2010-11
sezonu finali
Trabzonspor adına hiç de iç açıcı değildi. Dahası sadece camiada değil,
futbol kamuoyundaki soru; geçmişte yaşananlar düşünüldüğünde çok da anlamsız durmuyordu: Trabzonspor yine 10 yıl geriye mi gidecek?
Öyle ya nasıl her
darbe ülkeyi 10 yıl geri götürüyorsa her kaybedilen
şampiyonluk da Bordo-Mavilileri götürmüştü geriye. Ancak gerek
yönetimin
transfer hamlelerine gerekse camiadaki heyecanın sürmesine bakılırsa bu kez Trabzonspor için aynı filmin farklı versiyonunu beklemek çok doğru gibi görünmüyor.
Selçuk, Egemen, Yattara,
Jaja, Ceyhun ve son olarak gitmesi resmileşmese de 'kesinleşti' denilebilecek
Umut gibi oyuncuların kayıplarını muadilleriyle telafi konusunda yönetim kıza zamanda hayli yol aldı demek yanlış olmaz.
Ofansif anlamda Selçuk kadar etkili olmasa da defansif açıdan çok daha verimli olması beklenen
Fildişi Sahilili
yıldız Zokora, Şenol Güneş'in istediği çok daha sert bir orta saha anlayışına uygun bir isim. Keza
takım oyunu ve
disiplin konusunda Adrian'ın, Jaja ile mukayese edilmesi şimdilik imkansız. Gerçi Polonyalı'dan Jaja'nın zaman zaman yaptığı sihirbazlıkları beklememek lazım; ancak Adrian'lı bir orta saha Jajalı bir orta sahadan çok daha dirençli olabilir. Her ne kadar kimilerine göre rüşdünü ispat etmemişse de bir diğer transfer Brezilyalı Paulo
Henrique, kendisini takip edenlere göre Trabzonspor forvetine ilaç olacak cinsten bir
futbolcu.
Karadeniz temsilcisinin son transferi
Halil Altıntop ise taraftarın gönlünde Eskişehirspor'a şimdiden attığı 'gol'le kahraman olmuş durumda. Diğer yandan
Sercan, Eren ve Aykut gibi isimler geleceğe yönelik yatırım gibi görünüyor. Gerçi özellikle Eren'in şans bulması durumunda önemli bir çıkış yapmasını beklemek hayalcilik olmaz. Genel olarak Trabzonspor'un bu yılki transfer politikasına bakıldığında örneğin forvet hattında farklı pozisyonlarda oynayabilen isimlerin
tercih edildikleri görünüyor. Orta saha için aranan özellik ise direnç gibi duruyor. Bu durum, önümüzdeki sezon geçen seneye göre çok daha sert bir Trabzonspor'un habercisi olabilir.
Yurtdışı kampına sayılı günler kala Karadeniz ekibi transferin önemli bölümünü hallederek camiadaki olumsuz havayı bertaraf etti. Ancak neredeyse gelmiş geçmiş tüm yönetimlerin son iki üç
bölge için uygun gördükleri 'idare eder canım' anlayışı özellikle müdafaa açısından bu sene de ortaya çıkarsa Trabzonspor yıl içinde önemli sıkıntı yaşayabilir. Bu anlamda ilk günden bu yana yönetimin transfer hamlelerini meşhur bir sloganla ifade etmek gerekirse "Yetmez ama
evet." uygun sanki. Top hâlâ yönetimde ve sadece Eskişehir'e gol atmak Trabzonspor taraftarının hayalini kurduğu 'Avrupalı Trabzonspor'u ortaya çıkarmak için yeterli değil.
ERDAL HOŞ