Taraftar, pankartı kadar konuşuyor

Geçtiğimiz hafta statlarda iki önemli pankart hadisesi yaşandı. Kimin ne kadar ilgisini çekti bilinmez; ama pankartlardan birisi Moskova'da açıldı; diğeri ise İstanbul Olimpiyat Stadı'nda.

Taraftar, pankartı kadar konuşuyor

Fenerbahçe'nin Rus temsilcisi CSKA ile Moskova'da oynayacağı maç için stada giden Türkleri, gördükleri bir pankart fazlasıyla kızdırdı. Aslında maçın öznesi F.Bahçe idi; ancak tıpkı deplasmanda oynadığımız hemen her Avrupa kupası maçında olduğu gibi gurbette yaşayan ve hatta başka takımlara gönül vermiş olan pek çok vatandaşımız Türk tribünlerindeki yerlerini almışlardı. İçerideki maçlarda kaybetmeye yüz tutan bir hoşluktu bu... Buna rağmen CSKA tribünlerinde açılan ve hem Türkçe hem de Rusça, "Moskovalı Aslanlar CSKA'ya Başarılar Diler!" yazan bir pankart vardı orada. Haliyle tepki çekti ve kısa bir süre sonra indirtildi. Galatasaray'ın UEFA zaferi sürecinde ve sonrasında da F.Bahçe tribünlerinde açılan muadil pankartlar vardı; rekabetin dozunu kaçırma diye buna denir işte! Gündeme damga vuran ikinci pankartı ise Trabzonspor taraftarları açtılar. Takımın gidişinden ve özellikle de Ziya Doğan'ın taktiklerinden şikâyetçi oldukları bilinen Bordo-Mavili taraftarlar, Kasımpaşa maçında teknik direktörlerine taktik veren bir pankart açtılar. Pankartta özetle takımın hücum futbol oynaması isteniyor ve forvet hattına ağırlık verilmesi isteği dile getiriliyordu. Ziya Doğan'ın pankartı görüp görmediği bir muamma; ama maç boyunca yükselen istifa çığlıklarını duyduğu kesin. Böylece Trabzonspor taraftarları belki de futbol tarihinde ilk defa kenar yönetimine taktik veren bir pankart hazırlamış oldu. Yakında oyun kurgusuyla ilgili tezahüratlar da başlarsa şaşırmamak lazım! İyi de nedir pankartı böylesi önemli kılan şey diye düşünülebilir. Pankart demek tribündekilerin 'biz buradayız' demesidir bir bakıma. Avrupa ve Güney Amerika tribünlerinin önemli bir pankart geleneği var. Biz de bu konuda başarılı ülkelerden birisiyiz. Zaman zaman dokunaklı, zaman zaman haddini aşan pankartlara rastlanabiliyor Türkiye'de. Fenerlilerin "Rıza Efendi..." pankartına Beşiktaşlıların "anı-ana" misillemesi kötü pankartlara örnekler. Ateşli Panathinaikos tribünlerini pat diye susturan "Since 1453" pankartı Fenerlilerin övünç kaynaklarından birisi oldu tribün aleminde. Ödlek tavuk Ortega! Beşiktaşlıların ödlek tavuk Ortega oyunu; Galatasaray tribünlerinin Avrupa'ya yönelik pankartları, Çarşı'nın en nihayetinde kendine bile karşı olduklarını deklare eden pankart çeşitlemeleri İstanbul kanadında ilk anda akla gelenler. Anadolu'da Trabzonsporluların genelde büyük maçlarda kale arkasında açtıkları pankartlar dikkat çekerken Sakaryaspor tribünleri de maratonda her maça özel pankartlar hazırlayabiliyorlar. Bursa, Kocaeli, Samsun, Göztepe, Karşıyaka, Eskişehir, Ankaragücü de ilk anda akla gelenler. Türkiye'deki ilk karton koreografisini Eses tribünleri hazırlamıştır mesela. Tribün jargonunda pankart o grubun şerefi sayılır. Bir grup pankartını kaptırmışsa büyük bir itibar kaybına uğrar. Örneğin AC Milan'ın ünlü tribün grubu Fossa, pankartını Juvelilere çaldırınca 2006 başında kapanma kararı aldı. Yine tribün kurallarına göre pankart yoksa deplasman yapılmış sayılmaz. Binlerce km yol gitseniz bile varlığınızı ispatlamak için oraya pankartınızı asmak zorundasınız. Gerçi, ülkemizde Ankara emniyetinin neye dayanarak uyguladığı halen bilinmeyen anlamsız bir pankart kısıtlama yasağı da var. Velhasıl tribün kültüründe herkes pankartı kadar konuşabilir. Hatta bazen sadece pankartlar konuşurlar! ZAMAN
<< Önceki Haber Taraftar, pankartı kadar konuşuyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER