Ali Tandoğan,
Türkiye Futbol Federasyonu'nun TamSaha Dergisi'ne yaptığı açıklamada,
futbola başladığında forvet mevkiinde oynadığını, zamanla sağ kanada geçtiğini, son 4-5 yıldır da ''sağ bek'' olarak görev aldığını, ancak yine de ofansif oynamayı sevdiğini belirtti.
Görev yaptığı sağ kanatta
Volkan Şen ve zaman zaman da
genç oyuncu İsmail Haktan Odabaşı'yla oynadığını ifade eden Ali, Volkan'ın çok yetenekli bir
futbolcu olduğunu, İsmail Haktan'ın ise görev verildiği zaman en iyisini yapmaya çalıştığını vurguladı.
Tecrübeli futbolcu, ''Sen topa karşı agresifsin. Oysa Volkan,
hakemler ve
rakip oyunculara karşı daha agresif. Bunu neye bağlıyorsun?'' sorusuna, ''Ben de gençken böyleydim. Hakemlere karşı isyankardım. Kendinizi kaybettiğiniz dönemler oluyor. Her şey bir olgunluktur. İnsan zamanla bazı şeylerin farkına varıyor, yaptığı hataları görüyor. En son
Beşiktaş maçında gördüğü kırmızı
kart... Volkan'ın o kartı hak etmediğini düşünüyorum. Bu tarz şeyleri tabi gönül ister ki yapmasın ama bunları yaşayarak zamanla kendini geliştireceğini düşünüyorum'' diye yanıtladı.
''Takım içindeki gençlere tecrübelerini aktarıyor musun?'' sorusuna ise Ali Tandoğan, şu yanıtı verdi:
''Tabi, her zaman onlarla oturup konuşuyorum. Sonuçta ben 1996 yılında futbola başladım. Bu döneme gelinceye kadar birçok maç oynadım. Çok sayıda
UEFA Kupası,
Şampiyonlar Ligi maçları oynadım. Şampiyonluk yaşayan bir
takımda
forma giydim. Tabi ki takım arkadaşlarım da bunu yaşadı ama onlarla diğer tecrübelerimi sürekli paylaşıyorum.''
Deneyimli futbolcu, Beşiktaş Teknik Direktörü Schuster'in, ''Türkiye'de 1960'lı yılların futbolu oynanıyor'' sözünün anımsatılması üzerine ise, ''Kesinlikle katılmıyorum. Türkiye, son 10 yıl içinde milli
takımlar bazında dünya üçüncüsü oldu. Arkasından
Avrupa üçüncülüğü var.
Galatasaray, UEFA Kupası'nı kazandı. Şampiyonlar Ligi'nde Fenerbahçe'nin ve Galatasaray'ın bir dönem başarısı var. Ben
Denizlispor ve Gençlerbirliği'nde oynarken UEFA Kupası'nda turlar geçtik. Schuster'in bu görüşüne katılmıyorum ama bu onun görüşüdür, saygı duymak lazım'' dedi.
''Antalyaspor maçında yaşadığın talihsiz
sakatlıktan sonra futboldan uzun süre ayrı kaldın. Bu süreçte neler yaşadın?'' sorusuna Ali Tandoğan, şu yanıtı verdi:
''Samimi olmak gerekirse, yaşadığım olaylar beni ister istemez biraz yıprattı. Futbolumun en iyi dönemimde,
Bursaspor'a geldiğimden itibaren iyi bir çıkış yakalamıştım. Antalyaspor maçında yaşadığım sakatlığın ardından gelen uzun
ayrılık beni futboldan uzaklaştırdığı gibi
psikolojik olarak da yıprattı. Bu dönemde zor günler yaşadım. Kendimi hep güçlü tutmaya çalıştım ve aklımdan hep seyrettiğim maçlarda
taraftarın bana verdiği
destek, tribünlerde ismimi söylemeleri geçti. Bir an önce sahalara dönmem gerektiğini hissettim.
Zaman zaman sakatlık pozisyonundaki görüntülere baktığımda, o pozisyondaki düşüşüm, arkasından hastaneden çıkışımda verdiğim görüntülerdeki yüzümün şişliğini hiç unutamam. Oturup zaman zaman ağladığım günler de oldu. Yani, karşımdaki Ali Tandoğan'ı hiçbir şekilde böyle görmemiştim. Hiç bu kadar duygu yoğunluğu yaşamamıştım. Çok duygusal bir döneme girdim. Bu da yaşadığım sakatlıktan dolayı belki ama söylediğim gibi hep taraftar arkamda oldu. Bursa halkı hep arkamdaydı.''
Ali Tandoğan, futbol hayatını Bursaspor'da bitirmeyi çok istediğini ancak bunu konuşmak için
erken olduğunu, başka bir takıma tranfser olması halinde bile Bursa'nın ve Bursaspor'un kalbinin bir köşesinde kalacağını belirtti.
Bu
sezon da zirvede yer aldıklarını ve şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olduklarını vurgulayan Ali, sezon sonuna kadar şampiyonluğu kovalayacaklarını ifade etti.
Ali Tandoğan,
A Milli Takım formasını sadece 1 kez 5 dakika giyebildiğini dile getirerek, şunları kaydetti:
''Milli takıma davet edilen arkadaşlarıma da saygı duyuyorum. Onların da çok iyi oyuncular olduğunu düşünüyorum. Ancak
milli takımda kendimi gösterme şansı bulamadığımı da söylemeliyim. Denizlispor'da çok başarılı olduğumuz dönemde kadroya davet edilmemiştim.
Avustralya ile oynadığımız
özel maç için kadroya alındım ve 5 dakika oynayabildim. Keşke kendimi gösterebilecek bir süre şansı bulabilseydim. Eğer bana güven gösterilse ve oynama şansı verilse belki de şu and
a milli takımın değişmez oyuncusu olurdum. Ama o dönemde çok üzerinde durulmayınca, arkanızda da bu anlamda destek çıkan olmayınca, milli takımda kalıcı olmanız zor oluyor.''