Mehmet
Ali Yılmaz Tesisleri'nde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Yener, Ordu
spor galibiyeti ve Türk
futbolunda yaşanan gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yener, Orduspor'u deplasmanda yenerek bu
sezon ilk deplasman galibiyetini aldıklarını ve ligde ilk kez iki maç art arda kazandıklarını belirterek, ''Orduspor'un da
Hector Cuper ile sahasında yenilmezliği vardı. Bunların hepsinin bir araya geldiği bir haftayı geride bıraktık. Bizim için önemli bir galibiyetti. Bundan sonraki haftalarda galibiyet serisine devam etmemiz gerekiyor. Alacağımız galibiyetlerle ilk yarıyı zirvede ya da zirveye yakın bir yerde bitirmeyi hedefliyoruz'' dedi.
Lig lideri Galatasaray'ın dahi 12 maçta 14 puan kaybının eski yıllarda rastlanmayan bir durum olduğunu söyleyen Yener, şöyle devam etti:
''Ama bu bir yerde her takımın her takımı yenebileceğinin bir ifadesi. Bu sene lig yarışı artık bu boyutlarda özellikle içeride ve dışarıda sonuçlar fark etmiyor. Galatasaray'ın sahasında yenilmesi
Fenerbahçe'nin deplasmanda berabere kalması gibi sonuçlar, maçlarda bu tür sürprizlere her zaman hazır olacağımız anlamına geliyor. İyi mücadele eden kalitesini mücadelesiyle pekiştiren
takımlar mutlaka galip ayrılacaktır. Bizim de amacımız bundan sonra kalitemizi sahadaki mücadeleyle birleştirip, galibiyet serisine devam etmek. Umuyorum bundan sonra her şey bizim istediğimiz gibi olur.''
''Türk futbolu geri gidiyor''
Yener,
Eskişehirspor maçında Caner'in atılmasının günlerce konuşulmasına ilişkin olarak, şunları söyledi:
''Maalesef Türk futbolu geri gidiyor. Biz de gerek medya olarak gerek futbolun içindeki kişiler olarak bu kötü gidişi bir yerde körüklüyoruz. Caner sahadan atılan ilk
oyuncu değil. Caner'in yaptığı bu yanlışı medya kuruluşları ve televizyonda yorum yapanlar eleştirecekken maalesef
Fırat Aydınus gibi
FİFA kokartlı, çok zor
hakem yetişen bir ülkede elit düzeye gelmiş bir hakemimizi bu şekilde eleştirmenin son derece yanlış olduğunu düşünüyorum.
Bursaspor maçında son dakikada attığımız nizami golün verilmemesiyle puanımız gitti. Diğer maçlarda yapılan hakem hataları oldu. Biz Türk futbolunun geleceği açısından hep susmayı ve bu kurumlara güvenmeyi
tercih ettik. Bundan sonra da tavrımız böyle olacak. Ama bazı kişilerde kendi başarısızlıklarını bu şekilde başka kanallara yönlendirmekte veya kendilerini camialarında önemli kılma adına yaptıkları yanlışları sürdürmemeleri gerekir diye düşünüyorum ve ben burada medyayı özellikle görsel basında yapılan yorumları da oldukça yanlış buluyorum. Çünkü artık olay farklı boyutlara geldi sahadaki yanlışlardan çok işe eşler, çocuklar girmeye başladı. İş,
aile boyutuna getirilmeye başlandı. Son derece yanlış bir tutum. Ülkede hakem kolay yetişmiyor. Hep beraber hakemlere sahip çıkacağız.''
Aykut Kocamın'ın maç sonunda yaptığı açıklamalara değinen Yener, ''Sayın Aykut Kocaman'ın
şike sürecindeki tavırlarla veya şike sürecindeki yapılanlarla bunu örtüştürmesi son derece yanlış. Şike sürecinin bir tek mağduru var bu da
Trabzonspor'dur. Fenerbahçe Kulübü'nün çıkıp özür dileyeceğine spor kamuoyundan bu işin mağduru gibi görünmesi veya kendini bu şekilde göstermesi son derece yanlış. 2010-2011 Süper Lig Kupası şu an hak ettiği müzede değil. Hiç hak etmeyen başka bir takımın müzesinde duruyor. Memlekette hukuk varsa bu
kupa mutlaka Trabzonspor'un müzesine gelecektir'' ifadelerini kullandı.
Demirören'in açıklamaları
Yener,
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı
Yıldırım Demirören'in medyaya yansıyan açıklamalarıyla ilgili olarak ise şunları söyledi:
''Bu söylemlerin bir sohbet anında yapıldığını tahmin ediyorum. Sayın Başkan her ne kadar TFF'nin sitesinde yalanlasa bile muhtemelen bu söylemlerin büyük bir kısmının yapıldığı düşüncesindeyim, yanılabilirim de düşüncem bu yönde. Türkiye'de bazı şeyleri söylerken hem konumunuza bakacaksınız hem de hukuk devletinde yaşıyorsak geçerli olan hukuk kuralları olması lazım. Kişiler ben olsaydım böyle olurdu, şöyle olurdu deme hakları yok. Demokratik ülkelerde bu tarz düşünceler son derece ilkel düşünceler. Demokratik ülkelerde geçerli olan hukuk kurallarıdır veya kurumların koyduğu kurallar prensiplerdir, yasalardır. Bunun dışındaki söylemleri son derece yanlış buluyorum. Umuyorum bunlar bir daha söylenmemiş olsun.''
Yener, bordo-mavili taraftarların şike sürecine ilişkin İsviçre'nin Nyon kentinde yapacakları
eylem konusunda ise şunları söyledi:
''Taraftarlarımızın hak ettiğimiz kupanın Trabzon'a gelmesi adına son derece hassas eylemleri oluyor. Türkiye'de de bu eylemler yapıldı. Avrupa'da en çok taraftarı olan takımlardan biriyiz. Taraftarlarımızın yaptığı bu eylemlere Trabzonspor Kulübü olarak
destek veriyoruz ve onları kutluyoruz. Herkes İviçre'deki bu eylemde yerini alacak ve Trabzonspor'un hakkını bu şekilde
UEFA'ya daha iyi şekilde duyuracak. Biz istiyoruz ki UEFA Disiplin Kurulu bir an önce bu konudaki kararını versin. Futboldaki yanlışlar bu şekilde düzeltilsin. En azından UEFA bizim yapamadığımızı yapsın diyoruz.''
Hasan Yener, Trabzonspor'un maçlarını
pazartesi oynamasıyla ilgili olarak ise ''İş günü olması nedeniyle
seyirci maça rağbet etmiyor. Trabzonspor'un maçlarını üst üste pazartesi oynaması manidar. Her halde bu planlamayı yapanlar bunu gözden geçireceklerdir. Bu yanlışlardan döneceklerdir diye umut ediyorum. Düzenlemeyi yapanlardan adil olmalarını bekliyoruz. Bu konuda bir başvurumuz olmayacak. Bildiğiniz gibi TFF maçın gününü ve saatini tespit etmekle yetkilidir. Bu konuyla ilgili yapılan yanlışları düzeltirler'' diye konuştu.AA