İzmir Ekonomi Üniversitesinin, ''10. Yıl
Bahar Şenlikleri'' kapsamında düzenlenen, ''Türk Futbolunun Dünü, Bugünü ve Yarını'' konulu panelde konuşan Dilmen, Türk
futbolunda önemli oyuncuların yetiştiğini ancak asıl efsanelerin kulüpler olduğunu belirtti.
''Çocukluk efsanesi''nin
Fenerbahçe olduğunu ve sarı-lacivertli
formayla milli takımda oynama hedefini gerçekleştirdiğini vurgulayan Dilmen, Türk futbolunda Galatasaray'ın
UEFA Kupası'nı kazanması, (A) Milli Takım'ın da dünya üçüncülüğünü elde etmesiyle çıtanın yükseldiğini bildirdi.
Dilmen, Türkiye'de son dönemde stoper yetişmediğini belirterek, ''Ancak şimdi altyapıya baktığımızda 93, 94, 95 doğumlular çok iyi. Türk futbolunun 3-4 yıl sonra daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum. İyi oyuncuları bulduğunuz zaman yeteneklerini geliştirmeniz lazım'' dedi.
Futbolculuğu döneminde futbol konusunda kendilerine yol gösteren biri bulmakta zorlandıklarını, ancak bunun zamanla değiştiğini dile getiren Dilmen, şöyle devam etti:
''Ben hiç
genç milli olamadan (A) Milli Takım'da forma giydim. Daha sonra milli takımda tecrübe kazandım. Bugün Kars'ın bir köyünde de yaşasanız, elinizden biri tutuyor. Yetenekli oyuncunun futbola kazandırıldığını düşünüyorum. Ancak altyapıda eğitim sorunu var. Altyapı hocalarımız
küçük miktarlar karşılığında çalışıyorlar.''
Dilmen, futbolcuların günlük yaşadığıne ve sendikalaşma sürecine yeteri kadar eğilmediğine dikkati çekerek, ''Futbol, yöneticilerin lehine yönetiliyor. Sporcuların sendikası yok, keşke olabilse'' diye konuştu.
Fatih Terim'in, Galatasaray'da ilk göreve geldiği dönemde
sezona kötü başladığını ancak buna rağmen yönetimin
teknik heyete ve deneyimli teknik adama inandığını vurgulayan Dilmen, şunları söyledi:
''O kadro 4 sene üst üste
şampiyon oldu. Bu sezon da Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz
Yıldırım, takımın ilk yarıyı 9 puan geride bitirmesine, Avrupa'da ve kupadan elenmelerine rağmen hocasına inandı. Devre arasında hiç
transfer yapmadılar.
Aziz Yıldırım'ın futbolcuların sorumluluk alması gerektiğini söylemesi çok önemliydi. Futbolcuların istatistiklerine bakıldığında inanılmaz farklar var.
Alex, ligin ilk devresinde 150 metre koşarken, şimdi 500'lere çıktı. Gökhan, son maçta 850 metre sprint atmış.''