Birbirini kovalayan hayal kırıklıkları, kulübün bir türlü toparlanamayışı, sıradanlaşması, skandallardan yakasını kurt
aramayışı
futbolla yatıp futbolla kalkan koca bir kitlenin psikolojisini bozdu. Maalesef
Trabzonspor sevdası,
işadamı örneğinde olduğu gibi kurtuluşun kaçışta arandığı garip bir drama dönüşmeye başladı.
Hele bu
sezon yaşananlar... 24 yıldan beri gelmeyen şampiyonluğun hüzünlü hikâyesine rahmet okutacak derece acıklı, şaşırtıcı ve sinir bozucu. Üst üste bu kadar olumsuzlukla boğuşmak, beceriksizliği istikrara dönüştürmek, tarifi imkânsız bir meziyet olsa gerek.
Son düdüğe saniyeler kala tribünlerden kopup gelen bir taraftarın hükmen mağlubiyete ve 5 maç kapatmaya sebep olduğu
Sivas maçından başlayalım isterseniz. Yönetim o olaydan sonra 'federasyona savaş açmak gibi' yanlış bir stratejiye sarıldı. Türk usulü klasik
savunma mekanizmasıyla hak arama yanlışına düşüldü. Henüz ilk dakikada kaleye giren bu gol, pahalı bir
fatura koydu Bordo-Mavili camianın önüne. Saha sonuçları önce bir düzelir gibi oldu, ardından parçalı bulutlu bir hale büründü. Bu arada bir
Ersen Martin kaosu yaşandı ki sormayın. İspanya'nın Recreativo
takımına
transfer olan golcü
futbolcu, yerine
oyuncu alınamayınca geri çağrıldı. Sanıyorum, bu durum
yönetimle
Ziya Doğan arasındaki ilişkinin sağlık derecesini anlatması açısından yeter de artar bile. Ersen geri döndü mü; tabii ki hayır.
FIFA,
İspanyol kulübünü haklı buldu ve golcü futbolcu Recreativo'da kaldı. Risp'in Trabzon'u kaçarak terk etmesi, Musampa'nın gidişi ise belki de bu sezonki olaylar silsilesinde o kadar da dikkat çekmeyecek kareler olarak hafızalarda kaldı.
Peki
Trabzonspor neyin peşindeydi? Cevap basit.
Sağlıklı bir istikrar çizgisi yakalayarak takım olmayı becermek ve doğru hamlelerle şampiyonluğun kapısını aralayacak kalite çıtasını yakalamak. Ancak mevcut kadro ve oynanan futbol, bu hayalin çok uzağında kaldı. Ve sağlıklı yürümediği her halinden belli olan Trabzonspor-
Ziya Doğan birlikteliği,
Beşiktaş yenilgisiyle birlikte sona erdi.
Yönetim, önceki yıllarda arzulanan; ama gerçekleşmeyen bir nikâh kıydı gecikmeden. Takım
Kayseri maçına yardımcı hoca Ahmet Özen'le çıktı; ama
Ankaraspor maçında Trabzonspor'un
teknik patronu Ersun Yanal'dı. Kupadaki
Vestel ve ligdeki Denizli, G.Saray ve G.Birliği yenilgileri, sahadaki sıkıntının boyutlarını gözler önüne serdi. Ancak bilhassa Gökdeniz ve Yattara'nın yüksek performansıyla kazanılan iki maç, camiaya derin bir oh çektirdi. Ligin son haftasındaki F.
Bahçe karşılaşması ise kaybedilmesine rağmen camiaya umut verdi. Trabzonspor, Kadıköy'deki maçta belki de bu sezonki en keyifli, en tempolu oyununu sergiledi. Ersun hoca da
F.Bahçe maçını yeni bir dönemin başlangıcı ilan etti.
İlk yarıyı liderin tam 15 puan gerisinde 9'uncu sırada tamamlayan Trabzonspor, aralık ayındaki kongresini gerçekleştiremeyerek tarihe kötü bir not daha düştü. Aidatını yatıramayan bir üyenin itirazı üzerine kongre iptal edildi. Şayet kararlarından vazgeçmezlerse
Sadri Şener, İbrahim
Hacıosmanoğlu ve Hacı Yıldız,
başkanlık hayallerini gerçekleştirmek için meçhul bir tarihte yapılacak yeni kongreyi bekleyecek.
ZAMAN