- Çok önemli bir
Avrupa kulübünde çok ünlü bir hocanın yardımcısı olabilirim. Bu yeni bir gelişme. Henüz gelen bu
teklif için kesin bir karar vermedim...
-
Kuveyt'e de gidebilirim. İki üç sene daha oynayacak gücüm var. Futbola devam etmem için çok cazip teklifler var. Ama
teknik adamlık da olabilir.
-
Galatasaray'ın bana yaptığı öneriye henüz olumlu yada olumsuz
yanıt vermedim. Zamanı gelince bir
basın toplantısıyla her şeyi açıklayacağım.
Bu planlanmış bir söyleşi değil. Tatilini
ailece geçirdiği yerde tesadüf eseri rastlaşıp konuştum
Hakan Şükür'le. Ama "abi-kardeş" sohbeti ister istemez mini röportaja dönüştü. Bir gün önce de Adnan
Polat'la konuşup yazdığım için başkanın kendisiyle ilgili sözlerini naklettim. Mevzu oradan başladı, dallandı budaklandı. Bazı kısımlar ona söz verdiğim üzere "aramızda kalacak" şekilde, yani 'off the record' kalsa da ortaya en azından benim için farklı bir Hakan, sandığımdan daha da katmerli bir karizma çıktı.
SANTRAFOR ALMIŞLAR MI?
- Hakan, TAKVİM'de bugün
Adnan Polat ile yaptığım röportajı okudun mu?
- Henüz değil abi... Bütün
gazeteleri öğlenden sonra okuyorum...
- İlginç şeyler söyledi.
- Santrafor almışlar mı?
- O konuda bir şey söylemedi ama "artık
futbolcu
transfer etmek için menajerini, eşini, çocuklarını da razı etmek gerekiyor" dedi.
- Doğru söylemiş. Bunlar çok önemli artık.
- Sana yaptıkları teklifi anlattı. Annen ve babanın "oğlumuz inançlarından dolayı istenmedi" dediğine sitem etti. "Ben 15 yıldır hep arkasında durdum Hakan'ın" dedi.
- Bu tür şeylerin, inançların filan konu edilmesi, bunların yazılması falan o kadar yanlış, gereksiz şeyler ki. Kulübün son teklifine gelince, henüz kabul ya da reddettiğim şekilde bir yanıt vermiş değilim. Yöneticiler kurum adına konuştukları için onların açıklama yapması doğaldır. Ben bireysel olarak bir şey söylemem. Zamanı gelince basın toplantısı yapıp konulara açıklık getireceğim.
- Ara sıra bazı açıklamaların oluyor?
- Bugüne kadar ağzımdan çıkan tek laf olmadı.
Gazeteci yanıma 5 dakika geliyor, havadan sudan da konuşsak benim ağzımdan 10 türlü şey yazıyor. Bir gazete var mesela, tam 5 yıldır bırak beni, Galatasaray kulübündeki hiç kimse onlara konuşmuyor. Yine de koca
manşetler atıp zor duruma düşürüyorlar insanı.
- Peki aktif futbol tamam mı devam mı? Nedir son durumun?
- Kuveyt olabilir belki. 2-3 sene daha oynayacak gücü görüyorum kendimde. Ama teknik adamlık da olabilir. Yakında kursa gidiyorum İngiltere'ye.
- Antrenör kursu mu?
- Antrenör sertifikam zaten var. Daha üst seviyelerde teori-pratik çalışmalar yapmak için düşünüyorum.
-
Yurt dışı mı
yurt içi mi hocalık düşüncen?
HERŞEY YERLİ YERİNE OTURMALI
- Muhtemelen yurt dışı. Önemli bir Avrupa kulübünün ünlü bir hocasına yardımcılık ihtimali de var. Şimdilik her şey çok taze. Biraz zaman geçmesi, her şeyin
yerli yerine oturması.
- Yine de taymingi iyi ayarlamak lazım. Çok da ara verme. Çünkü sen sadece Galatasaray'ın değil hepimizin Hakan Şükür'üsün.
Sudan'da
açlık çeken
Darfur bölgesine gitmiştim, orada bile adamlar seni tanıyordu. Şaşırdım kaldım valla.
KABULLENMEK İSTEMEDİLER!
- Bu beni çok gururlandırıyor.
- Pek çok büyük
futbolcumuz var ama senin konumun, misyonun, karizman çok farklı hepsinden. Sergen olayında çok
fırtına kopmadı mesela...
- Sergen bazı kişilerin sandığından çok daha mükemmel bir insandır. Dürüst ve sağlam karakterli biridir o.
- Bu sene
şampiyonlukta müthiş katkın var. Sadece saha içinde de değil.
- Onun öyle kabullenmek istemiyor bazı çevreler
- Kim istemiyormuş? Biz dışarıdan bile bakarak fark ettik yaşananları. Oyuncular arasında senin liderliğinde sanki büyülü bir atmosfer yarattınız. O şartlarda şampiyon olmayı başardınız.
- Hakkımızda hayırlısı oldu diyelim. Şimdi önümüze bakma zamanı.
- Kızlarınla ilişkini de gözledim. Darısı herkesin herkesin başına. Ne sıcak, ne sahici ne hoş.
- Bir de bebek var biliyorsun. Şimdi güzellik uykusunu uyuyor kerata.
- Geleceğe dönük konuşmalar yapıyor musun onlarla. Nedir gönüllerinde yatan
aslan.
- Büyük kızım Zeynep çocuk doktoru olmak istiyor. Hekimlerle bunca haşır neşirlikten sonra beklenen bir şey tabii. Bak şimdi
animasyon bölümünde kendi pişirdiği kurabiyeleri dağıtıyor etrafa. Bize de getirse bari.
- Küçük kızın da seninle top oynadı. Çok şekerdi görüntüsü. Bir dolu fotoğrafınızı çektim.
AİLE HUZURU ÇOK ÖNEMLİDİR...
- Maçlar, kamplar bitince daha çok zaman ayırma şansı doğdu. En önemli şey aile huzuru abi. Ben de çocuklarıma zaman ayırdım ve şu an onlarla ilgileniyorum. Onlar benim herşeyim. Onların mutlu olması için çalışıyorum.
- Huzurlu günler dilerim. Unutma sen hepimizin Hakan Şükür'ü olarak kalacaksın her zaman.
- Sağ ol abi. Konuştuğumuz gibi özel kısımlar aramızda kalırsa sevinirim.
Okuyucuya Not: Ben sözümü tuttum, özelleri yazmadım. Şimdi sıra Hakan'da.
Basın toplantısından sonra da ilk bana konuşcak. Bakalım o zaman neler söyleyecek, meraklarımızı nasıl giderecek.
Takvim