Su samurlarının Türkiye'deki durumu Bursa'da düzenlenen sempozyumda tartışıldı. Bursa Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi Kırsal Alan Çalışma Grubu, EKODER, Uludağ Üniversitesi ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği iş birliğiyle düzenlenen 'Su Samurunun Türkiye'deki Durumu' sempozyumu Nilüfer Dernekler Yerleşkesi'nde gerçekleşti. Başkanlığını Prof. Dr. İrfan Albayrak'ın yaptığı sempozyuma, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Türkiye Tabiatı Koruma Derneği Başkanı Yunus Ensari, Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Şazi Çavuşoğlu, Ekoder Başkanı ve Nilüfer Belediyesi Kırsal Alan Başkan Danışmanı Arca Atay, çok sayıda davetli ile akademisyen katıldı. Açılış konuşmalarının ardından söz alan Nilüfer Belediye başkanı Mustafa Bozbey, çevre, ekolojik denge ve Uluabat Gölü'nün yok olma tehlikesine dikkat çekti.
BOZBEY: ULUABAT GÖLÜ YOK OLMAYA DOĞRU GİDİYOR
Nilüfer Belediyesi'nin çevreye en duyarlı kurumların başında geldiğini vurgulayan Başkan Mustafa Bozbey, "Nilüfer , sanatın, sporun, kültürün, planlı gelişimin kenti olmasının yanı sıra çevre ve doğal yaşam ve aynı zamanda eğitim, bilim ve teknoloji kentidir. Bugün burada düzenlenen "Su Samurunun Türkiye'deki Durumu" isimli sempozyum, doğa ve yaban hayatına verdiğimiz önem, ve bilime verdiğimiz değerin bir göstergesidir. Uluabat Gölü Nilüfer ve Bursa için önemli bölgedir. Ancak sürekli kirlenen Kirmasti Çayı ile buluşan bir göldür. Evsel atıklar ve tarımsal etkilerle taban derinliği sürekli azalmaktadır. Tahminimce 50-60 yıl sonra kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. Uluabat ve Gölyazı'ya sahip çıkmalıyız. Bu konuda Bakanlıkların da atması gereken adımlar var. Biz bu konuda bilimin ışığında üzerimize düşeni yaparak hareket ediyoruz" dedi.
Uluabat Gölü için proje ürettiklerini ve yıllarca bu bölgeye dikkat çektiklerini açıklayan Bozbey, şunları söyledi: "Bir Ramsar alanı olan Uluabat Gölü'ne kıyısı olan 3 adet kırsal mahallemiz bulunmaktadır. Uluabat Gölü'nün gerek kuş, gerekse balık çeşit zenginliği hepinizin malumudur. Avrupa Leylek Köyleri ağına dahil olan bu bölgede, Karacabey sınırlarında olmasına rağmen 6 yıl boyunca Eski Karaağaç Leylek Şenlikleri'ni biz düzenledik ve buranın ününü yurtdışına taşıdık. Belediyemiz ve Kent Konseyimiz yine Bursa'da gerçekleştirilen tüm Sulak Alanlar Sempozyumlarının düzenleyicisi ve paydaşı olmuştur. Valilikle görüşmelerimiz oldu ve 42 km'lik göl çevresinde bisiklet yolu yapımı için öneri sunduk. Cevap bekliyoruz. Bu sempozyumun sonucu bize ışık tutacak. 2002 yılında Uluabat Gölü'nde gerçekleştirilen Su Samuru araştırmalarında elde edilen verilere göre, sınırlarımız içinde Su Samurlarının varlıkları saptanmıştır. Bu nedenle, Su samurları, diğer yaban hayatı canlıları gibi bizim de ilgi ve koruma alanımız içindedir" diye konuştu.
SARIBAL: İNSANOĞLU DOYUMSUZ VE SALDIRGAN HALE GELDİ
Sempozyuma katılan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal da çevrenin önemine dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Hayvanlar doyduğu zaman kenara çekiliyor biz insanoğlu doyduğumuz zaman saldıran bir toplum haline geldik. Bu da kapitalizmin getirmiş olduğu bir sonuç. Bu sonuçtan en büyük payı gelişmekte olan ülkeler alıyor. Biz gelişmeyi sadece para ekseninde düşünüyoruz. Bu parayı toplumun bütününe değil sadece belirli bir kesim sefa içinde yaşamayı sürdürürken, toplumun geri kalan büyük bir kısmı yani emekçi kısmı, modern köle düzenine doğru hızlı bir şekilde gidiyor. Bunun yanında hem kendimiz yıpranıyoruz hem de güzelim dünyamızı bu şekilde yok ediyoruz. Yanlış, kötü, cahil insan yoktur. Asıl olan sistemdir, asıl olan bilimi en başa koymaktır."
Sempozyum Başkanı Prof. Dr. İrfan Albayrak da sempozyum içeriği hakkında bilgiler verdi. İlk kez su samurlarıyla ilgili sempozyumun 1998 yılında gerçekleştirildiğini açıklayan Albayrak, şu bilgileri verdi: "Sempozyumun amacı su samurunun Türkiye'deki durumunu ifade ediyor. Su samuru sadece bir tür ama onunla birlikte diğer türlerinin de durumlarını incelemek, araştırmak ve onun tehdit sınırlarını ortaya koymaktır. Hangi faktörlerle tehdit ediyor, hangi konularda tehlike içindedir. Bir envanter çalışmasını yapmaktayız ve onu burada ifade ediyoruz. Türkiye'de dördüncü kez düzenleniyor. Suyun varlığını yokluğunu işaret eden, suyun kirliliğinin derecelerini gösteren bir tür olduğu için onun durumunu inceleyerek buradan kendi hayatımız için bazı faydalar çıkarıyoruz. Su samurlarının su kirliliği yada av nedeniyle yok olması demek, ekolojik dengenin bozulması demektir. Su samuru dendiği zaman eski zamanlarda üretilen samur kürklerinin sahibi diyebiliriz. Ancak bunun ekolojideki rolleri çok önemli. Yaşadığı alanlarda hastalıklı balıkları yemek suretiyle oradaki balık düzenlemesini yapar. Sağlıklı balıkların ortaya çıkmasında faydası vardır. Araştırmalar sonunda bir sonuç çıkararak ilgili mercilere göndereceğiz"
Ekoder Başkanı ve Nilüfer Belediyesi Kırsal Alan Başkan Danışmanı Arca Atay da su samurlarının Bursa'da 4 bölgede üreme yaptıklarının tahmin edildiğini söyledi.
7 yıl sonra ilk kez Nilüfer'de
İlki 1999 tarihinde Antalya'da yapılan "Su Samurunun Türkiye'deki Durumu" adlı sempozyumun ikincisi 2002 yılında yine Antalya'da , üçüncüsü de 2008'de Kırıkkale'de gerçekleştirilmişti. 4.'sü Nilüfer Dernekler Yerleşkesi düzenlenen sempozyumda su samuru ile ilgili bilgiler güncellendi. Nilüfer Belediyesi, Nilüfer Kent Konseyi, Türkiye Tabiatını Koruma Derneği ve Ekolojik Yaşam Derneğinin birlikte düzenledikleri sempozyum dört oturumda gerçekleşti. Bu oturumlarda 13 bildiri ve 4 poster sunularak, Türkiye'deki Su Samuru araştırmaları, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde tespit edilen su samurları, ekolojik ve ekonomik önemler de ele alındı. Sempozyum kapsamında yarın Uluabat çevresinde inceleme gezisi yapılacak. CİHAN