Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Mehmet Uçum’un AYM’yi “Batıcı ve neo liberal” diye suçlayan açıklamasının da siyasi olduğunu ve hiçbir anayasa maddesine dayanmadığını belirten Akyol, “Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini kısıtlamak için yasama organını devreye sokmak Türkiye’ye yakışmaz. Bu, Netanyahu’nun, Orban’ın, Duda’nın taktikleridir” dedi.
Akyol yazısında şu ifadeleri kullandı:
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin AYM kararına uymayı ikinci defa reddetmesi hukuki bir karar olmaktan ziyada siyasi bir savaş ilanı niteliğindedir.
Yargıtay’ın hukuki gerekçeleri nedir? Yargıtay Anayasa’nın hangi maddelerine, hangi yerleşik içtihatlara, anayasa hükmünde olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin hangi maddesine dayanarak AYM kararına uymayı reddetti?.. Bu konuda tek paragraf yok!
Gösterdikleri gerekçeler bütünüyle siyasidir, AYM’ye karşı siyasi bir manifesto niteliğindedir… Ne ilgisi varsa, Yargıtay Arap Baharından giriyor, Pakistan Yüksek Mahkemesi’nin başbakan hakkındaki güvensizlik kararından çıkıyor, AYM’ye hücum ediyor…
Başbakan Erdoğan’ın Arap Baharı’nı öven, göklere çıkaran konuşmaları olduğunu burada hatırlatmak isterim.
Yargıtay, “AYM’nin söylemi terör örgütleriyle uyumlu” diyor, diyebiliyor!
AYM Gülen’e de Karayılan’a da Melis yolunu açabilirmiş!
Halbuki Yargıtay “terör örgütüne sempati duymak ya da örgütün amaçlarını, ideolojisini, değerlerini benimsemek, yayınlarını okumak, bulundurmak, örgüt liderine saygı duymak gibi eylemler örgüt üyeliğine için yeterli değildir” diye karar vermiştir. (16 Daire, 2017/5155)
AİHM içtihatlarında da böyledir. Hukukun inceliklerini dikkate almadan popülist bir söylemle AYM’yi böyle suçlamak ayıptır, bir yargı kurumuna yakışmıyor. Terör örgütleri de işlerine geldiğinde demokrasi, hukuk diyolar… Yargıtay bu değerleri red mi edecek?
Yargıtay, öfkesini kontrol edememiş, AYM’yi suçlamak için hayal ötesi komplo teorilerine yer vermiştir. AYM için, “cumhurbaşkanının meşruiyetini dahi tartışmaya açabileceği anlaşılmaktadır” diye yazabilmiştir.
Bu, Beştepe’ye siyasi bir mesaj değilse nedir?
Dahası, AYM’nin “Laiklik ilkesinin uygulanamaz hale getirilmesi, devletin şeklinin cumhuriyet olduğunun tartışmaya açılması gibi…” kararlar vermesinin mümkün olabileceği şeklinde yine hayal ötesi bir komplo teorisi kurmaktan kendini alamamıştır.
…
Yargıtay, kararında AYM’nin yetkilerinin daraltılması için Meclis’e dolaylı bir ifade ile çağrıda bulunuyor. CB Başdanışmanı Mehmet Uçum da yaptığı açıklamada AYM’yi “Batıcı ve neo liberal” diye suçladı, Meclis’e aynı yönde çağrıda bulundu.
Belli ki AYM’nin yetkilerini daraltmak için zemin hazırlanıyor.
Mehmet Uçum’un söyledikleri siyasidir, hiçbir anayasa maddesine dayanmaz. Hele “Batıcı ve Neo liberal” söylemi hukukla ilgisiz, tamamen siyasi bir karalama çabasıdır.
…
Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini kısıtlamak için yasama organını devreye sokmak Türkiye’ye yakışmaz. Bu, Netanyahu’nun, Orban’ın, Duda’nın taktikleridir.