Gaziantepspor'un kapısından dönerek Milan'da şöhret basamaklarının zirvesine çıkan Kaka, Altın Top'tan sonra
FIFA tarafından Dünyada Yılın Futbolcusu unvanına layık görüldü.
Messi ve Christiano Ronaldo'yu geride bırakan Kaka, futboluyla büyürken, sağlam inancıyla değerlerinden taviz vermiyor.
Hayata diğer
Brezilyalı
yıldız oyuncuların aksine bir adım önde başladı. Ülkenin en büyük sosyal sorunu olan fakirliği hayatında hiç
yaşamadı. Futbolu, fakirlikten kurtulmanın aracı yerine sevdiği için
tercih etti.
Ricardo İzekson
Santos Leite yani kısaca Kaka, 22
Nisan 1982 tarihinde doğdu. Küçük kardeşi Ricardo adını söylemede zorlanınca, adı Kaka olarak kaldı. Mühendis bir
baba ve öğretmen bir annenin oğlu olan Kaka, futbolculuk dışında seçeceği meslekler olmasına rağmen meşin yuvarlığın peşinden gitmeyi tercih etti. Küçüklüğünün en büyük hayali
Sao Paulo ve milli
takım formasını bir kez dahi olsa giymekti. 2000 yılında ülkenin büyük kulüplerinden Sao Paulo'ya attığı
imza ile ilk hayaline kavuştu. 2000-03 yılları arasında 55 maçta forma giyip, 22 gol attı. Sao Paulo'nun
genç takımında oynarken, geçirdiği bir
kaza ile hayatının geri kalan kısmını tekerlekli sandalyeye mahkum olma acısını yaşadı. Yüzme havuzunun kenarına başını çarpan Kaka, Allah'a olan inancını hiç kaybetmedi. Doktorların ümidini kestiğinde, geceleri sabaha kadar ağlayıp Allah'tan
yardım diledi. Futbola tekrar dönmesini 'Allah'ın mucizesi olarak' görerek, şükrünü her fırsatta ifade etti. Kazancının her yıl yüzde 10'unu hayır kurumuna bağışlamayı bir görev addetti. Ne İtalya'da ne de ülkesi Brezilya'da Kaka'nın inançlı olması gündeme geldi. Futbolu konuşulurken, yaşamından dolayı hor ve hakir görülmedi.
Felçli olmaktan 'mucizevî' olarak kurtulup sahalara dönen Kaka'yı Sao Paulo elden çıkarmayı düşününce kapısını ilk olarak Gaziantepspor çaldı. Gaziantepspor, 1,5 milyon dolarlık
bonservis ücretini çok bulunca '
altın fırsat' kaçmış oldu. Rivaldo'nun önerisiyle Kaka 2003'te Milan'a 8,5 milyon dolar karşılığında
transfer oldu. Milan; Kaka'yı Rui Costa ve Rivaldo'nun boşluğunu doldurmak için 2004'te transfer etmeyi düşünüyordu. Ancak devreye Chelsea'nin girmesiyle bu transfer bir yıl
erken gerçekleşti. İlk sene yedek bekler diye düşünülen Kaka, sadece 1 ay sonra takımın değişmezi oldu. Rui Costa ve Rivaldo'yu yedek kulübesine mahkûm etti. Kaka'nın Milan'a kısa sürede alışmasının en önemli sebebi orta sınıfın üstünde bir yaşam sürmesidir. Brezilyalı birçok oyuncu fakirlikten geldiği için 'lüks yaşama' kısa sürede adaptasyon sorunu çekerken, Kaka böyle bir sorun yaşamadı. İkinci sebep ise Milan'da bulunan 'Brezilya çetesi' Rivaldo, Cafu, Dida ve Serginho'nun Kaka'ya kol kanat germesidir. Takımın '
yaşlı kurtu' Costacurta'nın 'abilik' görevini eksiksiz yapması, Schevchenko ve İnzaghi 'iyi bir
arkadaş' olması uyum süresini oldukça kısalttı.
Kulüp düzeyinde tatmadığı başarı kalmayan 25 yaşındaki Kaka'nın şimdiki hedefi 2010 Dünya Kupası'na damgasını vurmak.
ZAMAN