Fernandes geçen sezonun ardından bu sezonda
Beşiktaş’ın en etkili gücü olacağını Karabük’te de gösterdi. Guti’nin, Quaresma’nın, Simao’nun, Almeida’nın kayıtsız şartsız
ilk 11 soyunduğu dönemlerle kıyaslarsanız, bambaşka bir Fernandes izlemeye başladık. O günlerde keyifsizdi. Hatta o dönemin yöneticisi
Cengiz Zülfikaroğlu’na sık sık serzenişte bulunuyordu. Kaptanlık krizinin başgösterdiği, anlaşılmaz bir şekilde herkesin
takım kaptanı olabilmek için birbiriyle
kavga ettiği o dönemde Fernandes sıkıntısını da dile getirmişti: “Sarhoşu kaptan yapıyorsunuz. Guti’yi, Ricardo’yu, Simao’yu kaptan yapıyorsunuz, Manuel’i hiçe sayıyorsunuz.”
Rahatlatan yemek
Zaten garip bir adam. Kendi dünyasında yaşıyor.
Samet Aybaba ile görüşme talep eder, gelmez. Gün gelir bir ay telefonunu açmaz,
Ümraniye dışında yüzünü gören olmaz, kendisi istemezse kimse ona ulaşamaz. Karabük’te daha serbest oynadı, forvete yakın oynadı, orta sahanın da mücadeleci futbolu Fernandes’i rahatlattı belki ama artık kafası da rahat özellikle hafta içindeki
yönetimin yemeğinden beri. Aslında o yemekteki diyaloglar tüm takımı rahatlatmış durumda. Futbolcular yönetime güveniyor. Paralarını artık zamanında alacaklarını biliyorlar. Alıyorlar da. Örneğin
Galatasaray derbisinin primleri hemen hesaplara yattı.
Açık açık konuştu
HaberTürk'ün haberine gçre; o yemekte
İbrahim Toraman “Sizin gücünüzü arkamızda hissediyoruz” dedi ve tüm yönetime teşekkür etti. Ardından da Fernandes konuştu. Dobra dobra. Bugüne kadar spekülasyondan ibaretti ama Fernandes hem Galatasaray hem de
Fenerbahçe’den
teklif aldığını birinci ağızdan ifade etti. Aynen şunları söyledi: “Fenerbahçe de Galatasaray da beni istedi. Ama ben gitmek istemiyorum. Beşiktaş’ı seviyorum. Yeter ki paramı gününde alayım. Galatasaraylılar ile görüşmemde yüzlerine de söyledim. ‘Ben size gelmiyorum. Beşiktaş’ı satmam’ dedim.” Yönetim de garantiyi verdi. Sadece Fernandes’e de değil, tüm takıma. (Fanatik)