Bu telaş, internet ortamındaki sohbet sitelerinde hararetli tartışmalar ve ’
geyiklerde’ de şakayla karışık kendini hissettiriyor. Şu sıralarda sohbet odalarında, ’Çılgın Türkler’in nasıl yenilebileceği konusunda sayısız geyik dönüyor. Kimi
Alman, ’Hakem dahil kimse saat takmasın’, kimi ’
Türkiye 2 gol yemişse, top ’kare’ olanla değiştirilsin" diyor...
TÜRKİYE’nin
Avrupa Şampiyonası’nda yarattığı ’Çılgın Türkler’
efsanesi, yarı finalde rakibimiz olan
Almanya’da
futbolseverlerin bir numaralı
gündem konusu. Almanya çapında internetteki ’chat (sohbet)’ siteleri, "Çılgın Türkler’e karşı maç nasıl kazanılır?" sorusu ve verilen absürd
cevaplarla dolu. İşte çeşitli internet siteleri ve chat odalarında geçen ’Çılgın Türkler’ geyiğinden bazı örnekler:
Türklere karşı kazanmak isteyen
takım kesinlikle ilk golü atmamalı.
Türkiye’ye
rakip olan takım öne geçerse, gol sonrası Türk takımının santra yapmasına
vakit kalmamalı.
Türkiye maçlarında oyun süresi 90 dakika olmamalı.
Hakemlerin kollarındaki dışında, tüm statta saatler kaldırılmalı. Antrenör,
teknik heyet ve
seyircilere maç süresince saat kullanma yasağı konmalı.
UEFA kural değişikliğine giderek, bir takımın iki golü arasında en az bir dakika geçmesi gerektiğine dair yeni bir kural uygulamalı.
A, N ve S’ye özel
yasak
Üç değişiklik hakkını kullanmış takımların kalecilerinin kırmızı
kart görmesi halinde başka bir oyuncuyu kaleye koyması yasaklanmalı.
Adı ’A’, ’N’ veya ’S’ (
Arda, Nihat ve
Semih’i kastediyorlar) ile başlayan Türk futbolculara, maçın son dakikasında rakip ceza alana girme yasağı konmalı.
Türk takımının kalesi elastik direklerden yapılmalı.
Statlara Türk seyirci alınmamalı.
Türkiye UEFA’dan çıkarılıp, başka bir kıtanın futbol federasyonuna dahil edilmeli.
Maçın son iki dakikasında Türkiye’ye karşı oynayan takım en az 2-0 önde ise, yuvarlak değil, kare şeklindeki bir top ile oynama kuralı getirilmeli.
Türklerin hepsi Che Guevara gibi
AYNI şekilde, Alman internet sitelerinde, Türkiye’nin neden bu kadar başarılı olduğuna dair geyikler de var. Bunların bir kaç örneği de şöyle:
Türk futbolcuların hepsi solcu. Efsane
devrimci Che Guevara’nın "Gerçekci olalım, imkansızı isteyelim" prensibini ilke edinmişler.
Futbolda gol yemeden, gol atmanın mümkün olduğuna inanmıyorlar.
Ayaklarıyla değil kalpleriyle oynuyorlar.
Maç boyunca oynamadıkları için, son dakikalarda rakiplerine göre çok daha enerjili ve dinamik oluyorlar.
"Avrupa’ya dahil değilsiniz" diyen siyasetçilere Avrupa kupasını alarak cevap vermek istiyorlar.
Hiç bir futbolcularının sabit pozisyonu yok. Hepsi heryerde oynabiliyor; hatta santrforu kaleye geçebiliyor. (Kırmızı kart gören
Volkan yerine
Tuncay’ın geçmesini kastediyorlar.)
HÜRRİYET