Avrupalılar'la hiç karşılaşmayarak kazandığımız dünya üçüncülüğü, sonrasında oynayarak değil de sahada
kavga ederek kazandığımız Avrupa üçüncülüğü veya dördüncülüğü!
Bu güne kadar hep şişirilen
A Milli Takım sonunda duvara tosladı. Aslında bunun sinyallerini daha önce çok defa almıştık ama kimsenin umurunda olmadı. Düşünün bir kere Hollandalı
teknik adam
Hiddink Milli Takım'ın başına getirilirken neler düşünmüştük. Ama başaramadı işte, bu
takımı Hiddink bile adam edemedi.
Temel olmayınca üstüne dikilmeye çalışılan bina hayallerimizle birlikte hep yıkıldı.
Gelelim bu güne.
İstanbul Büyükşehir Belediyespor'a çağdaş futbolu oynatan Abdullah
Avcı'yı tutup Milli Takım'ın başına getirdik. İyi mi ettik? Hem de çok iyi ettik. Ama sonuçlar yüzümüze tokat gibi çarpmaya başladığında hedefe hemen Avcı'yı koyduk.
Kusura bakılmasın ama şimdi sağda solda hep hikayeler anlatılıyor. Yok şu oynatılmasaydı da şu oynatılsaydı gibi.
Allah aşkına kaç tane alternatif çıkarabilirsiniz ki? Olanların hali de ortada. Milli Takım'ın lokomotifi Hamit'in hali ne öyle?
Takımlarımızda yabancıların ele geçirdiği Defans ve forvet hattında ise neredeyse seçenek yok...
Abdullah Avcı değil de başkası gelse uzaydan mı
oyuncu seçecek? Hep söylenir şu kadar milyonluk ülkeyiz, şu kadar da futbolcumuz var diye. Hadi bakalım bir teknik adam ikinci ligden oyuncu seçip de Milli Takım'a koysun. Eleştire eleştire adeta canını çıkarmaz mıyız?
Romanya ve
Macaristan karşısında aldığımız sonuçlar aslında boyumuzun asıl ölçüsüdür. Daha önce de söylemiştik Braga'ya, Spartak Moskova'ya yenilirken de olan buydu. Türk futbolunun geldiği durumu unutup da sadece Abdullah Avcı'yı eleştirenler bunu bir kez daha düşünmeli.
Abdullah Avcı'nın hiç mi suçu yok diyebilirsiniz. Macaristan karşısına neredeyse gurbetçilerden kurulu bir kadro ile çıktı, ama bunu biraz da
sakatlıklar nedeniyle zorunluluktan da yaptı. Avcı'nın Milli Takım'a yeni oyuncular kazandırırken biraz daha sakin olması gerekiyor. Milli Takım gibi üst düzey bir takıma bir anda İki veya üç oyuncu monte edilir. Bunun üzerindekiler biraz da hayalcilik oluyor Abdullah Hocam. Sonra da böyle zor duruma düşersin işte!!
Sonuç olarak başarı için istikrarın şart olduğunu bir kez daha söylemek isterim. Abdullah Avcı'nın elinden tutmaya devam edelim. Bir başkasının Milli Takım'ın başına gelmesi zaman israfından başka işe yaramaz. Fatih
Terim ve
Mustafa Denizli. Zamanında kurtarıcı olarak getirdiğimiz bu teknik adamları nasıl gönderdiğimizi de hatırlayalım.
Abdullah Avcı gibi gelecek
vaat eden bir teknik adamı çöpe atıp başkasının da canını yakmayalım. Asıl sorun mutfakta. Malzemeniz yoksa iyi ahçı da olsanız YEMEK YAPAMAZSINIZ. Futbolun patronları önce bu sorunu çözmeli...
Mehmet
Şentürk
Samanyoluhaber.com