Gerek
Ankaragücü, gerekse
Trabzonspor'da sahaya çıktığı her maçta mücadelesi ve azmi ile seyredenlerin takdirini toplayan başarılı
futbolcunun gayretlerinin karşılığını futbolun meyvesi olarak tabir edilen golle alması hem kendisini hem sevenlerini mutlu ediyor.
Yeni yılla beraber lig ve
kupa dahil 7 resmi maçta 9 gol atan
Umut, bu istatistikle 2010'un en golcü
futbolcusu olma unvanını elinde bulunduruyor. Hemen arkasındaki isim ise Manchester United'ın usta forveti Wayne
Rooney... Aslında Umut Bulut'un son üç yıl Süper Lig'deki gol istatistiklerine bakıldığında pek de istikrarsız bir tablo yok ortada. 2006-07 sezonunda 15, 2007-08 sezonunda 14 ve geçtiğimiz 2008-09 sezonunda 14 kez
rakip fileleri bulmuş golcü futbolcu. Keza son
Manisaspor maçında seyredenlere
parmak ısırtan ilk gol Umut Bulut'u Ankaragücü'nden bu yana seyredenler için
sürpriz değil.
Başkent ekibinde
forma giydiği dönemlerde ceza sahası dışından attığı gollerle meşhur olmuş bir golcüydü Umut. Trabzon'da attığı, attırdığı gollere rağmen sevildiği kadar eleştiriliyor olmasının bir nedeni de ondan bir
Fatih Tekke olmasını beklemek belki de. Oysa başka nitelikleri olan bir golcü Umut. Yanında rakip stoperleri gezdiren bir forvet olduğunda daha verimli olan bir golcü. Keza orta sahanın rakip ceza sahasına mümkün olduğunca yaklaşması Umut'un performansını artıracak bir başka etken.
Manisa maçında attığı ilk golden önce Trabzon orta sahasının 16 pasla rakip kaleye gitmiş olması göz önüne alındığında durum daha net anlaşılabilir belki. Her ne kadar henüz hakkında kesin yargıya varmak mümkün değilse de Teofilo'nun sabit değil hareketli bir forvet olması Umut'a yarayacak gibi görünüyor. Sonuç olarak, Şenol hocanın gelişi ile bambaşka bir kimliğe bürünen
Trabzonspor'da saha dışı sorunlardan arınmış ve son zamanlarda olduğu gibi taraftarın desteğini almış bir Umut'un bundan sonra üstüne koyarak Milli Takım'ı zorlaması pek de hayalcilik olmaz gibi görünüyor.
Kötü günler
Güneş'le birlikte geride kaldı
Trabzonspor, Teknik Direktör
Şenol Güneş'in göreve gelmesinin ardından yaşadığı kötü günleri geride bıraktı. Kasımpaşa'ya 3-1 yenilmesinin ardından Teknik Direktör Broos'un görevine son veren, 5 oyuncuyu da kadro dışı bırakan ve kötü bir sürece giren Bordo-Mavililer, Şenol Güneş ile birlikte toparlanmayı başardı. Ligde 6 maçta 5 galibiyet, 1 yenilgi istatistiğiyle yoluna devam eden Güneş, saha içinde ve dışında birçok sorunu da çözdü. Güneş'in göreve gelmesiyle daha organize bir görüntü veren Bordo-Mavili takımda, önceki dönemde forma şansı bulamayan bazı oyuncular da adeta yeniden doğdu. Trabzon, Güneş ile kupada da yarı
final hesapları yapıyor.
Teofilo, Trabzon'u ve Türkiye'yi sevdi
Trabzonsporlu Teofilo Gutierrez,
Avrupa'nın en hızlı
gelişim gösteren liglerinden Süper Lig'de futbol ve hayat namına yepyeni şeyler öğrenme şansı bulacağını söyledi. Teofilo, Trabzonspor Dergisi'nin şubat sayısına verdiği röportajda, ilk Avrupa seyahatinde çok güzel bir ülkeye ve çok güzel bir şehre geldiğini, Bordo-Mavili taraftarların gösterdiği sevginin de kendisine güven verdiğini belirtti. Baskı hissedip hissetmediği konusunda da golcü futbolcu, "Dünyanın hangi kulübüne giderseniz gidin, bazen yönetimden bazen
teknik ekipten bazen taraftardan
baskıyla karşı karşıya kalırsınız. Görevim, daha fazla çalışarak bu baskıyı bertaraf etmektir." dedi.
ZAMAN
Erdal Hoş