Trabzonspor
Onursal Başkanı Mehmet
Ali Yılmaz,
yönetimi ve
teknik heyeti yerden yere vurdu. “Parayı aldığı müddetçe Şenol'un orada kalacağından kimsenin şüphesi olmasın” diyen Yılmaz,
Sadri Şener için ise, “Ekonomik bir sıkıntı olsa Sadri orada durmaz” diye konuştu. Yılmaz'ın açıklamaları şu şekilde;
"
Trabzonspor’da ‘derin’ diye tabir edilen bir yapı var. Eskiden beri vardır bu. Bunlar deşifre edilecektir belki zamanla ama onlar olduğu müddetçe oraya onların istemediği kimsenin uzun müddet yaşaması mümkün değil. Onların işi gücü bu kulübü gıdıklamaktır ve onun nimetlerinden maddi-manevi olarak yararlanmaktır. Nitekim kulübün bugün elindeki kadrosuna bakıldığında daha önce Trabzonspor’da çok ünlü olmuş isimlerin maaşla çalıştıklarını, hatta
başkanlık yapanın bile maaşla çalıştığı görülür. Bunların hepsinin nedeni ‘Derin Trabzonspor’un susturma politikasıdır. Tabi ne olur bilmeyiz.
Trabzonspor’u
şampiyonluğa taşımış hocalarının hepsi, futbolcularının büyük bir çoğunluğu yani konuşabilenlerin hepsi kulüpte maaşla çalışıyor.
Kulüpte bu kadar zengin
kurmay var ve bunların elde ettiği kadro bu. Orada Ahmet
Suat var, Özkan Sümer var, Ali Kemal var bir sürü futbolcumuz, antrenörümüz var, hepsi var. Bunların gözlemleriyle tespit edilen
transfer listesinde alınan
yerli-
yabancı oyuncular kaliteli olmak zorunda. 12-16 sene Trabzonspor’u bizzat biz kendi paramızla taşıdık. O zaman ‘Derin Trabzon’ çok şampiyon olmamızı engelledi ama gitmemizi istemedi çünkü çare yoktu o zaman. Şimdi çare var. Kulübün gelirleri İddaa’dan, reklamdan, Digitürk’ten... Bir
ekonomik darlık, sıkıntı baş gösterse şu anki ‘Derin Trabzonspor’dan kimse orada kalmaz ve bu stresi de yaşamaz."
‘Galatasaray’ın altyapısı olduk’
"Herhalde her şey iyi gidiyor ki kulübü yönetenler görevlerine devam ediyor. Yani kulüp borçlu, çok topçu alındı. Çeşitli şaibeler yakıştırılmaya çalışılıyor. Ama yönetim halinden memnun, “Biz bırakıyoruz” diyeni duymadım. Demek ki yanıltıcı bir şeyler var. Demekki kulübün parası var. Çıkan şaibelerden
bonservis bedellerindeki menajerle olan anlaşmalar vs. konuşuluyor. Birilerinin cebine herhalde bir şeyler giriyor ki bu sıkıntılara, bu bağrışmalara, bu “İstifa etsene ulan” laflarına tahammül gösteriliyor. Bu kadar bağrışma, bu kadar sıkıntı,
şike süreci yaşandı, madara oldu. Olduk daha doğrusu hep beraber. Galatasaray altyapısı gibi oldu kulüp. İyi yıldızlar bedavaya Galatasaray’a gidiyor. TFF’ye dilekçe yazılıyor, cevabı genel sekreter veriyor. O dilekçe de göstermelik, “Bakın biz bir şeyler yapıyoruz” demek içindir."
‘Şenol efendi kefilim diyor ama...’
"Takımın hocası, “Bir kaç maç kaybettik de ne oldu? Biz toparlanırız, düzeliriz” diyor. Acaba Şenol
Güneş doğru mu söylüyor? Zaman zaman yönetimden şikayet ediyor ama sırası gelince de “Yönetimle beni karşı karşıya getirmeyin” diyor. Bunu taksitleri aldığı zaman mı söylüyor bilmiyorum, bunları söylemek bana yakışmaz. Parayı aldığı müddetçe Şenol’un orada kalacağından kimsenin kuşkusu olmasın. Şenol efendi, “Bu kadro iyidir, ben kefilim” dedi, önceleri cart curt etti. Ama Şenol bu belli olmaz. Birkaç kötü sonuç alınırsa, “Bu kadroya kefil değilim” diyebilir. “Bunları alırken bana sormadılar” diyebilir. Ama ‘Derin Trabzon’ elemanı olduğu için fark etmez.
İstediği kadar kalır."
Radyospor’a konuşan Yılmaz: “Şike sürecinde yönetim kimseden
yardım istemedi. Bazı cılız sesler çıktı, “Onursal Başkan nerde, ne oldu?” diye. Onursal Başkan ebenizin noktalarına kadar iner! Onursal Başkan’a gelip “Bize yardım et, önümüze geç, şöyle yapalım” diyen olmadı ki” dedi.