Semih Şentürk, altyapıdan
Fenerbahçe'nin A takımına yükselen Müjdat Yetkiner ve Cem Pamiroğlu'ndan sonraki üçüncü isimdi. Önce '
genç Semih' daha sonra '
nöbetçi golcü' diye anıldı.
9 yıl kadrosunda bulunduğu Fenerbahçe'de ilk kez geçtiğimiz
sezon biraz olsun oynama şansı buldu. Bu fırsatı mükemmel değerlendirip gol kralı oldu. Bununla da yetinmedi,
Euro 2008'de yarı
finale yükselen
A Milli Takım'ın en çok göze çarpan oyuncularından biri olarak isminden söz ettirdi.
İsviçre,
Hırvatistan ve
Almanya maçlarında kaydettiği kritik gollerle,
yarı final yolunda büyük katkı sağladı. Önceki gün ise
Macaristan'ın MTK
Budapeşte ekibini 5-0 yenerek
Şampiyonlar Ligi'nde 3. ön
eleme turuna yükselen Fenerbahçe'de 4 gol atan Semih Şentürk, Şampiyonlar Ligi tarihinde bir maçta 4 gol atan ilk Türk
futbolcu oldu.
Geride kalan sezonlarda 20 farklı forvet oyuncusuyla oynayan ve bir an olsun bile pes etmeyen Semih sonunda amacına ulaştı. Geçtiğimiz sezon başında "Nöbetçi golcü kavramından da rahatsızım. Artık "gerçek golcü" olarak anılmak istiyorum." şeklinde demeç verip bu arzusuna kavuşan Sarı-Lacivertli
futbolcu, 2008-2009 sezonuna da 'kaldığı yerden' başladı. Yıldız futbolcu, MTK maçında, bir
Avrupa kupası maçında 4 gol birden atarak, hem Fenerbahçe, hem de Türk futbol tarihine geçti. Ancak her geçen gün artan başarısını taçlandıran Semih, her zaman olduğu gibi mütevazılığını korudu. Kezman'dan sonra 14 milyon Euro değerindeki
Güiza'nın da papucunu dama atma adına sinyaller veren golcü futbolcu, MTK maçının ardından "Benim gol atmam önemli değil, bunda payım olduğu için çok mutluyum." şeklinde konuşarak, yeni sistemde de başarılı olduğuna inandığını söylüyor. Taktik gereği biraz daha geride oynadığını hatırlatan Semih, "Şu anki sistemde biraz gerideyim. Top bizdeyken Güiza'ya
yardım ediyorum. Bunu da ilk yarıda başarıyla yaptığımı düşünüyorum. Güiza ikinci yarıda çıkınca ileriye çıktım ve bulduğum pozisyonları iyi değerlendirerek golleri attım." sözleriyle Budapeşte'deki zaferini özetliyor.
Kendisi hakkında kullanılan "nöbetçi golcü", "yedek golcü" gibi ifadeler hakkında da konuşan ve eleştiriler için "Aldırmadım" diyen
yıldız futbolcu başarısının sırrını şöyle özetliyor: "Nöbetçi veya başka şeyler dendi, ama buna aldırmadım. Hiç küsmedim. Bu benim kendi özelliğim diye düşünüyorum. Sonradan oyuna girsem de yeni başlıyormuş gibi hırsla oyuna girdim. Eleştirilere
kulak asmadım. Tabii ki kötü olduğumda eleştirilmek isterim, ama iyi olduğumda da övgü almak gerekir. Milli Takım'da da aynı şeyi yaptım ve goller attım."
Kendisine güvenen yeni hocası Aragones'e de teşekkür eden Semih, birçok ünlü ve pahalı golcü transferler arasında olmanın kendisinde bir rahatsızlık yaratmadığını ifade ederek, "Ben 9 yıldır Fenerbahçe'deyim ve bir rahatsızlık hissetmiyorum. Çok yıldız forvetler geldi ve ben onlardan da bir şeyler öğrendim, öğrenmeye de devam edeceğim. Daha çok oynama şansı buldukça, kendimi daha da geliştirerek, daha iyi olacağımı düşünüyorum." diye konuşarak kendisine yakışan bir şekilde son noktayı koyuyor.
OTORİTELER NE DEDİ?
Tanju Çolak (Eski gol kralı): Semih, artık bu işi öğrendi
Güiza için konuşmak daha
erken. İspanya'da gol kralı olan bir golcüyü
analiz için birkaç maç daha izlemek gerekiyor. Henüz uyum sorununu atlatamamış görünüyor. Semih'le de yan yana fazla oynama fırsatı bulamadı. Güzia için sabretmek gerekiyor. MTK maçı zaten ölçü olamaz. Semih'e gelince. Nerede duracağını çok iyi biliyor. Birbirinden şık ve
akıl dolu goller attı. Rakip zayıf olsa da her zaman gol goldür. Semih, bu işi öğrendi artık.
Arif
Erdem (İst.B.Bld. antrenörü): Euro 2008, tecrübesini artırdı
Semih, Avrupa Şampiyonası'ndan beri farklı grafik çiziyor. Bu da hem kendi için hem de takımı için faydalı oluyor. Son vuruşları mükemmel yapıyor. Güiza da kendini ispatlamış, farklı tarzda bir futbolcu. Fakat Semih'le Güiza'yı şimdiden kıyaslamak yersiz. Zaten MTK maçı örnek alınacak bir karşılaşma değildi. Bana göre Aragones hem Semih'i hem de Güiza'yı aynı anda oynatmak isteyecektir. Zira, her ikisinin de gol meziyetleri çok farklı.
Selçuk Yula (Eski gol kralı):
Alex faktörünü iyi kullanıyor
Güiza'yı kimse yabana atmasın. Bu adam dünyanın en zor ligi olarak kabul edilen ligin gol kralı. Fakat Aragones, tek forvete dönerse Semih bir adım öne çıkabilir. Semih'in Avrupa'da ve Türkiye'de attığı gollerin dörtte üçünde Alex'in asisti var. Bence sorun Semih veya Güiza değil, Alex'in geride veya ileride oynamasıdır. İkinci MTK maçında Alex'i geride oynatan Aragones, yanlışından dönerek Semih'in daha verimli olmasını sağladı.
Rıdvan Dilmen (Eski
milli futbolcu): Semih, yıllarca haksızlığa uğradı
MTK maçında en çok Semih'e sevindim. Yıllarca haksızlığa uğradı. İkinci yarı girince daha etkili oluyor gibi saçma bir analizin kurbanı oldu. Hiçbir hoca ona güvenmedi. Ama Aragones gelir gelmez onun özelliklerini iyi tespit etti ve formayı verdi. Semih de kendini her geçen gün geliştiriyor. Üzerine sürekli bir şeyler koyuyor. Bir forvette ne ararsanız onda var. Kafaya çıkıyor, yardımlaşması üst düzeyde. Pas atıyor, fizik olarak kuvvetli.
[AVRUPA BASINI]
'Türkler Budapeşte'yi fethetti'
UEFA, Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi 2.
ön eleme turu rövanş maçında MTK Budapeşte'yi 5-0 yenip, tur atlamasını, 'Fenerbahçe'nin tur atladığı maçta Semih Şentürk'ün yıldızı parladı' başlıklı haberle duyurdu. Macaristan basını ise ''Türkler Budapeşte'yi fethetti', 'Mucize, sihir beklerken büyük utanç', 'Semih, MTK'yı nakavt etti', 'Fener, MTK'ya büyük lokma geldi', 'MTK hezimetle tura
veda etti' şeklindeki başlıklarla MTK-Fenerbahçe karşılaşmasını yorumladı. MTK maçına geniş yer veren
İspanyol basını da 'Luis'in Fenerbahçesi Macaristan'ın şampiyonunu
küçük düşürdü' ifadesini kullandı.
Ahmet Uykan - Erhan
Güven