Lucas Neill,
Galatasaray Kulübü'nün aylık resmi yayın organı Galatasaray dergisinin
Mart sayısında yer alan röportajında, Avustralya'daki İtalyan, Hırvat etkisi gibi Türk etkisinin de bulunduğunu ve bu nedenle çocukluğundan itibaren Türk
futbolu ve tarihiyle ilgili bilgileri bulunduğunu kaydederek, şöyle dedi: ''İtalyan ligi olsun, Türk ligi olsun önemli maçlardan haberimiz oluyordu. Ayrıca Blackburn Rovers'da Gençlerbirliği'ne karşı
UEFA Kupası maçı oynadım ve o dönem çok
teknik bir takımla karşılaşmıştık. Beş sene boyunca Graeme Sonunes ve
Tugay Kerimoğlu ile defalarca
Türkiye ligini konuştuk. Şimdi buradayım ve o kaliteyi görüyorum. Gerçekten çok teknik bir lig.
Sürat olarak Premiere Lig kadar hızlı değil. Bana anlatılanlarla, şu an yaşadıklarım arasında çok büyük fark yok. Taraftarlar takımlarına çok bağlılar. Bana söylenildiği gibi kaliteli bir ligdeyim.''
''TEKLİF ALINCA HEYECANLANDIM''
Sezon başında Galatasaray'dan kendisine
transfer teklif geldiğinde heyecanlandığını, ancak çocuklarının henüz
küçük olmaları nedeniyle bu transferin gerçekleşmediğini anlatan Neill, ''Galatasaray'a gelmek için kimseye sormaya veya kimsenin telkinine ihtiyaç duymazsınız. Ama çocuklarım çok küçüktü. Aynı teklif Ocak ayında da gelince kabul ettim. Burada değinilmesi gereken, Galatasaray gibi bir kulübün ilk kez kapıyı çalması. Burada olmamda en çok bu etkili oldu. Galatasaray, Avrupa'nın en iyi takımlarından. Galatasaray dışında, Türkiye güzel, iklimi çok elverişli ve güvenli bir
ülke. Hem kendimin, hem de
ailemin keyifle yaşayabileceği bir ülke diye düşündüm. Şu ana katar da yanılmadığımı görüyorum'' ifadelerini kullandı.
Neill, sarı-kırmızılı formayı birlikte giydikleri vatandaşı Harry Kewell'ın iyi bir arkadaşı olduğunu dile getirirken, ''Kewell çok iyi bir profesyonel. Antrenmanlarda çok iyi çalışır. Ben de aynı şekilde antrenmanlara çok önem veririm. Çünkü kaybetmekten nefret eden bir insanım. Bu duygu ikimizde de var. Hatta bu duygu tüm takımda var. Bunda teknik direktörümüz Frank Rijkaard'ın etkisi çok büyük'' şeklinde görüş belirtti.
İçindeki futbol sevgisine de dikkati çeken Avustralyalı
oyuncu, kariyerini Galatasaray'da sürdürme isteğini aktarırken, ''Futbol benim hayatım ve bu oyun benim içimde var. Futbolu bıraktıktan sonra da yapacağım işin içinde futbol olacaktır. Şu anda ise Galatasaray'la 1,5 yıllık kontratım var. Eğer vücudum müsade eder,
yönetim de benimle devam etmek isterse, İstanbul'daki hayatım sürebilir'' diye görüşlerini aktardı.
"KULÜP ORGANİZASYONU ÇOK ÜST DÜZEYDE''
Lucas Neill, Galatasaray'da kulüp organizasyonuna övgülerde bulunurken, sözlerini şöyle tamamladı:
''Galatasaray'ın kulüp organizasyonu olarak çok üst düzeyde olduğunu gördüm. Çünkü 20 milyon taraftarı olan bir kulübü yönetmek hiç kolay değil. Kişisel bazda başkanımız Adnan
Polat ve Haldun Üstünel'den bahsetmek istiyorum. Gerçekten işlerini çok iyi yaptıklarını düşünüyorum. Galatasaray'da olmamın en büyük sebebi Haldun Bey'dir. Ben Galatasaray'a gelince bir aile ortamıyla karşılaştım. Biz, sahaya çıkıyoruz ve göz önündeyiz. Fakat biz sahaya çıkana kadar, bizim için çalışan insanlar var ve herkes Galatasaray'ın başarısını istiyor. Bunu hissedebiliyorsunuz. Bir noktada herkes bu başarıyı paylaşıyor. Kimse ön plana çıkma peşinde değil. Bu yüzden Galatasaray, Türkiye'nin en büyük kulübü.''