Ligde 9 haftada 8 galibiyet ve 1 beraberlik alarak zirveye yerleşen
Arsenal, Devler Ligi'nde Slavia Prag'ı 7-0 yenerek 9 puana ulaşırken,
Şampiyonlar Ligi tarihinin en farklı skorunun sahibi Juventus'a ortak oldu.
Peki, Arsenal yıldızlarını birer birer elinden çıkarmasına rağmen nasıl böyle başarılı olabiliyor? Arsenal'in başına 28
Eylül 1996'da 'geleceğin menajeri' tanıtımıyla geçen Arsene
Wenger, kısa sürede başarılı bir
ekip oluşturdu. Takımını 1998'de ligin zirvesine taşıyarak Ada'da
şampiyonluk kazanan Britanya dışından gelen 'ilk
yabancı' oldu. Wenger'in sahaya yansıttığı oyun sistemi 'Arsenal matkabı' olarak tanımlanıyordu. Zira bu sistemde
rakip defans zor durumda bırakılırken, orta sahada rakibe boş alan vermiyordu. Wenger, Arsenal'de 11 yılı devirirken;
kombine oyun,
teknik, hızlı oyuncular ve başarıya aç
gençlerle adından sürekli söz ettirdi.
Wenger'in ilginç bir yönü ise;
transfer politikası. Yaşı 30'u geçmiş oyunculara sadece mukavelelerinin bir yıl olmasını
teklif ediyor. Bu şarttan dolayı Campbell, Pires takımla yollarını ayırırken, Henry ve Vieira'nın gidişinde bu sistemin etkili olduğu konuşuluyor. Ücretinde düşüşe razı olmayan
Ashley Cole ise Chelsea'ye satıldı. Gençlere şans veren Wenger'in tek istisnası Hollandalı Dennis Bergkamp oldu. Wenger, Bergkamp'ı 36 yaşına kadar kadrosunda tutarak, futbolu bırakmasını iki yıl erteletti.
Arsenal'in kadrosunda 30 yaş ve üstünde sadece 4 isim bulunuyor. Kaleciler Jens Lehmann 38, Almunia 30, defanstaki Gallas 30 ve orta saha oyuncusu Gilberto Silva 31 yaşında. Diğer oyuncuların
doğum tarihi 1980'den sonra. Diğer oyuncuların yaşları 18 ile 27 arasında değişiyor. Ligde ve Devler Ligi'nde yenilgisiz yoluna devam eden Arsenal, genç kadrosu ve Wenger'in tecrübesiyle korkulan bir ekip oldu. Bu
sezon takımdan ayrılan Henry,
Reyes, Baptista, Ljungberg takımın gücünü azaltmadı.
HASAN CÜCÜK