TFF'nin İstinye'deki merkezinde yapılan
basın toplantısına TFF Başkanı Mehmet Ali
Aydınlar ve
yönetim kurulu üyeleri katıldı.
Toplantıda yapılan TFF açıklamasının tam metni şöyle:
Türkiye Futbol
Federasyonu olarak 3 Temmuz'dan itibaren yaşananları hep "süreç yönetimi" prensipleri ile ele aldık ve bugüne kadar getirdik. Tüm yaşananları ve yaşanabilecekleri, belirli bir strateji doğrultusunda yönettik.
Kararlarımızı hep önceden düşünerek, planlayarak; sadece günü değil, sürecin tamamını düşünerek aldık. Süreç içinde duygusal tepkiler vermekten, yaşananların ne olduğunu ve neler getireceğini tahlil etmeden, açıklama yapmaktan kaçındık. Yöneticiliğin, olayların sadece bir bölümüne odaklanmak olmadığının, tamamını
analiz etmek ve buna göre hareket etmek olduğunun farkındaydık.
Tüm bu hassasiyetleri,
doğal olarak
futbol ailemizin tüm fertlerinden bekledik. Olaylarla ilgili tüm detaylara hakim olmadan, duygusal tepkiler vermenin hem futbolumuza, hem de kendi kulüplerine zarar vereceğini hesaplayabileceklerini düşündük. Ancak dünkü basın toplantısı sonrasında, bu beklentilerimizin biraz iyimser olduğunu üzülerek gözlemledik.
Fenerbahçe Kulübü, dün yaşananlar hakkında tüm detaylara hakim olmadan, dolayısıyla yanlış ve haksız bir açıklama yapmıştır.
UEFA yetkilisi sayın Pierre Cornu'nun CAS'a gönderdiği
savunma üzerinden, Türkiye
Futbol Federasyonu'nu ve iki yetkilisini suçlamıştır.
Olaylarla ilgili detaylara geçmeden ilk olarak şunu hatırlatmak isteriz…
3 Temmuz'dan beri Fenerbahçe Kulübü yöneticileri tarafından en çok dile getirilen olguların başında, masumiyet karinesi gelmektedir. Böyle hassas bir konuda, sadece sayın Pierre Cornu'nun gönderdiği savunma dikkate alınarak,
Türkiye Futbol Federasyonu'na sorulmadan, konuyla ilgili bilgisi ve görüşü alınmadan yapılan açıklamalar, masumiyet karinesinin en bariz şekilde ihlalidir. Eğer sadece sayın Cornu'nun açıklamalarını dikkate alarak, Federasyonumuzun Başkanvekilini ve bir görevlisini "suçlu" ilan etmemiş olsalardı ve savunma haklarına riayet etselerdi, biz kendilerine sürecin bambaşka bir şekilde geliştiğini aktarabilirdik.
Fenerbahçe Kulübü'nün yaptığı açıklamalar, UEFA ile ilgili yaşanan sürecin sadece bir alanına ve bir savunma yazısına odaklanarak yapılmıştır. Türkiye Futbol Federasyonu yetkilileri, bu savunma hakkında görüşünü 21
Kasım tarihli bir yazıyla belirtmiştir. Bu yazıda, sayın Pierre Cornu'nun savunmasında yanlış bilgiler aktardığı, olayların kesinlikle savunmadaki gibi gelişmediği, UEFA yetkililerine resmi kanallardan bildirilmiştir.
Sayın Pierre Cornu'nun
İstanbul ziyaretinde yaptığını anlattığı görüşmelerin hiçbiri, savunmasında yazdığı şekilde gelişmemiştir. Sayın Cornu İstanbul'a, operasyonu yürüten savcı sayın Mehmet Berk'le görüşmek için gelmiş, Türkiye Futbol Federasyonu ile resmi bir görüşme talebi olmamıştır. Sayın Cornu ile öğle saatlerinde kısa bir görüşme yapılmış ve savcı sayın Mehmet Berk'le görüşmesi sağlanmıştır. Saat 15.30'da Mehmet Berk'le biraraya gelen Cornu'ya federasyonumuzdan yetkililer eşlik etmiştir. Akşam saatlerinde ise sayın Lutfi Arıboğan ve
İlhan Helvacı, Cornu ile sayın Yunus Egemenoğlu'nun ve Federasyon Başkanımız Sayın
Mehmet Ali Aydınlar'ın bulunduğu bir ortamda yemek yemiş, bu yemekte de hiçbir bilgi aktarılmamıştır.
Özellikle sayın Pierre Cornu'nun yazısının son bölümünde, UEFA'nın tüm icraatlerini Türkiye Futbol Federasyonu'yla ortak karar alarak gerçekleştirdiği yönündeki iddia, hiçbir şekilde gerçeği yansıtmamaktadır. Bu konudaki itirazımız da, UEFA yetkilileri tarafından kabul görmüştür. Bu ifadelerin doğru olmadığı, bizzat UEFA tarafından CAS'a sunulan
cevap dilekçesinde bildirilmiştir.
TFF Etik Kurulu'nun hazırlamış olduğu
rapor da aynen ifade ettiğimiz gibi, yalnızca Federasyon Başkanımız tarafından görülmüştür. Bunun dışında federasyonumuzun yöneticileri dahil kimse tarafından görülmemiştir.
Açıklamamızın başında da belirttiğimiz gibi, 3 Temmuz'dan beri yaşananlar bir süreçtir. Bu süreçte duygusal tepkiler vermek, Lutfi Arıboğan ve
İlhan Helvacı gibi iki değerli spor adamını bir camiaya
hedef göstermek, en hafif deyimiyle çok büyük haksızlıktır.
Türkiye'ye, Milli Takımlarda 243 kez
forma giyerek
hizmet etmiş, futbolumuzun son yıllarda yaşadığı olumlu gelişmelerin büyük bölümünde imzası olan değerli yöneticilerimizi suçlamadan önce, hukuk kurallarını ve masumiyet karinesini düşünmelerini beklerdik.
Bundan sonraki dönemde, sadece Fenerbahçe Kulübü'nü değil, tüm futbol ailemizi bir kez daha uyarmamız gerekiyor. 3 Temmuz'dan beri hassas bir süreç yaşanıyor. Türkiye Futbol Federasyonu, futbolumuzu bu yaşananlardan en az zararla çıkartabilmek ve varsa suçluları cezalandırabilmek için elinden gelen tüm çabayı göstermektedir. Bu süreci yöneten tek kurum biz değiliz. Türk adaleti ve UEFA da kendilerine tanınan yetkiler sonucunda bazı kararlar alabilmektedir. Bizim görevimiz, bu kararların futbolumuza olan yansımalarını yönetmektir.
Türkiye Futbol Federasyonu, her yöneticisinin ve her icraatinin arkasındadır. Tüm icraatlerimizi belirli bir strateji çerçevesinde gerçekleştiriyoruz. Yöneticilerimizin bu strateji dışında bir karar alması, davranışta bulunması ve diğer kurumları bilgilendirmesi mümkün değildir. Bunu bir kez daha altını çizerek hatırlatmak istiyoruz. 3 Temmuz'dan beri yaşananlardan etkilenen kulüplerimizin fevri davranışlardan kaçınmasını, açıklamalarını federasyonumuzdan da bilgi alarak yapmasını özenle rica ediyoruz.
Dün Sayın
Ali Koç, sadece Pierre Cornu'nun savunmasına istinaden açıklama yapmış, "eğer bu bilgiler yanlışsa özür dileriz" demiştir. Kendilerinden bu özrü bekliyoruz.
Bugün burada hep beraber huzurunuzdayız. Federasyonumuz, Türk Sporunun yaşamış olduğu bu olağanüstü dönemden sağlıklı bir şekilde çıkabilmesi için bütün unsurları ile birlikte hareket etmeye ve bu özel dönemi büyük bir hassasiyet ve özenle yönetmek üzere hazırdır. Önümüzdeki günlerde yapacağımız bir toplantıyla da mevcut süreçler hakkında tüm kamuoyunu bilgilendirip, yaşanması olası sorunlarla ilgili, birlikte neler yapmamız gerektiğini sizlerle paylaşıyor olacağız.