Hasan, gazetecilerden tutun da havaalanındaki görevlilere kadar herkesin tebriklerini büyük bir alçakgönüllükle kabul ederken,
futbol kariyeri b
oyuncu ikinci kez sağ bekte
forma giydiğini anlattı ve, "O maçta da çok iyi oynamıştım." dedi gülerek. Tecrübeli oyuncu, sağ bek elbisesini sürekli giymeye ise pek sıcak bakmıyor: "Ben hücumda oynamayı daha çok seviyorum." diyerek hocasına
mesaj göndermeyi de
ihmal etmiyor. Ayrıca yaptığı asistlerin pek gündeme getirilmemesine üzüldüğünü ifade ediyor. İşte
Denizlispor maçının kahramanı
Hasan Şaş'ın dönüş yolculuğu sırasında sorularımıza verdiği cevaplar.
Denizlispor maçında senin ilk kez sağ bekte oynadığını görünce çok şaşırdık. Hocanın bu kararı seni de şaşırttı mı?
Pek şaşırmadım. Çünkü burada oynayacağımı biliyordum. Hocamız taktik antrenmanda beni orada kullandı. Böyle olunca da ben bu mevkide forma giyeceğimi tahmin ettim. Sonra da hocamız benimle bir konuşma yaparak, 'Bu maçta sana sağ kanatta ihtiyacım var.' dedi. Ben de sahaya çıkıp elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım.
Daha önce hiç bu mevkide oynadın mı?
Ankaragücü'nde forma giyerken
İstanbulspor'a karşı oynamıştım. O zaman İstanbulspor inanılmaz
transferler yapmıştı. Çok iyi bir
takım kurmuşlardı. Hatta o
sezon Galatasaray'dan İstanbulspor'a transfer olan
Hamza Hamzaoğlu'na karşı oynamıştım. O maçta da başarılıydım.
Denizlispor maçında da en başarılı oyuncuların başında geliyordun. Bundan sonra sağ bekte oynamak ister misin?
Açık söyleyeyim istemem. Çünkü ben hücuma yönelik oynamayı daha çok seviyorum. Bu maçta bana ihtiyaç vardı. Ben de elimden geleni en iyi şekilde yapmaya çalıştım. Bu maçta iyi oynamam her zaman sağ bekte iyi oynayacağım anlamına gelmez. Biz oyunculara sadece hocamızın vereceği kararları en iyi şekilde uygulamak düşer.
Üst üste gelen kötü sounçlardan sonra bu maça hazırlanmanız çok zor oldu mu? Takım olarak hiç strese girdiniz mi?
Ben sadece maçtan iki saat önce strese girerim. Takım otobüsüne binip maç başlama anına kadar stresim üst noktaya çıkar. Bir an önce maç başlasın da sahaya çıkıp futbol oynayayım isterim. Onun dışında bende kesinlikle stres olmaz. Hatta Denizlispor maçının sabahı otelin bahçesinde türkü söyleyerek dolaştık. Takım olarak inanılmaz bir rahatlık vardı üstümüzde.
Maçtan önce buradan da kötü bir sonuçla ayrılma düşüncesi sizi korkutuyor muydu?
Kesinlikle korkutmuyordu. Çünkü biz bu maçtan iyi bir sonuçla ayrılacağımızı biliyorduk. Büyük
takımlar geçmişte kalan yenilgiden çok gelecekte oynayacakları maçları düşünürler. Zaten bu yüzden büyük takımlardır.
Bordeaux yenilgisini biz Fransa'da bıraktık. Sadece Denizlispor maçına konsantre olduk. Son dakikada da olsa kazanmasını bildik.
Bu sezon zaman zaman yedek soyundun. Kulübede oturmak seni nasıl etkiliyor?
Oynamamak herkes gibi beni de üzüyor. Ama bu kesinlikle çalışmalarımı aksatmıyor. Benim görevim oynasam da oynamasam da her an hazır olmak. Benim hayattaki felsefem bu. Bu yüzden antrenmanlarda çok çalışıyorum ve kendimi devamlı hazır tutuyorum. Forma giyemeyen gençlere de bir ağabeyleri olarak bunları anlatıyorum. Ellerine gelecek şansları iyi kullanmak için devamlı kendilerini hazır tutmalarını öğütlüyorum. Çünkü bir
futbolcu için en kötü şey forma mücadelesini bırakmaktır.
Çalım attığım için babam kahvehaneyi terk etmiş
Ayağında çok top tuttuğun için sürekli eleştiriliyorsun. Buna rağmen stilini değiştirmiyorsun? Neden böyle oynamakta ısrar ediyorsun?
Birgün babam Adana'da kahvehanede maçımı izliyormuş. Ben tabii bir çalım, bir çalım daha bir çalım daha derken babam ayağa fırlamış, 'Ulan oğlum bu kadar çalım mı atılır? Ver artık pasını.' deyip kızarak kahveyi terk etmiş. Tabii bu arada neler söylediğini de tahmin edebilirsiniz... Düşünün, ayağımda top tuttuğum için babam bile kızıyor. Ama ben Hasan Şaş'ım.
Oyun stilim böyle. Ayrıca o topu eğlence olsun diye ayağımda tutmuyorum, arkadaşlarımın en uygun duruma gelmelerini, pozisyon almalarını bekliyorum... Beni eleştirenler yaptığım asistlere bir baksınlar. Futbol hayatım boyunca en az 150 tane asist yapmışımdır. Sadece
Hakan Şükür abiye en az 50 gol attırdım. Daha önemlisi, mutlak gol pası olduğu halde benim dışımdaki nedenlerle gole dönüşmeyen paslarım var. Bu konuda tevazu gösteremem çünkü önemli işler yaptığıma inanıyorum. Örneğin, yıllar önce Ankaragücü'nde forma giyerken Colibaly bir türlü gol atamıyordu. O yüzden de artık gönderilmek üzereydi. Bir maçta ona 5 gol attırdım ve rahat bir nefes aldı.
HACI HASDEMİR