapor sunarak golcü oyuncunun takımdan gitmesini sağladı. Deplasmanda 1-0 kaybedilen Ankaragücü maçının devre arasında yaşanan İbrahim Üzülmez-İbrahim Toraman kavgasında olayı izlemekle yetindi. Yönetime verdiği bilgiyle 11 yıldır Siyah-Beyazlı formayı giyen kaptan Üzülmez'in gönderilmesini istedi. Yönetimin takımın kötü gitmesiyle ilgili şikayetlerini kulak ardı eden Schuster, tek muhatap olarak Başkan Yıldırım Demirören'i kabul ediyor. Takımın başarısı için süre gerektiğini ileri süren Schuster, "Benden hücum futbolu istediniz. Oyuncuların bu sisteme alışması zaman alır." diyerek, yönetimi sürekli olarak beklentide bırakıyor. Başkan Yıldırım Demirören ise Schuster konusunda sonuna kadar sabretmeyi düşünüyor. Del Bosque'de yaptıkları hatayı bir kez daha tekrarlamak istemeyen Demirören, "Hocamızla sonuna kadar beraberiz." diyor. Ancak camiadan ve yönetim içinden gelen baskılar her geçen gün artıyor. Şayet takım önümüzdeki günlerde düzelme emareleri göstermezse Schuster ile sezon sonu yolların ayrılması konuşuluyor. Bu kadronun bu hallere düşmesi üzücü Eğer Schuster'e bu özgürlük verilmeye devam edilirse, Schuster kafasına göre bu kadroları çıkarmaya devam ederse, Beşiktaş'ın Türkiye Ligi ve kupadaki maçlarda da işi zor. Yönetimin mutlaka teknik direktöre müdahale etmesi lazım. Hem ilk 11 hatalı, hem değişiklikler yanlış. Mağlubiyetin hazırlayıcısı bana göre Schuster olmuştur. Bu kadar zengin bir kadronun bu hallere düşmesi gerçekten hepimizi hayretler içerisinde bıraktı. Bundan sonra gelişecek süreç de hayırlı gibi görünmüyor. Tablo herhalde herkesi endişeye düşürmüştür. Gözlerim yıldızları çok aradı maçı izlerken. Ama bulmakta güçlük çektim. Gökyüzüne baktım, yıldızlar orada da yoktu! Sergen Yalçın, Habertürk Alman hocaya güvenimi kaybettim Schuster birinci kaybedendir. Daha az yıldızlı, karizmatik olmayan onbirlerle bu stadı birçok Avrupa takımına dar eden Beşiktaş dün yoktu ortalarda... Fenerbahçe mağlubiyeti gelirse Schuster'in gidişi hızlanır ve artık buna kimse itiraz edemez. Bu satırların yazarı Schuster'e büyük destek vermesine rağmen Ernst'in yerine aylardır ortalarda gözükmeyen Erhan Güven'i oyuna aldığı anda ona güvenini kaybetmiştir. Birçok oyuncunun aynı şüphe ile yaşamadığını söyleyebilir misiniz? Quaresma bile son dakika kırmızı kartı ile Kiev'e ne gerek, ben bu seneyi burada kapatır giderim dediyse, biz de buna ne karizmatik yenilgi öyle! deriz... Okay Karacan, Zaman Oynat(amay)anı eleştirmenin zamanı geldi Mağlubiyete direnen ve etkili olmaya çalışan Quaresma idi, o da gitti saçmasapan bir kırmızı kartla oyun dışında kaldı. Eğer "Üst düzey futbolcuyum" diyorsanız, bu herkes için geçerli; stresle başa çıkmayı bilmelisiniz. Beşiktaş'ın rövanşta Kiev'de de işi çok zor, imkânsız gibi... Beşiktaş'ın yediği gollere baktığımızda; duran toplarda ilk topa vuran siz olmalısınız futbolda. Onsekiz içinde ikinci olmak, sonuncu olmak demektir ve sonucunda da böyle goller yemek demektir. Evet, bugüne kadar Beşiktaş'ın oyununun savunma yönünü eleştirmiştik. Ama artık oyunu değil, oynat(amay)anı eleştirmenin zamanı geldi. Yani Schuster'i... Metin Tekin, Sabah Kartal'ın umudu derbi Beşiktaş'ın UEFA Avrupa Ligi'nde Dinamo Kiev'e 4-1 yenilmesi, Futbol Komitesi Başkanı Serdal Adalı'yı harekete geçirdi. Dün tesislere teknik ekip ve futbolculardan önce gelen Adalı, önce Teknik Direktör Bernd Schuster ile ardından futbolcularla görüştü. Adalı, Alman çalıştırıcıyla yaptığı konuşmada, Dinamo Kiev maçının geride kaldığını ve takımın Fenerbahçe karşılaşmasına hazırlanması gerektiğini söyledi. Derbiyle birlikte takımın yeniden çıkışa geçebileceğini vurgulayan Adalı, "Biz size güveniyoruz ama bu gidişi tersine çevirmek de sizin elinizde." uyarısını yaptı. Futbolcularla yapılan toplantıda ise 4-1'lik mağlubiyetin Beşiktaş'a yakışmadığı vurgulandı. "Böyle bir kadro Beşiktaş tarihinde hiç olmadı. Ancak oynanan futbolu hiçbir Beşiktaşlı hak etmiyor. Olmuşa çare yok. Önümüzde bir Fenerbahçe maçı var. Herkes kendi kalitesini göstersin ve Dinamo Kiev mağlubiyetini unuttursun." uyarısında bulunduğu belirtildi.