İŞTE MELEKE'NİN DEĞERLENDİRMESİ
Henüz
Lazio taraftarının Inter’e karşı
rakip takımı desteklemesi tazeyken; bu kez de 22 Mayıs’ta Milan sempatizanları Mourinho’nun takımını tutmaya hazırlanıyor! Çünkü Inter’in. Madrid’deki
finalde Bayern’e kaybetmesi demek, 2011-12’de Devler Ligi’ne dört takımla katılan tarafın
İtalya değil
Almanya olması demek.
Bir
ülkenin
Avrupa kupalarına 2011-12’de kaç takımla katılacağını 2006-2010 arasındaki 5
sezonda kazandığı puanların toplamı belirliyor. Avrupa kupalarında galibiyetler 2 (ön
elemede 1), beraberlikler 1 (
ön elemede 0,5) puan ediyor; çeyrek final sonrası geçilen her tur için 1 puan bonus var.
Aslında İtalya sezona Almanya’nın 6,3 puan önünde girmişti; 2009-10’da da iki ülkenin topladıkları puanlar birbirine çok yakındı (Almanya 108,5; İtalya 106). Lâkin İtalya’nın Almanya’ya bir Ş.Ligi hakkını kaybetme ihtimalinin esas sebebi, Almanya’nın kazandığı puanların 6’ya, İtalya’nınkilerin 7’ye bölünmesi... İşte bu aralar,
Türkiye’yi
mağdur eden detay da aşağı yukarı bu.
* * *
Biz de 2009-10 sezonunda Avrupa kupalarında fena sayılmayacak 38 puan topladık; ama bu sayı, katılımcı 5 takıma bölünüp, ülke puanına dönüştüğü için mağdur sayılırız. Çünkü hem
Sivasspor, Avrupa sezonunu sadece 1 puanla kapadı; hem de
Platini’nin yeni uygulamaları bizim gibi lig ikincisi Ş.Ligi üçüncü ön elemesine giden ülkelere önemli bir
darbe vurdu.
Aslında Sivas’ın bu noktada kabahati yok; Süper Lig’i (veya
Belçika Ligi’ni,
Yunan Ligi’ni) ikinci bitiren her takımın Ş.Ligi yolculuğu artık çok zor. Üçüncü ön elemede
Portekiz,
Hollanda,
Rusya gibi liglerden gelecek rakiplerini geçseler bile dördüncü ön elemede karşılarına
İngiltere,
İspanya, İtalya dördüncüleriyle Fransa’yla Almanya’nın üçüncüleri çıkıyor. Ve bu rakiplerin kulüp puanları (ülke puanlarının yüzde 20’sini de cebe koydukları için) genelde bizden yüksek oluyor; böylece bizim lig ikincimiz de dördüncü ön eleme kurasına büyük ihtimalle
seri başı olarak giremiyor; ekseriyetle de eleniyor.
“O zaman da bizim lig ikincimiz Avrupa Ligi’ne gidiyor, tesellimiz bu” diye düşünüyorsanız bir miktar yanılıyorsunuz. Çünkü Platini, Ş.Ligi’ne giriş ve gruptan
terfinin bonus puanlarını ciddi bir biçimde artırarak büyük ülkelerin ekmeğine yağ sürdü: Ş.Ligi’ne girişin bonusu 2004’e kadar 1; 2009’a kadar 3 puanken, Platini’yle birlikte 4 puana çıktı. Gruptan terfi eden
takımlarsa geçen yıla kadar sadece 1 ekstra puan alırken, şimdi bu bonus tam 5 puan...
* * *
Yani Avrupa futbolunun orta direğini canlandırma vaadiyle
UEFA Başkanı olan Platini aslında alt sınıfın ağzına bir
parmak bal sürdü (Ş.Ligi’ne göstermelik olarak Rum ve Macarlar girdi); orta sınıfa ise bonus puan ve Ş.Ligi ön elemelerini iki gruba ayırma hamleleriyle önemli darbe vurdu. Peki bu ortamda Türkiye’nin atabileceği adımlar ne? Neler yaparsak Avrupa kupalarında daha fazla takımla temsil edilebiliriz?
Ş.Ligi gruplarına iki takımla katılmamız artık bayağı zorlaştı. Bunun için ya ülkeler sıralamasında altıncı basamağa tırmanmamız lazım (Ki tarihteki en iyi derecemiz, 2001’deki yedincilik). Ya da lig ikincimizin kulüp puanının dördüncü ön elemede seri başı olmaya yetmesi lazım (Şu anda 54,890 puanı olan
Fenerbahçe’nin bile seri başı olma şansı zayıf).
Avrupa Ligi’ne 4 takımla gitme hedefi biraz daha olası... Bu yılı ülkeler sıralamasında 11’inci tamamlıyoruz, ama 2010-11’i 9’uncu bitirme şansımız yüksek. Eğer bu yıl
Yunanistan ve Hollanda’dan çok daha az puan toplayıp kötü bir
sürpriz yapmazsak 2012-13’te Avrupa Ligi’nde 4 takımla yer alma ihtimalimiz var.
Son tahlilde şunu da eklemek lazım: 3 büyükler sezon başında pahalı transferler yapıp, bu paraları Ş.Ligi’nden gelecek ekstralarla karşılamanın hayallerini kuruyorlar. Platini sonrası dönemde çok daha dikkatli olmaları gerekecek, çünkü Türkiye’de lig ikinciliğinin Ş.Ligi bileti anlamına gelmesi artık Kaf Dağı’nın ardında...
Fenerbahçe ikinci olursa...
Şu andaki statüye göre lig
şampiyonumuz Ş.Ligi’ne doğrudan katılıyor, yani F.
Bahçe ligi zirvede bitirirse Devler Ligi grupları biletini alacak. İkinci
Bursaspor’sa “şampiyon olmayanlar üçüncü ön eleme turu”na katılacak.
Bursaspor son 5 yıldır Avrupa kupalarında olmadığı için kulüp puanı sadece ülke puanının yüzde 20’sinden ibaret, ki bu da yalnızca 6,890 puan demek. Bu puan, Bursaspor’u hem 3’üncü hem de 4’üncü ön eleme turlarında seri başı olmayan torbaya sokar. Bu durumda da Bursa’nın 3’üncü ön eleme turundaki muhtemel rakipleri Zenit,
Ajax, Dinamo
Kiev,
Celtic gibi ekipler... O turu geçerse de 4’üncü ön eleme turunda
Tottenham, Sevilla, W.Bremen, Auxerre (
Lille) gibi rakipler Bursa’yı bekliyor.
* * *
Eğer Bursa ligi şampiyon bitirir de
F.Bahçe iki ön eleme turu oynamak zorunda kalır ise durum biraz farklı...
Kulüp puanı 54,890 olan Fenerbahçe, üçüncü ön eleme turunda kesin olarak seri başı (Çünkü F.Bahçe’nin üstüne maksimum 3 takım, Rusya-Hollanda- Yunanistan temsilcileri çıkabiliyor).
Türkiye için esas önemli detaysa, (eğer ligi ikinci bitirirse) Fenerbahçe’nin dördüncü ön eleme turunda seri başı olup olamayacağı... Pazar gündüz saatleri itibariyle o turda mücadele edeceği kesinleşen W.Bremen’le Tottenham kesin olarak seri başı torbadalar. Rus Zenit ve Hollandalı Ajax da üçüncü ön eleme turunu geçmeleri halinde kulüp puanları F.Bahçe’nin üstünde olan ekipler... Bu 4 muhtemel seri başının yanına sadece 1 takım daha eklenecek ve bu ekibin Fenerbahçe olması için bazı şartlar var: İspanya’da Sevilla’nın dördüncü, Fransa’da da Lyon’un üçüncü olmaması gerek. Aynı şekilde Yunan Olympiakos’un play-offu kazanması da Fenerbahçe’yi tehdit ediyor.
Uzun lafın kısası şu: Süper Lig’i-ülke puanı açık ara en yüksek olan takımımız- Fenerbahçe bile ikinci bitirse, ŞL dördüncü ön elemesinde seri başı torbasına girmesi bayağı zor. Yani bize uzun uzun yıllar, Devler Ligi’nde iki takımla yer almak artık hayal gibi gözüküyor.