8 ay önce düzenlenen
yasayı değiştirmek için uzlaşan 3 parti, Köşk’ün vetosuna karşı da birleşti.
AK Parti,
CHP ve MHP Gül’ün veto gerekçelerine rağmen
bütçe görüşmeleri arasında yasayı aynen geri gönderecek. Gül’ün bu kez veto yetkisi yok.
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül tarafından veto edilen
şike kanununun Köşk’e aynen iade edilmesi konusunda AK Parti, CHP ve MHP anlaştı. Yasanın aynen kabul edilmesi halinde Cumhurbaşkanı Gül’ün veto yetkisi yok. AK Parti’nin “İmzanızın arkasında durun” çıkışının ardından CHP ve MHP’den aynı yönde açıklamalar geldi. AK Parti
Grup Başkan Vekili Nurettin
Canikli de yasanın aynen kabul edilmesini istediklerini açıkladı.
Canikli, “Biz AK Parti Grubu olarak, yasayı aynen Köşk’e göndermekten yanayız. Mutabakatı değiştirecek herhangi bir gelişme olmamıştır. AK Parti, MHP ve CHP ile birlikte o mutabakatı devam ettirmektedir. Bununla bağlantılı olarak kanunun bir an önce ve aynen daha önce TBMM’de kabul edildiği gibi görüşülmesi ve kabul edilmesi yönünde kanaatimiz var bu kanaatimizi muhafaza ediyoruz’’ dedi. Cumhurbaşkanının anayasal yetkisini kullandığını belirten Canikli, bu
düzenlemenin yapılması gerektiğine inandıklarını dile getirdi.
YARIN ADALET KOMİSYONU’NDA
Cumhurbaşkanı Gül tarafından veto edilen yasanın yeniden çıkartılması için bütçe görüşmelerinin bitmesi bile beklenmeyecek.
Veto edilen kanunun teklifinin yarın Adalet Komisyonu’nda görüşüleceği açıklandı. Pazar günü ise Genel
Kurul gündemine getirilmesi bekleniyor. 8 Aralık’ta bütçe görüşmeleri başlayacağı için bu görüşmelerin arasına şike kanunu sıkıştırılacak.
GÜL, MAHKEMEYE GİDEBİLİR
Şike cezalarını azaltan kanunun aynen kabul edilmesi halinde Cumhurbaşkanı Gül’ün ikinci defa veto yetkisi bulunmuyor. Gül’ün yasayı onayladıktan sonra
Anayasa Mahkemesi’nde
dava açma yetkisi var.
‘Gelmeyecek’ demişlerdi
Vetonun ardından AK Parti’de hakim olan düşünce tam tersi istikamette değişti. Başta
Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç olmak üzere Grup
Başkanvekili Mustafa
Elitaş, vetoya olumlu yaklaşırken düzenlemenin gündeme gelmeyeceğini açıklamıştı. Ancak Canikli’nin çıkışıyla kafalar karıştı.
Peki veto sonrasında kim ne demişti?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Cumhurbaşkanımızın hukuki mütalaasına aynen katılıyorum. Cumhurbaşkanımızın, kamuoyunun sesine de, vicdanına da, düşüncesine de ortak olduğuna inanıyorum.
Kamuoyu baskısı hiçbir milletvekiline bu kanunu tekrar
Meclis’e gönderme cesaretini vermeyecektir.
AK Parti Grup Başkanvekili
Mustafa Elitaş: AK Parti olarak müstakil bir çalışma yapmayacağız. Cumhurbaşkanını üstüne söz söylemek bize yakışmaz. Kanun tekrar gündeme alınmayacak.
Spor
Hukukçuları: Adalete güven sarsılır
Prof. Dr.
Erkan Küçükgüngör (Spor Hukuku uzmanı): 6 ay önce çıkardığınız kanunla ilgili hangi ihtiyaçlar ortaya çıktı da böyle bir değişikliğe gidildi bunu anlamak zor. Bu nedenle sayın Cumhurbaşkanı'nın veto gerekçelerinde belirttiği kişiye özel kanun ve kanunun caydırıcılık etkisinin olmadığı tespitleri doğrudur. Bu durum hukuk ve hukuk etiği açısından da doğru değildir. Ancak şunu söylemekte fayda var. İlk yasada öngörülen cezalar gerek
Avrupa gerekse Dünya standartlarının çok çok üstündedir. Hatta bir çok
ülke şikeyi suç bile saymıyor. Madem bu kanun çıktı yapılan hata bir başka hata ile örtülmeye çalışılmamalıydı. 5-12 yıl olan
hapis cezaları 1-3 yıla düşürülürse yasanın caydırıcılığı kalmaz.
Vedat Türker (Spor Avukatı): Doğru değil. Toplumdaki güveni sarsacaktır. Adalete olan güven ilkesine aykırıdır. Hukuki
tartışma olmaz. Herkesin eşitlik ve genellik ilkesine aykırı olur. yasanın bir kişi veya kişiler için değiştirildiği belli.
Alpay Köse (Spor Avukatı): Kesinlikle yanlış. Yasadaki bütün yanlışlıklar tespit edilip yeniden gözden geçirilmelidir. Eğer bu şekilde yollanırsa hata tekrar edilir. Tartışmalara yol açacaktır.
Türker
Arslan (Cas Avukatı): Belki biraz daha değiştirerek göndermeleri daha doğru olur. Eğer
Anayasa Mahkemesi reddederse çok tartışma çıkar. Kabul edilmesini kamuoyu istiyor ama makul ölçülere çekilmeli.
Kısmet Erkiner (Cas Avukatı): Doğru değil. çünkü sadece 11. maddeden dolayı göndermiş bir yasa değil tümü hatalı. Mesela 18. maddenin uygulanması
seyirci içinken
oyuncu ve
yönetici için uygulanır oldu, amacını aştı.Tartışma değil sorun yaratır. Tartışma teoride kalır pratikte uygulanacaktır ve birçok soruna yol açacaktır.
HUKUKÇULAR ENDİŞELİ
Kamu vicdanı yara alır:
Eski Spor Bakanı
Hasan Celal Güzel: Bu yanlışlıklar komedyasıdır. Ama başı yanlış. Çok güzel bir kanun,
spor mafyasının üzerine gidilmesi de güzel. Ancak kalkıp da 5-12 yıl gibi hapis cezaları getirirseniz neticede bir şike. Yani
dolandırıcılık sahtekarlık gibi düşünülmesi lazım. İkinci kanunun düzeltilmesi sırasında da partiler oldu bitti havasına soktu ve gerektiği kadar tartışılmadı. Bu işin düzletilmesi lazım. 5-7 sene ile kalamaz. Cumhurbaşkanı gerekçeleri ile iade etti. Meclis'in de gerekçeleri var. Kanundan sonraki tutuklamalar Türkiye'de
futbolu mahfetti, dibe vurdurdu. Partilerin aynısını ısrar edip göndermesi doğru değil. 1-3 yıl uygulanırsa
tutuklu olanlar mahkum edilse bile hemen bırakılır. Bu da mahşeri vicdanı yaralar. Bir ara formülle 1-3 yıl yerine 2-4 yıl denilebilir. O zaman
hapis cezası durumunda
tahliyeler söz konusu olmaz ve caydırıcılık sağlanmış olur. Fazla hapis cezası da ortadan kalkar. Moraller düzelir. Bu spor mafyasıdır. Senelerdir bilinir. Bunu biliyoruz tanıyoruz sevmiyoruz bu tipleri ama maalesef sporda tesirleri var. Eğer meclis bu şekilde bir netice alamaz ve Türkiye'de futbol ölürse bunun sorumlusu da
iktidar partisi görünür. Bu da AK Parti'ye çok itibar kaybettirir. Bunu da düşünmeleri lazım.
TUTUKLU VEKİLLERİN TAHLİYESİNE DAYANAK OLUŞUR
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından veto edilerek Meclis'e gönderilen 'şike yasası' ile ilgili tartışmalar sürüyor. Yasanın aynen Köşk'e iade edilmesi konusundaki uzlaşma
hukukçuların tepkisini çekti. Şike cezalarında indirime giden düzenlemede değişikliğe gidilmemesinin kamu vicdanını yaralayacağı üzerinde duran uzmanlar, tüm partilerin bu durumdan zarar göreceğine dikkat çekti.
Emekli
Başsavcı Reşat Petek: Bu yasa ile kamuoyu aldatılıyor. '
Cezalarda indirime gidiyoruz ama adli
kontrol tedbirlerine çevrilemeyecek ve mutlaka ceza alacaklar' deniliyor. Ancak, değişiklik aynen geçer ve yürürlüğe girerse yargılanması devam eden sanıkların lehine olan hükümler uygulanacak. Aleyhinde olan hükümler yasa çıktıktan sonraki suçlara uygulanacak. Yani yargılaması devam eden kişiler gerçekten kurtarılmış olacak. Bu hukuku
araç olarak kullanan bir düzenlemedir. Cezaların ağırlığı tartışılabilir ama şu anda yargılama sürüyor ve
iddianame mahkemenin kabul aşamasında. Türkiye'de
toplum vicdanını kanatacak. Hangi parti getirirse ona karşı tepkiler oluşur. Geldiği gibi giderse milletin sokaklara inmesi durumunda hukukçu ve insan olarak ben de inerim. Bu şike kanunu,
Ergenekon ve
Balyoz gibi davarlı doğrudan etkileyen bir düzenleme gibi görünmüyor. Ama gördük ki Türkiye'de generallik yapmış insanlar kulüp başkanından daha mı az
hizmet etti diye
eleştiriler başlamıştı. İstismara elverişli ve haklı bir eleştiri oluşacak. CHP, MHP ve BDP'nin buna
destek vermesi tutuklu vekillerin tahliyesi için yürütülecek bir çalışmaya dayanak oluşturacak.
HÜKÜMET PRANGAYA ALINIR
Uluslararası
Hukukçular Birliği Genel Sekreter Yrd.
Cahit Özkan: Balyoz ve Ergenekon çevresinde böyle bir beklenti var. Şike yasası çıksın biz de başvururuz diyorlar. Ancak bu yasa aynı değil. Vetonun altı doludur. Ceza oldukça düşük caydırıcılığı yok ve kişiye özgü. AK Parti tek başına da geçirebilir ama referanduma giderse de kamu vicdanı zedelenir. Halk onay da vermez. Hukuk önünde herkesin eşitliği mutlaka veto gerekçeleri dikkate alınarak yeniden düzenlenmeli.
Milletvekili nezdinde de bir rahatsızlık olduğu açık. Kabul oyu verenler de rahatsız. Grup kararı ile yasa zoraki kabul edildi. Bu veto şanstır. Çoğunluk da yanılabilir. Cumhurbaşkanı kamu vicdanı konusunda denetim merciidir. Aynı şekilde geçirse parlamentonun spor çevrelerince bir baskısı parlamentoyu ve hükümeti pranga altına alarak zorla düzenleme altına alması demek olur.