Finlandiya dışında
Bosna Hersek,
Hırvatistan,
Karadağ,
Yunanistan ve
ülkem
Makedonya ile tam anlamıyla
Balkan Ligi izlenimi veren grup, büyük ihtimalle Yunanistan ile Hırvatistan'a hafif gelecek.
Litvanya'da 31
Ağustos-18
Eylül tarihleri arasında organize edilecek 2011
Avrupa Basketbol Şampiyonası için geri sayım başladı. C Grubu, bir nevi Balkan Şampiyonası gibi geliyor bize. Elemelerden geçen hafta gelen Finlandiya olmasa tam bir 'Balkan turnuvası' olabilirdi. Öncelikle
Bosna-Hersek'ten başlayalım. Bosna-Hersek Milli Takımı'nda 3-4 tane kaliteli diyebileceğimiz isim var. Bu
oyuncuların tamamı iyi olursa Bosna, gruptan ilk üç içinde kolaylıkla çıkabilir. Bosna'nın basketbolcuları günündeyse rakiplerine karşı çok tehlikeli olabilir. Ancak Bosna'nın en büyük handikabı devamlılıklarının olmayışı. Defansif yönleri de zayıf sayılır. Tam anlamıyla Avrupa basketbolunu parkeye yansıtamıyorlar.
Kadrosunda, eski Yugoslavya'daki gibi basketbol bilgisi üst düzey oyuncu pek yok. Bana göre Bosna, C Grubu'nda sadece Makedonya ve Karadağ'ı yenebilecek güce sahip. Yine de
sürpriz yapmaya açık bir potansiyeli var. Grubun en iddialı
takımlarından Hırvatistan'ın ise güçlü bir kadrosu var ve muhtemelen Yunanistan'la birlikte birincilik için çok büyük bir
yarış içine girecek. Hırvatlar, ofansif anlamda kuvvetli olmalarına rağmen defansif bakımından yetersiz. Eğer rakipler Hırvatistan'ın bu zaafından faydalanabilirse Hırvatların işi zorlaşabilir. Buna karşılık Hırvatistan kondisyonunu iyi ayarlarsa şampiyonanın sonuna kadar yol alabilir. Memleketim Makedonya'ya gelecek olursak; onların bu gruptan çıkması zor gibi görünüyor. Zira deplasmanda kendilerini gösteremiyorlar. En iyi oyuncuları Mccaleb. Onun dışında Iliyevski, Antic ve Gecevski'yi sayabiliriz. Takım içindeki moral çok önemli. Şayet iyi bir hava yakalayabilirlerse ileriye gidebilirler. Bana göre Makedonya, Bosna ve Karadağ'ı yenebilir, fakat Hırvatistan'ı ve özellikle de Yunanistan'ı mağlup edeceğini tahmin etmiyorum.
Yunanistan, tartışmasız grubun favorisi. Defansları çok iyi ve bu, onların en büyük avantajı. Formda oldukları sürece her ülkeyi yenebilirler. Birkaç iyi basketbolcusunun Litvanya'ya gelmemesi onları etkilemez.
Olympiakos ve Panathinaikos'ta yetişen
yerli basketbolcuları, bu kulüplerden aldığı basketbol kültürünü rahatlıkla milli takımlarına yansıtabiliyor. Ofansif yönleri tam anlamıyla iyi olmasa da tecrübeli ve kaliteli isimlere sahipler. Bu sebeple gruptaki müsabakalarda başarılı işlere
imza atma oranlarını yüksek buluyorum. Yunanistan, Avrupa şampiyonluğu yanında kafasına
olimpiyat hedefini koyan bir ülke. Onları finalde görürsek şaşırmamalıyız.
Karadağ Milli Takımı'nda ise hem grubun hem de turnuvanın en iyi defans yapan oyuncusu var. O da Nikola Pekovic. Karadağ'ın oyun şablonu tamamen onun üzerine kurulu. Bir de dışarıdan iyi şutlar atarsa belki de Yunanistan'a karşı sürpriz bir galibiyet bile alabilirler. Öyle görülüyor ki Karadağ, üçüncülük için Bosna ve Makedonya ile çekişecek. Yine de üçüncülüğün en büyük adayı onlar. Geçen hafta bu gruba dahil olan Finlandiya ise grubu bir iki galibiyetle kapatıp turnuvaya ilk turda
veda edebilir. Elemelerden yenilmemiş olarak gelebilirler ama grubundaki ülkeler basketbolcu iyi biliyor.
Petar Naumoski - Zaman