Toplantının başında
yönetici Ali Koç, iddialar öncesi basına kısa bir video seyrettirmek istediklerini söyledi. Sinevizyondan
Star TV'deki olay programa
Fenerbahçe TV'de yapılan karşı yayın seyrettirildi. Ali Koç bandın ardından
Telegol programındaki iddialarla ilgili konuşacaklarını ve bunun bir
basın toplantısı olmadığını, soru
cevap olmayacağını belirtti.
Koç, programda sansasyonel ifadelerle Fenerbahçe'nin lekelenmeye ve karalanmaya çalışıldığını , konunun ve kaynağının Telegol programı tarafından etik kurallar hiçe sayılarak verildiğini, programın yayınlandığı tarihin Fenerbahçe'nin ligde lider konumda olduğu ve derbiler oynadığı, federasyon seçimlerinin konuşulduğu döneme denk getirildiğini ve bunun kasıtlı yapıldığını öne sürdü.
Koç ayrıca şu bilgileri de verdi:
"Psikolojik sorunları bulunan iddiaların sahibi Cihan Oskay
karşılıksız çek, ve emniyeti suistimal suçları var ve yakalatma emri ile yurtdışına çıkışı yasaktır, ortaklarını dolandırmıştır. Bunlar sadece bizim tespit edebildiklerimizdir. Özgeçmişi bunlar olan bir kişinin
Star TV’nin önünd
e devlet başkanı gibi karşılanması üzmüştür bizi.
Programda Aziz
Yıldırım'a söz hakkı verilmemiştir. Programda yapımcı ve
sunucu arkadaşlar ilgili kişileri yayına
telefonla bağlanmalarının sağlanacağı söylenmiş ancak bu kişileri yayına bağlamamışlardır, saatlerce bekletmişlerdir.
Şekip Mosturoğlu dahi yayına bağlanmak için şirketin yöneticilerini araya sokmak zorunda kaldı. Yayında sunucunun ilk kez duyduğunu iddia ettiği iddialar altyazılar dahil daha önce verilmiştir. Program yorumcularının ayrıca
gazete küpürlerini dahi saklamaları ve göstermeleri daha önce de bildiklerini kanıtlıyor. Kayıt gizli olmuştur iddiaları ise uzmanlarca çürütülmüştür, Serhat Ulueren Habertürk'te Cihan Oskay'ın telefon numarasını kendisini verdiğini de söylemiştir. Telegol'de Program yapımcıları programa bağlananların gerçekleri açıklamasına izin vermemiştir, sonuç olarak Telegol'ün yapımcı ve sunucuları ahlaki olmayan tek taraflı yayın yaparak olayın baş sorumlusu olarak görülmektedir, bunlar bütün basını kirletmiştir. Camiamızdan da dimdik ayakta durmalarını istiyorum" dedi.
Şekip Mosturoğlu ise organize bir suçla karşı karşıya olduklarını belirterek şunları söyledi: "Bu profesyonel karalama kampanyasına
destek veren herkes
adalet karşısına getirilecektir. Bu yayınla ilgili olarak
RTÜK nezdinde gerekli başvurular yapılıyor. Manevi tazminat
davalarını hem biz hem de taraftarlarımız dava açacak. Olayın perde arkasıyla ilgili savcılğa suç duyurusunda bulunulacak.
Federasyon, bunu sürüncemede bırakmadan
soruşturma başlatsın, Devletimize de sesleniyoruz bağımsız ve güvenilir bir kurul oluşturulsun, sonuçları ne olursa olsun bu tür iddiaları araştırsın, herkesin eteğinde taşları döksün. Son olarak Bu ne ilktir, ne de son, taraftarlarımız demokratik haklarını kullansın" dedi
AZİZ YILDIRIM'IN AÇIKLAMASI
Aziz Yıldırım ise şunları söyledi: "Bu kişiyi tanıyorum, 2001'lere kadar kulübe gelip giden,
futbolcuları Çapari denen restoranda ağırlayan bir kişidir, ben onun müdürü olarak biliyordum ilişkimiz bu kadardır.Medyaya teşekkür ediyorum, o şahsın ne olduğunu verdiler. "
Aziz Yıldırım bu kişinin gazetede eskiden kendisiyle alakalı yazdığı abartlı methiyelerle dolu yazısını da okuyarak Cihan Oskay'ın
psikolojik durumunu ortaya koydu.
Yıldırım bu yazıdan sonra Cihan Oskay'ın Telegol programını eleştiren başka bir yazısını okudu.
Yıldırım şunları söyleyerek devam etti: Bu kişi 150 bin doları benden aldığını söylüyor, işyerime gelse kapımı bulamaz. Ben bu işi bununla yapacak olsam 'hiç güvenmediğiniz bir kişiye 150 bin dolar verir misiniz?' Söylerim muhasebecime o götürür. Bu kişi futbolcuları karalıyor, yazık ediyor, alın terine
iftira ediyor.Sırf karalamak için uğraşıyor, bu kişi Bülent Ünver ve Tanju da
şike işinin içinde diyor, ben inanmıyorum buna. Paraların kime verildiğini de açıklasın bu kişi, ben vermedim, Mustafa Bey de almadım diyor, e o zaman kim aldı, kim verdi bu paraları? Geçen Şubat'ta kongrede konuşurken korkuyorum dedim, neden? Değişim için geldiğini söyleyen federasyonun bunu yapmadığını gördüm de ondan. Ben zamanında Başbakan'a ve Devlet Bakanına
mektup gönderdim. Bu işin sadece Federasyona bırakılmaması gerektiğini söyledim. Bir meczup çıkıyor bunları söylüyor, akli dengesi yerinde olmayabilir çünkü eski yazdıklarını okudum sizlere, şimdi neler söylüyor. Bunu yapan akıllı olamaz. Komplo var, bunun sebebi de biliyorsunuz önümüzde federasyon seçimleri var, geçen seçimlerde taraf olmamıştık, keşke olsaymışsık. Tahir Kıran Haziran'da bana geldi, Federasyonla ilgili görüşlerini söyleyerek Ulusoy'la barışın dedi. Benim şahsi problemim yok, ortak noktamız da yok, sadece profesyonel bir federasyon istediğimizi söyledim. O da bana herşeyi anlattı, Fenerbahçe daha rahat
şampiyon olur, önünüze zorluklar çıkmaz dedi. Bir kez daha randevu istedi benden, orda da konuştuk, bana telefonlarımın dinlendiğini ve bazı cümlelerimden ötürü başımın derde gireceğini söyledi.Üçüncü sefer geldi, Marco'nun
Türk vatandaşı yapılabileceğini yeni bir
kanun çıkacağını filan söyledi ve yine orda da Federasyon mevzuları geçti. Bu
komplonun içinde
hain Fenerliler de var, Aziz yıldırım düşmanlığı yüzünden Fenerbahçe'ye zarar veriyorlar. Eğer devlet bu işi ele alır ve bu kişilerin kimlerle görüştüğünü ortaya koyarsa sorun çözülür. Bu iş çabuk bitmeli, bir hafta on günde çözülmeli, çamur at izi kalsın burada geçerli olmasın, devlet bu işi çözsün"
Yıldırım son olarak şunları kaydetti:
"Bu olay bir komplodur, başlangıcı geçen senedir ve ben buna hazırım, hiç kimseden çekinmiyorum. Katoliklerdeki nikah kıyma töreninin benzeri olarak herkes ne biliyorsa
spor kamuoyunda çıksın bugün açıklasın.
Temiz bir spor ve futbol için herkesi göreve çağırıyorum. Bu kadar pisliğe batılmış bir ortamda bu işi ancak Devlet çözer çünkü Federasyon da pisliğin içinde"