Bir süredir siyasi istikrarsızlık yaşanan Brezilya'da geçtiğimiz yıl yeniden başkan seçilen Dilma Rousseff'in koltukla imtihanı sürüyor. Muhalefet partileri, Rousseff'in görevden alınması için mecliste düğmeye basınca ülkedeki taht mücadelesi yeni bir boyut kazandı. Rousseff, mahkemeyi devreye sokarak işlemi askıya aldırmayı başardı ancak muhalefet yeni bir hamle ile azil sürecini hızlandırmayı planlıyor.
Brezilya'da bu yılın en çok merak edilen sorusu, Rousseff hükümetinin görevde kalıp kalmayacağı idi. Seçimleri az bir farkla kaybeden ana muhalefet partisi PSDB, 13 yıldır iktidarda olan İşçi Partisi (PT) aleyhine kampanya başlatarak ülke çapında hükümet karşıtı protestolar düzenledi. Rousseff'in yönettiği 9 partili koalisyonda yer almayan partiler bu kampanyaya destek verirken ilerleyen süreçte hükümetin en büyük ortağı PMDB'yi de yanına çekmeyi başardılar. Böylelikle Rousseff hükümeti, mecliste çoğunluğu kaybetti ve muhalefet bloğu azil işlemini sürdürmek için gereken üçte iki oy oranına yaklaştı.
RİSK ARTI, ÜNLÜ HUKUKÇULAR DEVREDE
İşçi Partisi'nin zayıf bir seçim kazanması ve ekonomide yaşanan türbülanstan dolayı hükümetin zor anlar yaşayacağı en başından tahmin ediliyordu. Ancak Ağustos ayı ortasında hükümet ortağı ve başkan yardımcısı Michel Temer'in koalisyondan geri çekilmesi, Rousseff hükümetinin görevden alınacağı tezini güçlendirdi. Nitekim koltuk dağılımından memnun kalmadığı gerekçesiyle ortaklığı bitiren Temer, kısa süre sonra muhalefetle anlaştı.
Mecliste başlatılan süreçle birlikte ülkede siyaset Arap saçına dönmüş durumda. Hükümeti yolsuzlukla itham eden ve azil talebini kabul eden meclis başkanının kendisi de yüksek mahkemede rüşvetle yargılanıyor. Muhalefetin bu zaafını değerlendiren Rousseff, meclis başkanını etik kuruluna şikayet ederek sürecin askıya alınmasını sağladı.
Bu gelişmeyle birlikte görevden alınma riskinin arttığına hükmeden iktidar, kendini savunmak için avukat ve ünlü hukukçulardan oluşan bir ekip oluşturdu. Rousseff'e yöneltilen suçlamalarda henüz ortaya konabilmiş somut bir delil yok. Azil talebine, 2014 yılına ait kamu harcamalarında Sayıştay'ın yaptığı bazı itirazlar dayanak gösteriliyor. Rousseff'in avukatları ise bu meselenin azil sürecini başlatmak için bir gerekçe olamayacağı yönünde savunma yapıyor.
ROUSSEFF: SEÇİLMİŞ HÜKÜMETE KARŞI DARBE GİRİŞİMİ
Brezilya tarihinde henüz görevden alınan başkan yok. Ancak muhalefetin hazırlayacağı ikinci öneri kabul edilse bile neticeye ulaşmak için uzun bir yol var. Öncelikle tüm partilerin temsil edildiği meclis komisyonunun soruşturma için 'olur' vermesi gerekiyor. Ardından Rousseff'in savunma yapması ve meclis oylamasında 2/3 oranında karşıt oy alması gerekiyor. Bu gerçekleşirse başkanın görevi askıya alınıyor ve konu senatoya devrediliyor. Senato'da yapılan oylamada aleyhte 2/3 oranında çoğunluk sağlanırsa, başkan görevden azlediliyor ve 5 yıl süreyle herhangi bir kamu görevi icra edemiyor. Azil sürecinin meclisten ve senatodan geçmesi halinde temayüller gereği yerine başkan yardımcısı Michel Temer'in geçmesi gerekiyor. Temer'in bu görevi kabul etmemesi durumunda ise meclis başkanı vekaleten koltuğa geçecek ve ülke 90 gün içinde seçime gidecek. Sarayın hesaplarına göre azil işlemi meclisten geçse bile senatoda kabul görmeyecek.
Rousseff'in görevden alınıp alınmayacağına dair muammalar sürerken hükümetin bir yandan da koroyu yöneten meclis başkanına karşılıklı uzlaşı için teklif götürdüğü ancak bu pazarlığın yürümediği konuşuluyor.
Ülkedeki siyasi krizden muhalefeti sorumlu tutan Brezilya lideri, seçim sonuçlarının hazmedilemediğini ileri sürüyor. Bu durumun ekonomide istikrarsızlığa neden olduğunu savunan Rousseff, ülkenin bir an önce normale dönmesi için muhalefetin bu tutumdan vazgeçmesine yönelik çağrı yapıyor.
Yapılan ilk girişimde, mahkemenin lehte karar vermesi üzerine açıklama yapan Rousseff, muhalefetin meclise sunduğu görevden alma teklifini 'yapay bir oluşum ve seçilmiş hükümete karşı darbe girişimi' olarak nitelendirdi. Muhalefete karşı söylemini sertleştiren Rousseff, azil talebi veren milletvekilleri için 'ahlak dersi veren ahlaksızlar' ve 'İçinizde kimin benim şerefimi sorgulayacak kadar temiz bir sicili var?' ifadelerini kullandı.
İKİNCİ CEPHE: ROUSSEFF'İN SEÇİM KAMPANYASI
Rousseff'e baskı kurmak için her yolu zorlayan muhalefet, istifa ya da azil hedefi için yüksek seçim kurulunu harekete geçirmeyi başardı. Geçtiğimiz yıl yapılan seçim kampanyasında makamları dolayısıyla kendilerine sunulan politik ve ekonomik ayrıcalıkları istismar ettikleri gerekçesiyle Rousseff ve hükümet ortağı Michel Temer aleyhine soruşturma açıldı. Bu senaryoya göre kampanya hileli bulunursa Rousseff görevden alınacak ve yarışı ikinci sırada bitiren Aecio Neves yeni başkan olacak. Ancak hukukçular, yüksek seçim kurumunun yetkileri konusunda ayrılığa düşüyor. Bir kısmı, seçim kurulununun bu yetkiye sahip olduğunu savunurken diğer kısmı devlet başkanının ancak kongre aracılığıyla tasfiye edilebileceğini savunuyor.
Hasılı, azil sürecinden sağ çıksa bile yolsuzluğa karıştığı iddia edilen yıpranmış bir iktidar ile kenetlenmiş bir muhalefet karşısında Rousseff'in görev süresi sonuna kadar koltukta kalması zor gözüküyor. Nitekim seçim sonrası ekonominin daha kötüye gitmesi ve artan siyasi gerilim, Rousseff'in reytingini tek haneli rakamlara kadar düşürdü. Ancak tüm olumsuzluğa rağmen partinin kemikleşen tabanı Rousseff'i destekliyor ve 'milli iradeye saygı' mitingleri düzenliyor.
Neticede, Rousseff'in bir süre daha görevde kalacağı ihtimali ağır basarken selefi Lula hakkında yürütülen soruşturmanın nasıl sonuçlanacağı da bu konuyla ilintili bir soru olarak cevap bekliyor. CİHAN