Gül ve beraberindekileri Trabzonspor Başkanı Sadri Şener, Teknik Direktör Şenol Güneş, amatör branşlardaki sporcular ve yönetim kurulu üyeleri karşıladı. Minik sporcularla fotoğraf çektiren Cumhurbaşkanı Gül daha sonra yönetim kurulu odasında kulüp yetkilileriyle sohbet etti. Cumhurbaşkanı'na Başkan Sadri Şener tarafından plaket, eşi Hayrünisa Gül'e iletilmek üzere Trabzon işi hazır bilezik, Teknik Direktör Şenol Güneş tarafından arkasında isminin yazılı olduğu 61 numaralı Trabzonspor forması, Divan Kurulu Başkanı Ali Özbak tarafından da 'Onur Üyesi Belgesi' ve 'Onur Üyesi Kimlik Kartı' verildi. Hediyelerin ardından bir konuşma yapan Gül, "Trabzonspor'un onur üyesiyim, Beşiktaş'ın da kongre üyesiyim. Bu kadar hediyeyi aldıktan sonra muhakkak bir şeyler söylemek gerekir. Önce Trabzonspor'u ziyaret etmekten mutluluk duyuyorum. Doğrusu futbolla bu kadar bütünleşen başka bir şehir var mı bilmiyorum. Türkiye'de olmadığını biliyorum. Varsa belki Latin Amerika'da bazı yerlerde olabilir. Sayın Bakan Faruk Bey bana 1930'ylu yıllara ait bir resim göstermişti. Başlarında örtüleriyle nineler, hanımlar futbol seyrediyorlardı. Bir şehrin futbolu bu kadar sahiplenmesi çok ender. Futbol bu kente önderlik yapıyor. Her ilin bazı özellikleri oluyor. Bazılarının tüccarı, bazılarının işadamı. Bu kenti de futbol tanıtıyor. Türkiye'de üç büyük takım bilinirdi ama Trabzonspor onların yanında dördüncü büyük oldu. Umarız bu sayı artar. Bunun işaretlerini de görüyoruz. Bu sene de Bursa şampiyon oldu. Bir ülke kalkınırken her yanıyla güçleniyor. Sadece siyaset ve ekonomisiyle güçlü olmuyor. Sporda, müzikte, bilim alanında her şeyiyle bir ülke birlikte kalkınıyor. Bu anlamda Türk sporu son yıllarda bu anlamda çok büyük hamleler yaptı. Çok değerli Türk futbolcular yabancı ülkelerdeki takımlarda oynuyor" dedi. Gül, Beşiktaş karşısındaki galibiyeti nedeniyle Trabzonspor'u da tebrik ederek, "Ayrıca dünkü galibiyetinizden dolayı da tebrik ediyoruz. Nihayetinde futbolda kim iyi oynarsa o kazanıyor. Dün akşam televizyonda izledim maçı. Mustafa'nın golü gerçekten şahane bir goldü. Sahada belki fark edilmiyor, ama yükselişi ve vuruşu... Kalecinin yapacak bir şeyi yoktu. Bir çok golü kurtardı Hakan ama ona yapacak bir şeyi yoktu" diye konuştu. Gül, Trabzon Valiliği'ndeki açıklamasını da düzelterek, "Vilayette 28 sene sonra gelen ilk Cumhurbaşkanı olduğumu söylemiştim. Gazetelere bakarak söylemiştim bunu. Ama doğru değildi. Geçmişte sayın cumhurbaşkanları da gelmiş Trabzon'a. Onu da düzelteyim" ifadesini kullandı. Daha sonra basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yünıtlyan Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan'ın bu sabah Anayasa değişikliğiyle ilgili yaptığı açıklamanın sorulması üzerine, "Sayın Başbakan yola çıkarken ben de buraya geliyordum. Neler dediğini tam bilmiyorum Ama mecliste yaptığım konuşmada da yeni anayasa ihtiyacını güçlü şekilde söyledim. Ama bunun zamanlamasının siyasetin görevi olduğunu söyleyip siyasetçilere bıraktım. Artık ona değerli partilerin başkanları ve siyasetçiler karar verecek. Ne zaman yapılır, nasıl olur bilmiyorum ama zaten yeni anayasa yapma arzusu herkeste var" dedi. Gül, terörle mücadele konusundaki bir soruyu yanıtlarken de şunları söyledi: "Terörle mücadele bugün dünyanın meselesi. Avrupa da Amerika da bir şekilde terörle karşı karşıya. Artık senin terör organizasyonun daha az tehlikeli gibi bir anlayış söz konusu olamaz. Herkesin terörle mücadelenin önemini kavradığı kanısındayım. Bu yöndeki işbirliğinin dayanışmanın daha da artırılması gerekir. Bu beklentimiz şüphesiz var. Bütün müttefiklerimizden bu beklentimiz var. İşbirliği yeterli mi değil mi sorusu ayrı bir sorudur ama bütün dünyanın artık terörün önemini bildiği kanaatindeyim." Gül, türban tartışmalarıyla ilgili soruyu yanıtlarken ise, "Bu konu tartışılıyor. Siyasetçilerin tartıştıkları şeylere karışmam. Ama bireysel hak ve özgürlükler hakkında ne kadar çok serbestlik yanlısı olduğumu herkes biliyor. Mecliste yaptığım konuşmada da bireysel haklara özgürlüklere ve demokrasinin sınırlarının genişletilmesine her zaman önem verdiğimi söyledim" ifadesini kullandı. Gül daha sonra yöneticilerle birlikte yemek yedi.