Kulüpler Birliği ve
Beşiktaş Kulübü Başkanı
Yıldırım Demirören, Futbol
Federasyonu'nun Olağanüstü Genel
Kurulu sonrası gelinen noktayı değerlendirdi.
Demirören'in sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
- Futbolumuzun bu kaostan çıkabileceğini düşünüyor musunuz?
Evet, bu krizden çıkış var. Benim gördüğüm, herkesin kendi formasını acilen çıkarması gerektiğidir. Hepimiz taraftara oynamayı bırakalım. Başlangıç bu. Ardından, Türk
futbolunu tartışmaya açalım.
- Zaten o tartışılmıyor mu şu anda?
Hayır, şu anda varsa yoksa 58'inci madde... Puan silme mi küme düşme mi?
Fenerbahçe mi
Trabzon mu? Bunlar tartışılıyor. Oysa bu konular talidir. Büyük resim kaçırılıyor.
- Peki... Güncel meselede Mehmet Ali
Aydınlar'ın durumu önemli. Sizce ne yapmalı?
Mehmet Ali Bey götürebilecekse götürsün. Götüremeyecekse başka birini bulalım.
- Riskli bir süreçteyiz,
UEFA ile ilişkiler nasıl rayına oturacak, onlar resmin neresinde olacak?
Futbol camiasının ortak kararına göre strateji belirleyeceğiz. Kararlarımızı alacağız. UEFA ile karşı karşıya geleceksek hep beraber gelelim.
- Peki bu
sezon nasıl tamamlanacak?
Bu sezon her şartta tamamlanır. 58 ile ilgili
düzenleme zaten federasyonun yetkisinde. Kullanabilir. Mesele Türk futbolunun nereye gideceği... Tek Fenerbahçe değil ki... Futbolumuzun rotasına bakalım. Suçlu suçsuz avına çıkmanın zamanı değil. Hepimiz yanıyoruz.
- Genel kurul bir kurtuluş formülü gibi görünüyordu, ne oldu, nasıl tıkandı?
Aslına bakılırsa, çıkacak düzenleme kaostan kurtarmayacaktı. Krizi bitirmiyordu. Eğer orada
kavga patlamasaydı 58 değişirdi. Kavga çıktı, orada bitti, bunu kimse görmüyor. Biz o sabah 9.00'da toplanma kararı almıştık, Mehmet Ali Bey bir saat gecikti, o da olumsuz etkiledi. 58 geçici bir rahatlıktı, olmadı. Ben diyorum ki gelin futbolu masaya yatıralım.
- Gelinen noktada, doğru olan nedir, tam yetkili olsanız ne yapardınız?
En doğrusu,
mahkeme sürecini beklemektir. İdeal olan bu. Mahkeme karar versin, boynumuz kıldan ince.
- Yapılabilir mi? 5-6 yıllık bir takvimden bahsediyoruz. Futbolda kanaatle karar verme uygulaması var...
Önce Türk futbolunu kurtaralım. Gerekirse 1-2 yıl fedakarlık yapalım.
- Nasıl yani... UEFA hiçbir Türk
takımını Avrupa'ya almayabilir...
Mücadele yöntemini belirleriz. Genel kurulda karar alırız. Gerekirse hiçbirimiz Avrupa'ya gitmeyiz.
- Maddi manevi bedeli var. Siz bunu Beşiktaş kulübü olarak göze aldınız mı?
En baştan aldık. Mecburiyetimiz olmamasına rağmen kupayı da iade ettik, gerekirse Avrupa'ya da gitmeyelim diye önerdik.
- Ya diğer kulüpler... Uzlaşma sağlanabilir mi?
Tartışalım. Aksi halde böyle giderse Türk futbolu batağa saplanacak ve hiçbirimiz Avrupa'ya gidemez hale geleceğiz. O halde radikal bir adım atabiliriz.
-
Galatasaray? Sert açıklamalar yapıyor...
Taraftara oynuyorlar. Galatasaray sütten çıkmış ak kaşık mı? Onlar Türk sporunun, futbolunun içinde değiller mi? Olgunlaşalım artık. Hepimiz olgunlaşalım. Formaları çıkaralım. Taraftara,
futbolcular oynar, taraftara takım oynar, yönetimler değil.
- Son olarak Federasyon Başkanı'nı sormak istiyorum. Genel Kurul'daki konuşmasını siz ayakta alkışladınız. Kendisi son derece dürüst bir isim olarak biliniyor. Sizin gözünüzde Aydınlar nasıl biri?
Dört dörtlük biridir. Çok iyi niyetlidir. Yıprandım, yoruldum diyor, çok haklı. En baştan beri kanaatle karar verebilirdi. Türk futbolunu düşündü, iyi niyetle çalıştı. Kimse zarar görmesin diye çabaladı. Ben de ona 50 kere söyledim. 'Sana yazık oluyor, işadamısın, zarar göreceksin. Genel Kurul'a gitme. Gidersen o salonda
istifa etmek zorunda kalabilirsin' dedim. Türk futbolu bugün milat yaşıyor. Kötüden iyiye, krizden istikrara döndürebiliriz. Ben iyimserim ama
işbirliği şart. Korkmayalım.
Akşam gazetesi