(...)
Dünya Bankası, Rusya’nın notunu artırırken Türkiye’nin notunu düşürdü. Şöyle; Rusya 92. sıradan 62. sıraya yükselirken Türkiye iş yapma kolaylığında dört sıra gerileyerek 51. sıradan 55. sıraya düştü. Çünkü son bir yılda Türkiye, işe başlama kolaylığında 15 sıra, kredi alabilme kolaylığında üç sıra, küçük yatırımcıyı korumada bir sıra ve vergi ödeyebilme kolaylığında altı sıra geriledi. Böylece, Dünya Bankası, Türkiye’nin yatırım ikliminin bozulduğunu ileri sürdü. Oysa Rusya, Batılı ülkelerin ambargosuna rağmen Dünya Bankası tarafından yatırım yapılabilirliği artan bir ülke olarak değerlendirildi. Ve Rusya ile Türkiye Fitch, Moody’s ve S&P tarafından notu indirilecek ülke olarak görülürken, Dünya Bankası, Rusya’nın notunu yükselterek olumlu ayrıştırdı. Bu arada aynı Dünya Bankası Türkiye’nin notunu düşürdü. Böylece hem parayla not verenler hem de küresel bir kamu kuruluşu olan Dünya Bankası’nın Türkiye ekonomisine olumsuz baktığı ortaya çıktı. Yani Batı’nın ambargosuna, 150 milyar dolar tutarında sermaye kaçışına rağmen, Dünya Bankası, Rusya’yı, Türkiye’ye göre daha sağlıklı bir ülke olarak gördü.
Peki, niye anlattık bütün bunları…
Şundan anlattık. Önceki gün Cumhurbaşkanı’nın, Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim’i Huber Köşkü’nde kabul ettiği basına duyuruldu. Oysa Cumhurbaşkanlığı’nın ekonomik söylemleri dikkate alındığında, Türkiye’nin notunu düşüren Dünya Bankası Başkanı’nın kabul edilmemesi gerekiyordu. Bu arada acaba Jim Yong Kim’e Türkiye’nin notunun niye düşürüldüğü soruldu mu? İşte böyle.