Galatasaray teknik direktörü Fatih
Terim, 2. Başkan
Ali Dürüst'ün de katılımı ile Ali
Sami Yen Spor Kompleksi Türk
Telekom Arena'da düzenlenen törenle resmi
imzayı attı.
Toplantıda ilk sözü alan İkinci Başkan Ali Dürüst şunları söyledi; “Geçtiğimiz
sezon acı verici oldu ama
ders almayı ön gördük. Ve mali idari
sportif açıdan tedbirler almalıydık. Önceliğimiz sportif ve idari tedbirler, mali sonra gelecek. Öncelikle
Florya ve
futbol takımımızı emin ellere teslim etmek hepimizin düşüncesiydi.. İlk ve tek düşündüğümüz isim
Fatih Terim'e gittik. Teklif götürdük demiyoruz, görüştük, derdimizi anlattık. Madem ihtiyacınız var dedi ve bu işi düzeltme yolunda görüşmelerimizi yaptık. Bugün de aramızdaki mutabakatı,
Seyrantepe kompleksini şereflendirmek ve hocamıza kendim, başkanımız ve kulübümüz adına hoş geldin demek için buradayız.. Bu güne kadar olan süreçle ilgili hocamızın da söyleyecekleri olacaktır.. Tekrar kendisine hoşgeldin diyorum. Gerçi o buranın ev sahibi, hepimiz gibi.. İnşallah başarılı olacağız”.
Daha sonra imza törenine geçildi ve Terim esprilerle imzasını attı. Terim imza attığı
kalem için "Bu İbrahim Albayrak'ın kalemi. Kalemi o verdi, onunla atıyorum" derken, Dürüst ise "Sonuçlarına o katlanacak artık" dedi. Bu arada Terim'e nazar boncuğu da takıldı.
-"YUVAMA DÖNDÜM"-
İmzanın ardından açıklamalara başlayan Terim, şunları söyledi:
"Herkese hoşgeldiniz diyorum. Sayın ikinci başkanımız Ali Dürüt'e çok teşekkür ediyorum, güzel düşünceleri için. Merak edilen soruları cevaplamadan önce birkaç şey söylemek istiyorum. Galatasaray camiasına hayırlı olsun. İstediğimiz gibi en güzel en mutlu şekilde geçer inşallah. Tüm takımlara Galatasaray olarak başarı diliyoruz.
Hedefimiz başarı yakalamak. Birçok yöntem var başarıyı yakalamak için. Arkadaşlarımızla beraber bundan sonrasını nasıl halledebiliriz, eksikleri görüp süratla üzerine nasıl koyarız diye çalışacağız. Biraz geç geldik. Telaşımız yok ancak acelemiz var. Galatasaray ile imzam çok fazla uzun sürmedi. Açıkcası bu günü; bir teknik direktörün bir kulüple imzası olarak görmüyorum, formalite olarak görüyorum. Galatasaraylı Fatih, yuvasına dönmüştür. Muhakkak önemsiyorum ama olaya bakış açım
burdur. Galatasaray'da 11 yıl futbol oynadım, 6 yılı kaptandım. 6 yıl da teknik olarak görev yaptım. Hem
futbolcu, hem antrenör, hem de
genel kurul üyesi olarak kendi yuvama döndüm."
-"FLORYA BENİM DEĞİL"-
"Şuan Aslantepe'deyiz. Florya'yı da Aslan yuvası haline getirir, yolumuzu Aslan yolu yapar güzel günlere doğru gideriz inşallah. Florya'nın anahtarı kleşe haline geldi. Florya'nın bir anahtarı yoktur, bende değildir. Florya Galatasaraylılarındır. Tüm Galatasaraylıların gelebileceği, herkesin beraber sevinip beraber üzüleceği bir yer olmalıdır. Hiçbir zaman benim olmadı. Florya Galatasaraylıların yeridir."
"YENİ BAŞARILAR, YENİ İLKLER..."-
Yeni başarılar, yeni ilkler ve hepimizi sevince boğacak yeni sonuçlar elde etmek istiyoruz. Futbolcularla,
yönetimle, taraftarla, tüm camiamızla birlikte inşallah bu sonuçları alırız. Bana bu güveni gösteren olumlu görevi tebliğ eden başkanımıza, yönetim kurulu üyelerimize ve taraftarlarımıza teşekkür ediyorum.
Terim konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandırmaya başladı.
-“CAMBIASSO'YU İSTİYORUM”-
Bir golcü,
kaleci ve Cambiasso
transferi hakkında sorusu:
“Muhakkak ki önemli mesajlar olacak. Yeni bir yönetim, yeni bir teknik
heyet ve yeni bir takım olarak
doğal olarak değişim olacak. Belirli bir süratte, daha doğrusu bizim
kontrolümüzde olan bir süratte bir değişim olacak. Bunun için buradayız. Kaleci alacağımız doğruyuz. Bir atak
oyuncusu ile de ilgileniyoruz. Cambiasso'yu da istiyorum, doğrudur. Oyuncu istemezse yapacak bir şey yok. Arkadaşlar uğraşıyor. Birkaç isim var. Bütün isimler hatta olmayan isimleri de okuyor ve dinliyoruz zaten. Bunların hepsini ismen dile getirmek zor. Ama bu isimlerle ilgileniyoruz.”
-ARDA'YA ÖNEMLİ GÖNDERME !-
“
Arda kalacak mı?” sorusuna soruyla
yanıt veren Terim; “Arda şuanda kimin futbolcusu” diye sordu, G.Saray cevabının ardından da 2013'e kadar mukavelesi olduğunu hatırlatıp şöyle devam etti;
“Sorunun cevabını verdik. Açıkçası bu. Geçen gün bir kanalda da Arda konuştu.
Gönül ister ki, G.Saraylı oyuncular ki gönül istemesi değil böyle olmalı; basın yoluyla bize ulaşmasınlar. Doğru kanal benim. Doğru kanal Ali Dürüst bey. En yakında şuanda benim. Daha önce uzaktım. Şuan her şeyi konuşabilir benimle. Arda bizim futbolcumuz 1 saniye gönderelim diye bir şey düşünmedik. İyi bir takım yapmak isteyen en iyi oyuncularından birini verir mi; vermez. Ama bu konunun kapanmasından yanayım. Yarın Avusturya'ya gidiyoruz. Umarım yarın son olur. Ben de okuyorum ama şu ana kadar Arda'dan bana gelmiş ciddi bir şey yok. O istiyor, bu istiyor... Arda bizim önemli oyuncumuz.. Arda üzülmüş, kırılmış.. Ama biz onun tamiri için buradayız. Burada olmasak da Arda için doğruları yaparız. Arda bir gün gelir G.Saray'da oynamak isterse o zaman ciddi şekilde soruna bakarız”.
-“O ZAMANKİ TEKLİFİ SAMİMİ BULMADIM”-
Terim Rijkaard'ın ayrılmasının ardından G.Saray'ın
teklifini kabul etmediğinin hatırlatılıp, “o zamanla bu zaman şartları arasında fark mı vardı?” sorusuna ise şu yanıtı verdi;
“İsim vermiyorsunuz ama Adnan
Polat demek istiyorsunuz, ben söyleyeyim... Sayın başkanla çok uzun yıllardır dostluk ve
arkadaşlığımız var. Bir konuya açıklık getirmek istiyorum. Bir beyanat haline gelen bir olayı düzeltmek istiyorum. Ben
akşam da hayır dedim sabah da.. Gece beni almaya geldiklerinde Polat, Yalçındağ ve Sezgin'e, ertesi gün de ‘bana ihtiyacınız var' demedim. Bilgi kirliliğini düzelteyim bu konuda. İkinci olarak da ben o gün de söylediğimi de söyleyeyim. O gün
samimi bulmadım teklifi. Mecburen yapılmış gibi geldi ve ‘bana ihtiyacınız yok' diyerek teşekkür ettim. Kendisi divanda konuştu, ‘Ben Terim'in ayağına gitmedim, o geldi' dedi. Doğrudur. Bugün de G.Saray başkanı nereye çağırırsa hangi saatte çağırırsa o mekanda bulunurum. Böyle bir problemim yok. Bazı şeyleri paylaşmıyorum. Ama o da benim saygı duyduğum bir başkandır. Benim güvendiğim ve bana güvenen bir yönetimle bugünkü ortamı daha sağlıklı ve daha samimi buluyorum”.
-“FABIANO'YLA GÖRÜŞÜYORUZ”-
“Bir grubumuz Brezilya'da Fabioano'yla görüşüyorlar,
evet. Anlaşılmamış kaleciyle imza atmaya gitmedi kimse. Bir kaç grup halinde hareket ediyoruz. Başka şekilde olması da mümkün değil. Başka arkadaşlar da başka yerde. Bir grup Brezilya'da. Kapalı şekilde yapılan konuşmalardan çok iyi şekilde haber alıyorsunuz. Ancak bence bu ağızdan çıkmadan siz hiçbir şey için kesin yazmayın. Bu naçizane görüşüm ve dost tavsiyesi. Size gelene kadar olmamış şeyler olmuş gibi oluyor. Herkes kendi isteğine göre hareket ediyor . Doğrusunu paylaşırız sizle ama Fabiona'dan bir haber gelmedi”.
"KOL KIRILMALI YENİ İÇİNDE KALMALI…"
“Kaleci konusunda da bir arkadaş görüşüyor. Gerçi bazı haberleri sizden alıyoruz. Bu da çok dikkatle üzerinde durmamız gereken bir konu. Eğer bir haber verilmesi gerekiyorsa G.Saray'ın çeşitli
iletişim bölümleri var. Sakın yanlış anlamayın. Yüzde 1 dahi size verilmiş bir haber yoksa, o haber çıkmaz diye inanıyorum. Bizim kendimizi kontrol etmemiz lazım. Kol kırılır yen içinde kalır ilkesinin G.Saray'da devam etmesi lazım. Yoksa 1'e alınacağımızı 4'e, 4'e alacağımızı 12'ye alırız, 12ye alacağımızı da alamayız.. Dikkat ederseniz zor anlarda bizim resmimiz vardır, gelirken yoktur. G.Saray kendi ananesine bağlı kalmalıdır”.
-“KÖSTEBEK VAR DEMİYORUM AMA RAHATSIZIM”-
“Florya'ya 1 Haziran'da geldim, bir gazeteci aradı yerinize hoş geldiniz dedi. O zaman G.Saraylılar anlamalı ki, işimiz çok zor. 3 dakika sonra makamınıza hoşgeldiniz diyorsa biri, oradan başlayrak bir çok yeri
temiz bilgiye döndürmek lazım.. Ben köstebek demiyorum. Ben transfer haberlerinin çıkmamasından yana olduğumu söylüyorum. Bundan çok rahatsızım ve ilk defa konuştuğum için de ifade ediyorum. Transfer gerektiği zaman gizli kalması gereken bir şeydir. Zaten açıklanacaktır. O kadar çok habere bakıyoruz ki, mesela
Drogba,
Kalou ve
Malouda ve karşında Arda.. Yani demek istediğimi anlatabiliyor muyum? Ben kendimi kurtarmak için sizin sırtınıza basmamalıyım. Yalan yanlış şeyle basını oylamamalıyım”.
TÜM DETAYLAR GELİYOR...