- Başta Sayın
Başbakan olmak üzere bizlerin burada bulunması tamamen cumhuriyet idaresinin bu topluma kazandırdığı değerlerdir, nimetlerdir.
- Annem
okuma yazmayı birkaç sene önce öğrendi
babam ilkokul üçten terk. Ben ilkokulu doğduğum köy, Yeşilköy'de iki göz bir okulda okudum. İlk üç
sınıf aynı derslikteydik. Bu noktaya bu şekilde bir ortamdan geldim. Ailemde
siyasete adım atan ilk kişiyim. Baba tarafından ilk üniversite mezunuyum.
Türkiye'de bir yerlere gelebilmek için illa ki belli çevrelerde yetişmek gerekmiyor.
Fenerbahçe'ye haksızlık yapıldı
- Fenerbahçe camiasına
taraftar noktasında yayınlar ve yorumlar yoluyla bir haksızlık yapıldığı kanaatindeyim.
Camia çok hırpalandı çok yıpratıldı. Yorumcuları ve yazarları taraftar camialarını bu kadar yıpratmamaya, onurlarıyla bu kadar oynamamaya davet ediyorum. Olaylar, olgular, hukuk kaideleri üzerinden konuşulabilir ama kalkıpta Fenerbahçe,
Galatasaray,
Beşiktaş ya da Trabzon
spor camialarını topyekün suçluymuş gibi
hedef tahtasına yerleştirmenin hakkaniyetle bağdaşan bir tarafı yok.
Sporda
Şiddet Yasası'nı biz dayatmadık
- Sporda şiddet
yasası siyasal
iktidar tarafından kulüplere ya da Türkiye
Futbol Federasyonu'na dayatılan bir
kanun değil. Bu kanun geçen dönem
seçim kararı alındıktan sonraki dar zamanda yasalaşan bir metin. O dönem
Türkiye Futbol Federasyonu ve Başkanı bu
teklifin yasalaşması için aşırı ısrarcı oldular. Ben kendilerine
futbol kulüpleri böyle bir metnin yasalaşmasını istemezler çünkü başkanlarına, yönetimlerine, futbolcularına çok büyük sorumluluklar getiriyor dediğimde başta Sayın Aziz
Yıldırım olmak üzere tüm kulüp başkanları bu teklifin yasalaşması konusunda kararlı ve ısrarcı olduklarını söylediler. Teklif kısa sürede yasalaştı. Ama sonradan gördük ki üstdüzey spor yöneticileri bile bu kanunun ne getirip ne götürdüğüne bakmamış. O dönem; "Tamam tüm aykırılıklarına rağmen bu yasayı çıkaralım ama AB normlarını,
UEFA kriterlerini, FİFA'nın genelgelerini dikkate aldınız mı?" diye sordum. Herşeyin uluslararası hukukun ve UEFA talimatnamelerinin paralelinde olduğu ifade edildi ama gelinen noktada görülüyor ki bu ölçüde köşeli ve sert hükümler Avrupa'da bile yok. Bu kanun bu anlamda bir hayli sert bir kanun.
Futbolda yaşananlara şiirli
yanıt: "Akıl almaz sorular soru içinde,
akıl olmazların zoru içinde."
- Daha 6 ay önce TBMM'de kabul edilmiş bir metnin değiştirilmesi kesinlikle bizim istediğimiz birşey değil. Bu kanununu biz getirmedik ve en ufak bir değişiklik çalışması içerisinde değiliz. Ama
Kulüpler Birliği bir konsensusla bir metin ortaya çıkarır,
CHP, MHP ve BDP'ye götürür oraların rızasını aldıktan sonra AK Parti'ye de gelirlerse siyaset kurumu TBMM'de bunu değerlendirir. Bu noktada
Necip Fazıl Kısakürek'i hatırlıyorum: "Akıl almaz sorular soru içinde, akıl olmazların zoru içinde." Bu konular o kadar netameli ki ne olacağını zamana bırakıp göreceğiz.
Siyasetin kılıcı federasyonun üzerinden kalktı
- 6222 sayılı yasa çıkıncaya kadar Gençlik ve Spor Bakanı'nın Türkiye Futbol Federasyonu'nu genel kurula çağırma yetkisi vardı. Yani siyasetin kılıcı sürekli olarak federasyonun üzerindeydi. Son yasayla bu ortadan kalktı. TFF tamamen özerk. UEFA ve TFF kararlarına karşı siyaset kurumunun ya da bakanlığımızın bir yaptırımı söz konusu değil.
Atama bekleyen öğretmenler bizi de anlayın
- Biz yaz döneminde 250 bin
sözleşmeli personele doğrudan devlet kadrosu verdik, bundan dolayı yaşadığımız güçlüğü de atama bekleyen öğretmenlerin anlamasını bekliyoruz. Evet çok meşru bir haklarını istiyorlar, haklılar ama bize de hak vermeliler. 250 bin sözleşmeliyi kadroya geçirmek demek maliyetin ikiye katlanması demek. Birçok ülkenin maaşları ödeyemediği bir küresel dalgalanma döneminde Türkiye maaşları ödeme problemi yaşamıyor, normal artışlara devam ediyor ve 250 bin sözleşmeliyi kadroya alabiliyorsa buarda hükümetin ciddi bir fedakarlığı var demektir. İnşallah daha fazlasını da yapabiliriz, öğretmenlerimiz bunu hakediyor.
Mesele sadece karın doyurmaksa her şeyi bırakıp
fırın yapalım
-
2020 Olimpiyatlarına
İstanbul markasıyla adayız. Bunlar karın doyurmaz diyorlar. Hakkari'de havaalanına karşı çıkanlar da aynı şeyi söylüyorlar. Ama beklesinler hastaneleri, okulları, havalanlarını bitirelim, onlar da şantiyeleri yakmaktan vazgeçsinler o zaman o havaalanlarına gelen işadamları orada fabrikalar kuracak karın doyuracak. Mesele sadece karın doyurmaksa her şeyi bırakıp fırın yapalım.
Krizden etkilensek yatırımlar devam etmezdi
- Türkiye krizden etkilenmeyecek. Etkilenecek olsaydı tüm yatırımların durması gerekirdi. Oysa hepsi devam ediyor. Yeni yatırımlar yapılıyor. Bir stadyumun maliyeti 80-100 milyon TL. Eğer benim ülkem aynı takvim yılı içinde 14 şehirde 14 stadyum yapımına başlayacak güce ulaştıysa söylenecek tek şey vardır:
Allah devlete, millete, hükümete zeval vermesin.
75 yeni
yurt, 40 bin ek
yatak
- Önümüzdeki 6 ay-1 sene içerisinde tamamlanacak yurt projeleriyle Türkiye'ye kazandıracağımız yatak kapasitesi 39 bin 800. Bunların dışında 2011 programına dahil ettiğimiz 75 tane ilave yurdun da yeni yapımına başlayacağız. Hedefmiz 350 bin yatak kapasitesi. Ama bu da yetmeyecek.
- Türkiye genelinde
gençlik ve kültür merkezlerini yeni bir
yapılandırma anlayışıyla çoğaltmayı planlıyoruz. İçerisinde basket, volaybol sahalarının olduğu merkezler yapacağız. Göstermelik bir kaç tane değil, 100 rakamıyla başlayacğız ve bu rakamı katlayacağız.
- Bakanlık olarak sporla ilgili 1 gençlik ile ilgili 3 müdürlüğümüz var. Biz gençlerden proje bekliyoruz. Formalitelere takılmasınlar. Bu tüm gençlere açık bir çağrıdır.