Türkiye bir süredir Türkmenlere yardım malzemesi götürdüğü iddia edilen MİT TIR’larını tartışıyor. Türkiye’nin başkenti Ankara’da ise insanlık dramı yaşanıyor. IŞİD’in zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınan Türkmenlerin yaklaşık 25 bini Ankara’da yaşıyor. Bir çoğu öğretmen, avukat, doktor olan eğitimli ve varlıklı insanlar şimdi zor durumda. 20-30 kişi bir dairede yaşayan bu insanlar sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların yardımıyla ayakta durmaya çalışıyor.

Suriye ve Irak’tan giriş yapan ‘sığınmacı’ farklılığı daha kapıda başlıyor. Suriye girişlilere ‘99’ rakamıyla başlayan geçici kimlikler veriliyor. Kamplara ve sosyal konutlara yerleşen Suriyeli sığınmacılar hastanelerden bedava yararlanıyor, sınavsız üniversiteye gidebiliyor.

Suriye’deki Esad zulmü gibi Irak Telafer’de IŞİD zulmü yaşanıyor. Telafer’deki Türkmenlerin bir kısmı canını kurtarmak için Türkiye’ye geldi. Telafer’den gelenlere ‘98’ kodlu geçici kimlik verildi fakat bunu sınırlı sayıda insan alabildi. Bürokrasi ve devlet yardımlarının Suriye’den gelen sığınmacılara göre yapılanması Iraklı Türkmenleri zorda bırakıyor. Bu insanlar günlük ihtiyaçlarını Ülkü Ocakları, Türk Ocakları gibi kuruluşlar ile vatandaşların yardımlarıyla karşılayabiliyor.

Bakanlar kurulu kararına göre ‘yabancı tanıtma belgesi’ ile sağlık hizmetinden yararlanılabiliyor. Ancak bu kart çok az kişiye verilmiş. Tanıtma belgesi olmayanlar ise sadece ‘Acil’ hizmetlerinden yararlanabiliyor. Hastaneye yatan bir Türkmen sığınmacı resmi kayıtlara ‘turist’ olarak giriyor. 

Bunun anlamı şu: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bile 3 katı para ödüyor.  Mesela Devlet Hastanesi’nde doğum yapan Iraklı Türkmen L.M’ye  1.000 TL fatura çıkarıldı. Oysa Sağlık Bakanlığı’nın uygulama tebliğine(SUT) göre 500 TL alınması gerekiyordu.

By-Pass ameliyatı olan Türkmen hastadan 7 bin TL alınması gerekirken 22 bin TL alınıyor. Ankara’da belediyeler cenaze taşıma, yıkama dahil dini vecibelerin yerine getirilmesini ücretsiz karşılıyor. Aynı Belediye,  6 Haziran’da  vefat eden M.E isimli Türkmen’den 500 TL defin parası aldı.

Asıl sıkıntı sağlık, eğitim alanlarında yaşanıyor. Türkiye’ye gelenler arasında ilk, orta, üniversite öğrencileri de bulunuyor. Bunlar eğitimlerine ara vermek zorunda kaldı. Doktor, avukat, öğretmen gibi meslek sahipleri çalışamıyor. Kimlikleri olmadığı için ‘kaçak işçi’ olarak görülüyorlar. Kayıt dışı çalışanlar bunun sıkıntılarını göze alıyor.